2021 senesi biterken, aralık ayının ilk günlerinde Manisa’da bizim katıldığımız üç tane kültürel faaliyet gerçekleşti. Biz ikisinden bahsedeceğiz. İlki, Manisa C.B.Üniversitesi’nin Yunus Emre Belediyesi tesislerinde gerçekleştirdiği Yunus Emre Paneli 10 Aralıkta millet çarşısında gerçekleşti. İkincisi ise Manisa Kültür dostlarının düzenlediği Kültür Sohbetleri oldu.

     Üniversitenin düzenlediği panelin ismi ve konusu “Yunus Emre’nin İzinde “isabetli bir şekilde, ismi Naci Yengin’in kitabıyla bağdaşmış. Panelinin düzenlenmesinden ötürü Fen Edebiyat Fakültesinin Dekanı Yüksel Abalı’yı desteklerinden dolayı kutlarız. Bu paneli Kenan Erdoğan yönetti ve katılamayan iki öğretim üyesinin yerine güzel bir giriş yaptı, özellikle Yunus güzel şiirlerinden “ben gelmedim dava için ve geldi geçti benim ömrüm” şiirlerini okudu ve yorumladı. Devamında üniversiteden Doç. Ramazan Ekinci Yunusla ilgili genel bir çerçeve çizdi. Naci Yengin konuşmasında, Yunus’un Manisa bağlantısından ve mezarının Manisa’da olduğundan bahsetti. Sonrasında, Kula Taptuk Emre Türbesinde bulunan ve alınıp götürüldüğü iddia edilen kitaplar için, olaya şahitlik eden Emre Köyünden gelen Mehmet Kaygısız hatırasını anlattı. Paneli, Yunus Emre Belediyesi yer yererek desteklediği gibi başkan Mehmet Çerçi panel boyunca konuşmaları dinledi.

     İkinci etkinlikte, Kültür Müdürlüğü ve çalışkan müdürü İbrahim Sudak’ın desteklerini esirgemediği Kültür sohbetlerinde, Kurtuluş Savaşında Manisa konuşuldu. Prof. Nurettin Gülmez ve Doç. Necdet Bilgi hocaların sunumları çok doyurucuydu ve konuşmalar karşılıklı soru cevap ve sohbet şeklinde geçti. 

    Konuşmalarda: “ Millet olarak noksan olan durumun yaşadıklarımızı kayıt altına alınmaması olmuştur. Yunanlıların Anadolu seferini canlı tanıklarıyla 1930 ve 40’lı yıllardan itibaren kayıt altına almışlardır. Savaşların da çeşitleri bulunmaktadır,  çok zaman savaşlar olumsuz durumlar yaratmıştır ancak kurtuluş savaşı bir ülkenin var olma mücadelesi olmuştur. Birinci dünya savaşı sonunda ülkenin durumu hiç de iyi vaziyette değildi. Mondros mütarekesi ile birlikte savaş erkânı kurtuluş için çareler aramaya başladı. Ayrıca vatandaşlar da kurtuluş için çeşitli dernekler kurmuştu. Manisa özelinde şehrin valisi Hüsnüyadis olması sebebiyle halka karşı koyma fırsatı verilmediği gibi,  bazı vatandaşlar çekimser kaldı, hatta küçük bir kısmı da işbirlikçilik etti. Manisa, Turgutlu, Salihli gibi yerlerde belirli miktarda da Rum ve Ermenilerin olması sebebiyle, işgale karşı koyma ilk anda mümkün olmadı, sonradan karşı koyma ve direniş başladığı anlatıldı. Daha sonra Gördes, Demirci gibi  yoğun Türk nüfusunun olduğu yerlerde işgale karşı koymanın bilinçli ve stratejik olarak yapıldığı Hatta Manisa ve İzmir’in yakılmasında Ermenilerin de önemli rolü bulunduğu söylendi.

     Bu etkinliklerin yapılmasını sağlayan Naci Yengin’in çabası ve çalışmaları takdire değer, katılımcılar az olsa da nitelikli olması kayda değer bir durum olduğunu düşünmekteyiz. Kültürün, milli bilincin umumi efkâra, özellikle de idarecilere galebe çalması temennimizdir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.