Müslümanların zayıf ve güçsüz olmalarından kastımız, onların maddi planda diğer inançlardan Yahudi ve Hıristiyan topluluklarının elde ettiği teknoloji ve fende üstünlük sağlamaları ve üstünlüklerini geliştirmelerinden ötürü,  istedikleri zaman haklı veya haksız filleri menfaatlerine uygun hareket etmelerinden dolayıdır.

    Bu düşüncelerden hareketle, bu üstünlüğün asıl sebepleri nedir diye düşünecek olursak? bu karşı dünyanın “eğitim sistemlerinin “ varlığının bunda mühim payı vardır diye rahatça söyleyebiliriz. ” Yahudi ve Hıristiyanların, sorgulayıcı, araştırıcı ve yaratıcı bir eğitim yaptırdıkları için güçlü, Müslümanların ise din eksenli, sorgusuz, araştırmasız, ezberci eğitimi, başka bir ifade ile yanlış eğitimi veya sıfır eğitimi tercih ettikleri için bu kadar güçsüzdür. Örnek olarak, Einstein başta olmak üzere pek çok Yahudi bilim adamını, filozofları, tabipleri, sanatkârları, iş adamlarını örnek vermek mümkündür.  İlk Müslümanlar ve İslam dünyası, bilimler üzerinde çalışmış ve önemli katkılar getirmişse de, başarıları bir müddet sonra durmuş ve modern bilime hiçbir zaman ulaşamamıştır. İslam dünyası okuma özürlü olduğu için bilginin yayılmasını gerçekleştirmekte başarısızdır. İslam dünyasının, ekonomisinde, sanayinde ileri teknoloji kullanımı son derece düşüktür. Gelecek ise bilgi temelli toplumlara aittir ve geleceğe hükmedecek olanlar bilgi temelli toplumlar olacaktır. Yirmi birinci asırda birçok yönden “sorun” haline gelmiş daha doğrusu sorun haline getirilmiş dinler, önümüzdeki zamanlarda daha önemli bir olgu haline gelecektir. Küreselleşmenin ağır baskısı ile Musevilik, Hıristiyanlık, İslamiyet gibi dinler artık önlenemez bir şekilde, el kaide gibi ve benzeri örgütlerle yükselişe geçmiştir. “*

     Elbette asıl sorun İslamiyet’te değildir. Onun emir ve uygulamalarındaki doğruları almayıp, yanlışlar üzerinden gitmektir. Bazı yeryüzü ve yer altı zenginliklerine sahip olan Müslüman ülkeler bu değerlerini olumlu yönde kullanmamakta ve birlik halinde hareket etmemektedirler. “Dünyanın beş kıtasını da sarmış bulunan fikir ve amel sahtekârlığı, haklı olarak herkesi her şeyden şüphe eder hale getirmiştir.” “Binlerce yılık mazisi olan Türk Devletleri, Selçuklu ve Osmanlı dünyaya nizam ve intizam vermek için canını ve kanını vermiştir.”**

Bize düşen.  Güçlü olmak için” ilimle bilenmiş tek kafa, aşk ve imanla cilalanmış tek yürek olmaktır.”

E. R. Fığlalı

S. Ayverdi

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.