Ben diye ortaya çıkan, kendi menfaatlerini hep önde tutan, hatta küçük getiriler için büyük hevesleri olan kimselerin etrafına faydası olması ne zordur. Öyle ki nice yüce gönüllüler başkalarının dertleriyle dertlenerek dünyayı yaşanır ve kıymetli hale getirirler. Bu sözleri söylemek kolay, yapmak zordur.

     İnsan ancak insanları severek hatta bütün kâinatı severek güzelleşir, sevgiyle birlikte güzellik çoğalır.

     “İnsanoğlu ancak ve ancak müşahhas ve yüce bir makama karşı mesuliyetini idrak ederse, iyilik ve güzelliğin önüne geçecek önüne geçecek, hiçbir zor tasavvur edilemez, mümkün olmaz.” (S.73)

     “Biz bu âleme gelmiş olmanın karşılığını vergisini, muhitimize bir nebze olsun faydalı olmak suretiyle ödemeye mecburuz.” 

     Tembellik ve gevşeklik içinde olmadan, hayatı değerlendirmek, hayatın akışı içinde boşluk bırakmamak, huzurun ve başarının şartlarındandır. Hayatı güzelleştiren, sıkıcı ve kalıplar içinde kalmaktan kurtaran, onu yumuşatıp manalandıran, adil ve eşitlikçi prensipleri gaye edinen niceleri vardır.

“ Bir gün Hz. Mevlana, Hüsameddin Çelebi’ye Mesnevi söylemek suretiyle geceyi sabaha ulaştırmış. Fecrin ilk ışıkları belirdiği zaman, o gecenin hulasasını, takririni şu beyitlerle kapamış: Ya Rabbi Hüsameddin’i uykusuz sabahlattım. Hakkını ben ödeyemem sen öde.” 

     “Bahtı açık olanların ruhlarını ateşle uyandır. Sonra da vazifelerini hakkıyla, lâyıkıyla yapsınlar. Günümüzün cihadı budur işte. Kütleye hizmet kemerini bağlayana ne mutlu.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.