İçme suyunu ilerde başlarına geleceklerden habersiz insan kitlelerine, pahalı olarak ve peşin parayla satın almaya alıştırmanın mükemmel bir yöntemi de suyu şişelemek oldu…Küresel Merkezlerin en önemli operatif güçlerinden olan gıda konzerleri bu imkana özene istekle sarılarak insanları “aman hijyene dikkat edin, mikroplar pusuda bekliyor” çerçevesinde sonuç veren sinsi propagandalar ile, şişe suyuna yönlendirmeyi başarmışlardır…Hatırlayınız bundan 20-30 sene kadar önce evdeki musluktan akan şehir suyunu içmek gayet normaldi…Bazı küçük şehirlerde hala olağan bir durum…Yavaş yavaş kalitesi bozulan şehir suyu, öte yandan insanlara üflenen Amerikanvari hijyen takıntısı bizleri şişe suyu kullanmaya itti…Bir gün geldi ve bakıldı ki şehir suyuna göre kocaman damacanalar geldi ve su para ile satılmaya başlandı…Bu durum sadece herkes tarafından zorla benimsenmedi…Hatta daha “hijyenik “ diye daha da benimsenir oldu…İnsanlar içme suyu kalitesindeki şehir suyuna ulaşabilme olanakları ortadan kalkmaya başladığında halen rahatlıkla ödenebilir olan damacana şlşe ya da şişelerde satılan su fiyatları katlanarak artacaktır…Gittikçe kalabalıklaştırılan ve genişleyen şehirlere boru ile içme suyu ulaştırmak ve ardından oluşan atık suyu da kanalizasyon vasıtası ile toplayıp arıtmak büyük yatırımlar isteyen, pahalı bir uğraş …Uluslarüstü konzenler bir yandan su dağıtım sistemlerini ve kaynaklarını ele geçirmeye çalışırken, öte yandan işin yük ve maliyeti tarafı olan dağıtım sistemi inşası, bakim işleri ve kanalizasyon inşası gibi yatırımlardan da elden geldiğince kaçınmadalar…kaldı ki alım gücü zayıf olan toplum kesimlerinden istedikleri parayı almakta zorlanmaktalar ve ileride daha da zorlanacakları biliyorlar…Uygulamaya konulan yeni bir yöntem Küresel merkezin “kara niyetini” iyice açığa çıkartıyor…Suyu para karşılığı ve küresel pazarda belirlenen günlük fiyatlarla satmak hedefine uygun olarak “peşin ödemeli kart sistemi (Türkiye’de dahil) yer yer uygulamaya koymuş durumda…Böylece su kartelinin üyeleri fatura yazmak, tahsilat yapmak, gibi sıkıntılardan tamamen kurtulmuş olarak milletin suyunu dönüp yine aynı insanlara giderek artan fiyatlarla ve peşin para çok daha karlı pratik gözükmekte…
Şehirlerde ki su dağıtım sistemlerinin özelleştirerek büyük uluslarüstü konzernlere devredilmesi sürecinde şehir suyu dağıtım sistemlerini işleten konzernler ile, şişe suyu dolumu yapan gıda konzernleri arasındaki tuhaf bir ilişkide dikkatleri çekmektedir…Özel şirketlerce dağıtımı yapılan şehir suyunun kalitesi devamlı düşük tutulmakta ve bu durumda devreye giren şise suyu satıcıları şise suyu pazarını adım adım genişletme imkanı bulmaktadır….
“Sağlıklı su önemli, ne yapalım şişe suyu pahalı ama yine de daha sağlıklı olduğu için şişe suyu almak zorundayız” diyenlerimiz olacaktır….İnsanların göremediği bizleri nereye götüreceği belli .Güzel bir söz var “Geçmişte olanlar, geleceğin habercisidir…”Bu su şişeleme işinin başlangıcını bilsek bu gidişin sonunu az buçuk kestirebiliriz…Jakarta’da bu su şişeleme işinin başlangıcından 13 yıl sonra “her şey daha iyi olacak “ diyerek kandırılan kitleler ve Başşehrin sadece % 34.8 inin içme suyuna kavuştu…Nufusun dar gelirli %65.2 si peşin parayla şişe suyu içmeye mahkum edildi…Ya da damacana ile satılan suya…Endonezya’da Fransa merkezli gıda konzerni Danone Java adasındaki Solo şehrinde bir arazi alarak buradan sondaj ile çıkardığı suyu damacana ile ya da şişeleyerek satmaya başlar…Konzern öylesine çok yer altı suyu çekmeye başlar ki kısa zamanda çevre yer altı sularının seviyesi düşmeye başlar…Bölgedeki pirinç ekim alanları kurumaya başlar…Danone tesislerinde yer altından çekilen su miktarı saniyede 64 litre olup yılda iki milyar litreye ulaşmakta …Danone’nin sözleşme süresi 3 yıl olup her defasında süre yine uzatılmakta….Sulu toprakta pirinç ekimi yaparak geçinen çevre çiftçileri, yer altı su seviyesinin süratle düşmesi nedeniyle pirinç yetiştirmekte sorunlar yaşamakta bu yüzden Danone ile sık sık çatışmalar olmakta…Genellikle fakir olan halk kendilerinin olan suyu Danone’den para ile satın alabilmektedirler….( Devam edeceğiz)
