20 yıllık coğrafya öğretmeni Sözer Vurgun dedesinin yolundan gitti. Anne ve babasını kaybeden dedesine o dönemde öğretmeni sahip çıktı, okumasını sağladı ve dedesi de öğretmen oldu. Dedesinin bu hikayesinden çok etkilenen Sözer Vurgun da aynı mesleği seçti. Çocuklara sadece bilgi aktarmakla kalmayan Vurgun onların yüzünü de güldürmek istedi. Soma’da görev yaparken bir gün görme engelli öğrencisi Arda’nın derslere yeterince katılamadığını gördü ve onun dersi daha iyi anlaması için dokunsal bir harita yaptı. Arda da öğretmeninin yaptığı haritayla derslere katılmaya başladı. Sözer Vurgun öğrencisindeki değişimi görünce tüm görme engelli çocuklara ışık olabileceğini fark etti.
DÜNYADA BİR İLKİ BAŞARDI
Hikayesini anlatan azimli öğretmen Sözer Vurgun, “Öğretmen bir aileden geliyorum. Dedem 40 yıl boyunca sınıf öğretmenliği yaptı, ülkemizin farklı köylerinde çalıştı. Kendisi çocuk yaşta hem annesini hem babasını kaybetmiş, devletimiz ona sahip çıkmış. Öğretmen olmuş ve 40 yıl boyunca bu ülkeye hizmet etmiş. Ondaki öğretmenlik aşkı benim de aynı mesleğe yönelmemi sağladı. Sadece bir meslek olarak değil çocuklara olan bir aşk. Öğretmenliğe başladığım günden beri okulda derse girip çıkmaktan öte çocuklarla beraber bu hayatın içinde, onları mutlu etmek için çalışıyorum. Görme engelliler üzerine çalışmam 2017 yılında başlamıştı. Okulumuzda görme engelli bir öğrenciyle tanıştım. O öğrencimin dersime ilgisini artırmak, konuları öğrenmesi için ona bir dokunsal bölge haritası yapmıştım. Haritayla birlikte derse daha çok katıldığı gördüm. Bu konuyla ilgili araştırmalar yaparken görme engelliler için bu tip haritalar olmadığını, dünyada aslında bir ilk olduğunu fark ettim” dedi.
TÜRKİYE’DE 3 BİN, AFRİKA’DA BİN GÖRME ENGELLİYE ULAŞTI
Soma’nın ardından Yunusemre ilçesinde Şehit Fatih Kalu Lisesi’nde çalışmaya başlayan Sözer Vurgun, İyilik Atölyesi kurdu. Atölyede önce 40 öğrenci ve 15 veliye dokunsal harita ve materyal yapmayı öğretti. İyilik Atölyesi’nde bir yandan materyaller üretilirken, diğer yandan da insanlara bu materyallerin nasıl kullanıldığı öğretildi. Atölye sayesinde Türkiye’de 3 bin görme engelli çocuğa, Afrika’da ise bin görme engelli öğrenciye ulaşıldı. Öğretmen Sözer Vurgun, “Ülkemiz genelinde de görme engelli çocuklar var ve bu çocukların da bir şekilde dünyayı tanıması gerekiyor. İlk önce okulumuzda bir iyilik atölyesi kurdum. İyilik atölyesinde ilkokul ve ortaokul müfredatındaki tüm haritaları dokunsal hale çevirdik. Bu haritaları okullara gönderdik. Bu iş sadece ülkemizde değil dünya da görme engelliler vardı. Daha dezavantajlı ülkeler olan Afrika ülkelerindeki görme engelli okullarıyla iletişime geçtik. O okullarda durum çok vahimdi. Öğrencilerin kağıdı dahi yoktu. Onlar için özel haritalar yaptık, o ülkelerdeki çocuklar için oynayabilecekleri dokunsal materyaller ürettik. 5 Afrika ülkesine gittik. Bu ülkelerde çok duygusal anlar yaşadık. Yapılan çalışmanın ülkelerinin geneline yayılmasını istediler” diye konuştu.
BM’DEN TEŞEKKÜR
Proje ülke sınırlarını aştı ve Birleşmiş Milletlerin de dikkatini çekti. Birleşmiş Milletlerden teşekkür ve davet alan proje sürecini anlatan Sözer Vurgun, “ Yaptığım haritalardan Birleşmiş Milletler dönem Başkanı olan Jun Ishikawa’ya da göndermiştim. Birleşmiş Milletler adına bana bir teşekkür mektubu gönderdiler. Amerika Birleşik Devletlerinde görme engellilerle ilgili çalışan Teksas Enstitüsü’ne de yaptığımız çalışmaları gönderdik. Bu haritalar dokunarak bilgiyi aktaran haritalar ve gören-görmeyen öğrencinin aynı anda kullanabildiği haritalar. Daha önce tasarlanan haritalar kabartmalar içermekte ve sadece görme engelli çocuk kullanabilmekte. Bizim haritamızı aynı haritayı sınıfta gören ve görmeyen birlikte kullanıyor” dedi.
GÖRME ENGELLİLERİN GÖZÜ OLDU
Dokunsal haritaların yanı sıra sesli haritalar da yapan öğretmen Sözer Vurgun, çocukların özgürce bilgi edinmelerini sağladı. Sözer Vurgun sesli haritalar geliştirme süreçlerini şöyle anlattı: “Bu haritaları yaptıktan sonra haritadaki bilgiyi görme engelli çocuğun dokunarak öğrenmesini istiyorduk. Ama çocuklar dokundukları haritaların sesli şekilde bu bilgileri anlatmasını istediler. Okulda kurduğumuz Türkiye Kapsayıcılık Takımı ile beraber Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin desteğiyle dokunsal haritaları sesli haritalara çevirdik. Artık görme engelli öğrenci bağımsız bir şekilde dokunarak haritadan bilgileri öğrenebilecek. Kimseye bağımlı olmadan özgür şekilde bilgileri alabilecek.”
TEKNOFEST’TE TÜRKİYE BİRİNCİSİ
Birçok görme engelli çocuğun ufkunu açan, onlara fırsat eşitliği sağlamak için çalışan öğretmen Sözer Vurgun, Teknofest’te de Türkiye birinciliği kazandı. Öğretmen Vurgun, “Biz bu çalışmayla İyilikler Yarışıyor Proje yarışmasında Türkiye birincisi olduk. Türkiye’de 3 bin çocuk, Afrika’da bine yakın görme engelli çocuğa ulaşmıştık. Teknofest’te de katıldık ve sesli haritalar projesiyle finallere kaldık. Yarışmada Türkiye birincisi olmamız bizi çok gururlandırdı. Biz yarışmalarda kendimizi duyurdukça daha fazla görme engelli ailesi bize ulaşıyor ve biz onlara gereken materyalleri yolluyoruz” dedi.
GÖRME ENGELLİLERE GÖNÜLLÜ ONLİNE DERS VERİYOR
Salgın sürecinde online eğitime geçilmesiyle birlikte görme engelli öğrencilerin yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak isteyen öğretmen Sözer Vurgun bu kez de yaptığı sesli ve dokunsal materyalleri Türkiye’nin birçok şehrindeki öğrencilere yolladı. Görme engelli gençlerle birlikte gönüllü olarak online dersler de yapan Sözer Vurgun, “Salgın süreci bütün çocukları etkilediği gibi görme engelli çocuklar için de bir dezavantaj oluşturdu. Bu süreçte görme engelli çocukların aileleriyle birlikte oynayabileceği zeka oyunları tasarladım, bize ulaşan tüm görme engelli çocukların ailelerine dokunsal ve sesli haritaları gönderdim. Online derste de karşılıklı şekilde gönderdim materyallerle dersleri işliyoruz” diye konuştu.
“İYİ Kİ DEDEMİN YOLUNDAN GİTMİŞİM”
Daha çok görme engelli çocuğa ulaşmak isteyen Sözer Vurgun, mesleğin sırrını çocukların mutluluğu ile mutlu olmak olarak tanımlıyor. Mesleğini çok seven Sözer Vurgun, “Afrika’ya gittiğimizde görme engelli bir çocuk bacağımıza yapıştı ve buradan gitmeyin dedi. Çünkü ilk kez bir şeyler öğrenebileceği, derslerini anlayabileceği materyali olmuştu. Öğretmenlik apayrı bir meslek. Çok farklı duygular içeren bir meslek. İyi ki dedemin yolundan gitmişim, iyi ki bu mesleğe başlamıştım. Şu an yaşadıklarım gerçekten tarif edilemez duygular. Daha bu yolun başındayım diye düşünüyorum. Çünkü tüm görme engelli çocuklara ulaşmam gerekiyor, o çocukların da aynı mutluluğu yaşaması gerekiyor. Mesleğin en önemli sırrı çocukların mutluluğu ile mutlu olmamız” dedi. / Nermin UÇTU
