Medeniyet bir milletin maddi ve manevi değerleri ve nitelikleridir. Medeniyet kavramıyla birlikte karşımıza kültür kavramı çıkar. Kültür de medeniyetle benzer özellikler göstermektedir. Fakat bilinen kültürün bir millete ait olduğudur, örnek olarak Fransız kültürü, İngiliz-Türk kültürü gibi ifadesidir, Medeniyet ise milletler topluluğunun ortak değerlerini temsil etmesidir batı medeniyeti, İslam medeniyeti, İlk çağ medeniyeti benzerleridir. 

      Milletler çeşitli durumlarda medeniyet değiştirebilir. Bunlar olağan üstü durumlardır. Din değiştirerek, büyük savaşlarda ve yok olma ve var olma tehlikesi olduğu, zamanlar büyük göçlerle yurt değiştirmelerinde değişimler olur. 

     Türk devleti de Osmanlının son zamanlarından itibaren büyük ve sıkıntılı değişimler yaşamıştır. Kültür ve medeniyet değişmelerine maruz kalmıştır. Medeniyet ve Kültür farklılığı ifadesi Ziya Gökalp tarafından ortaya atılmış ve çok kimse tarafından benimsenmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Ziya Gökalp’ın bu tezindeki maksadı batıdan teknik ve ilmini alırken, örf ve adetlerimizi, değerlerimizi korumak adına kültürümüzü muhafaza etmek kaygısı bulunmaktaydı.

   Medeniyet ve kültür kavramlarının manevi ve fikri alanlarını ne oluşturur. Elbette en büyük güç hiç lisanımız Türkçemizdir. İnancımız ve Örf adetlerimiz bu halkanın içindedir fakat diğer bir büyük halka ise ülkümüzdür. Türk dünyasının çağları aşıp gelen ve devam eden büyük ülküleri vardır. Bilge Kağan Bengü taşlarda açları doyurdum, çıplağı giydirdim, damgalı atı ülkeme sokmadım der. Oğuz kağan destanında gök çadırımız güneş bayrağımız diye temenni eder. İslam öncesinde de Türk Tanrıdan Kut almıştır. Benzer ifadeler Osmanlı devletinde de dünyaya nizam verme- ilaı kelimatullah düşüncesiyle Türk Milletinin dünyada vazifeli olduğu ülküsünü var etmiştir. Tabii ki bu hamasi düşünceler ancak güçlü bir devlet olunduğunda mümkün olabilecektir.

Medeniyet esaslarının mühim değerlerinden dil ve ülküden bahsettik bahsetmesine fakat bu değerlerimizi ayakta tutan payandaların direkleri destanları şarkısı türküsü, ninnisi, mimarisi, yazılı ve sözlü edebiyatı ve sanatıdır. Ve neticesinde madde ve manayı bir edebilmesidir. Bunlar olmadan kuru kuruya ideoloji ve laftan ibaret kalır. “Geçmişiyle övünmek güzeldir, fakat üzerine yeni bir şey koyamazsan, bu övünç ne kadar değerli kalır? “

      Medeniyetler de insanlar gibidirler birden büyüyüp, gelişmeleri bir hayli zaman alır ve önceden devreden ve oluşan miras üzerinden gelişirler. Sonrasında hastalanabilir ve yorgun düşebilirler

 Medeniyetler de değişime uğrar, yenilenmeye ve gelişmeye ihtiyaçları vardır.

  Bir medeniyet diğerine üstünlük sağlamak isteyebilir ve her türlü vasıtayla ona yıkmaya çalışabilir. “Baskıya boyun eğmemek, hayatiyet dolu bir kültüre sahip olan milletlerin şanındadır.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.