Belirli bir hedefi gerçekleştirmede yolculuk ve göçlerin,  hem toplumlar hem de insanların hayatında mühim bir yeri vardır. Bu yürüyüşler devletlerin yenilenmesi ve değişimini getirdiği gibi, insanlarında gelişim yolundaki yürüyüşleri kendilerine ve topluma değişim ve yenilikler getirebilir.

     Moğol istilası ile birlikte dünyanın düzeni değişmiş, onlar gittikleri, ele geçirdikleri topraklarda yıkım meydana getirip, şehirleri, medeniyetleri yerle bir ettikleri de olmuştur. Mevlana, 1207 yılında Belh şehrinde doğmuştur, burası dokuzuncu asırdan itibaren mühim bilim merkezlerinden biri olmuş,  beşinci yüzyıldan itibaren Türk kavimlerinin hâkimiyetine geçmiştir. Babası da büyük bir âlim olan Bahaeddin Veled’dir. Dört beş yaşlarında bir çocukken, Moğol baskısından ötürü memleketinde ayrılmış, Nişabur’a varmış, burada tasavvuf ulularından Ferüdiddin Attar ile görüşüp tanışmış, Bağdat’ta Abbasi Halifesi tarafından ağırlanmış ve Hicaz’a gidip hacı olmuş, dönüş yolunda Şam’da Muhiddin Aarbi ile görüşüp feyz almıştır. Sonra Anadolu’ya yolculuk yapılmış Selçuklu Sultanı Alaaddin keykubat’ın daveti üzerine Konya’ya gelip yerleşmişlerdir.

   “Her şehirde üç dört sene süren ikametlerde tam bir göçebe hayatını andıran bu yolculuk, on beş sene sürmüştü babası Sultanül Ulema Veled 1231 yılında Konya’da vefat ettiğinde Mevlana yirmi dört yaşında bütün İslam Dünyasını tanımış, bilgili görgülü ve çileli bir ilim adamı olmuştu. Babasının talebesi Tirmizi onunla ilgilenmiş, fakat onun hayatının asıl değişikliği Şemsi Tebrizi ile tanıştıktan sonra gerçekleşmişti.  Bu derbeder derviş, Mevlana’nın bütün ruh dünyasını alt üst etmiş onun içindeki ummanda bir fırtına gibi esmiş ve ona bambaşka bir kimlik kazandırmış, bugün dünyanın hayran olduğu büyük ve ebedi Mevlana’yı bize armağan etmişti. Dış görünüşü Şems sevdası sanılan ferman dinlemez coşkunluk ’ hakikatte sürekli bir vecd-kendinden geçme hâliydi’” (E. Işık)

     Mevlana, yapılan zulümlerden yakınanlara,  ‘Bu zulümlerden kurtulmak istiyorsanız, siz de birbirinize haksızlık etmeyiniz, kendi aranızda zulüm ve haksızlıklara son veriniz, birbirinizi seviniz, merhametli olunuz! ‘ Demekteydi. 

    Hayat da bir yolculuktur.  Mevlana dahi kendindeki hacimli hazineye rağmen, yeni bir merhaleye, yeni aşamaya ulaşmak için çabaladı, yenilenme yolunda gayret etti. Bu vecd halini yakalayınca, sükûna erdi, huzur buldu. Hâli tavrı ve yazdıklarıyla dağarcığından dökülen bu hikmetler, etrafına, insanlığa meyve ve ibret oldu. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.