Günümüzde var olan küresel beslenme sorununa ön cepheden bakarsaken başta şehirlerde yoğunlaşmış ve yoğunlaştırılmaya devam edilen, insan kitlelerinin beslenme sorununun acil olarak öne çıktığı görülür....FAO, Dünya Bankası, WTO ve IMF gibi kuruluşlarının kanatları altında sürdürülen resmi tanımı ile "land leasing" / Toprak kiralanması diğer tanımı ile "land grabbing" Toprak gaspı çözümüne götürür...Küresel Finans Oligarsinin dünya'ya dayattığı bu "gerçek amacı saklanmış  çözümün" düşünsel yapı taşlarını biraz daha açarsak ;Bu gün günümüzde devasa tehlike somut bir açlık tehlikesi vardır...Acil olarak çözüm beklemektedir...Bilimsel ve modern tarım tekniklerini içeren girişimler vakit kaybedilmeksizin ele  alınmalıdır...Dünyada ekilebilir toprakların yarısından fazlasına sahip pek çok ülkede tarımsal üretim eğiitimsiz insan kitlelerinin sürdürdükleri geleneksel (traditional) tarım yöntemleri ile yetersiz ve verimsizdir ...sonuçta tarımsal üretim, var olan ihtiyaçların gerisinde kalmaktadır...Kırsal kesimde yaşayan bu insan kitlelerinin uyguladığı tarım metodlarının ilkelliği ve tohumlarının vermsizliği  öte yandan gerekli finanslarına sahip olmamaları Finansal sahip  olmaları endüstriyel tarım uygulanmalarına imkan vermemektedir...İnsanlığın karşı karşıya devasa bir açlık sorunu  sorumlu olmak zorunda olan ülkeler   üstü kurumları (BM, Dünya Bankası, Dünya Ticaret örgütü gibi)kökten çözümler üretmeye zorlamaktadır....Netice olarak bir yanda şehirlerde yoğunlaşmış olan insan kitlelerinin böylesi, acil bir beslenme sorunu var iken üçüncü dünya ülkelerinin elinde ki ço büyük boyuttaki ekilebilir toprakların, öylesine atıl bırakılması büyük sorumsuzluktur....  Açlık tehllikesine karşı kökten bir çözüm olarak bu toprakların bir şekilde ehliyetli ellerde toplanması savsaklanamaz bir ödevdir...Ayni sömürgecilerinin 18,19, 20 yüzyılların dünyanın geri kalanı üzerine insanlığa reva gördükleri inanılmaz boyutlardaki kırım ve sınırsız soygunu bilmemek...Büyük insan kitlelerinin yine aynı güçler tarafından nasıl ekilebilir topraklarından ve başarı ile ile uyguladıkları geleneksel tarım üretiminden kan ve şiddet  yoluyla kopartıldıklarını bilmesek....Günümüzde geniş insan kitlelerinin "şehir" denilen oplanma merkezlerinde yoğunlaştırılması için KFO ve ona bağlı dev kuruluşlar açısından pei çok kendileri için geçerli gerekçeleri olduğunu bilmesek...Bu uğurda kırsalda yaşayan insanları topraklarından sürüp şehirlerde veya  geniş toplanma alanında ypğunlaştırmak için sayısız iç savaş katliamlar organize ettiklerini 8Afrika da) bilmesek...İnsanları toprağından sürüp geride bıraktıklarıtarım alanlarını ele geçirmek için "açlık korkusunu)planlı ve programlı olarak oluşturarak tüm dünya da yapay olarak gündemde tuttuklarını bilmesek... 

Dünya ekonomik sistemine enteğre olmak demek, Küresel Finans Oligarşisinin kurallarını belirlediği karanlık bir düzenin içerisinde eriyerek yitip gitmektedir...Açlık tehlikesi var, geniş insan kitlelerini besleyebiilmek için endüstriyel tarım gerekli(!) Biz de ise bu iş için parada yok, teknikte yok...Gelsin batılı yatırımcılar ! Gelsin batılı uzmanlar...  işte böyle sevgili okuyucular ...Dünyanın geri kalmış ülkelerinde olduğu gibi ülkemizdede bı oyun tüm çıplaklığı ile devam etmekte Küresel tarım yapacağız adlı oyunu sahneleyenler Türk köylerini boşaltmaktalar İnsanları kentlere sürerek toplu yaşam alanları oluşturmaktalar ve boşala topraklarıda yok pahasına ele geçirerek karanlık planlarını sürdürmeye devam etmektedeler...Geçmişte kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olan ülkemiz şimdi herşeyi ithal eder hale gelmiş üretmeyen Türkiye'de boşalan köy nüfusu 24 mlyondan 6 milyona düşmüş ve  şehirler modern kölelerin yaşadığı yerler haline dönüşmüştür...Yarın bu toprakları yabancıların ve onların yerli  ortaklarının işlettikleri yerler haline geldikleri hep beraber görceğiz..

 kaynak; Toprak biterken Erhan Ünal...(Küresel Oligarşi ve Yaşamın Gaspı...3 baskı

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.