Şehirler de insanlar gibidir. Bilgi, bilinç ve hafızalarıyla yaşarlar. Şehirde yaşayan insanların hafızaları ne derece güçlüyse şehirlerin hafızaları da o denli güçlü olur.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan şehrimizin hafızasını anlamak için çoğu zaman insanların hafızalarına, bilgi birikimlerine başvurmak yetmez. Şehri kuşatan tarihi eserleri, anıt ağaçları, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini de bilmek gerekir.

İnsanlar yaşadıkları şehirleri, haneleri, mahalle ve sokakları kendi düşünce ve inanç değerleriyle donatmak ve aynı gelenek-göreneklere bağlı insanlarla yaşamak isterler. Bu hayat tarzı binlerce yıl aile, aşiret, boy, soy ve millet olmamızı sağlayan başlıca özelliklerimizden birisidir. Aynı acıyı, aynı sevinci paylaşan, aynı kültür, gelenek, dil ve göreneklere sahip olan insanlar topluluğu millet olmanın en temel koşulu olarak ön plana çıkar.

Milletleri kenetleyen, milli bilincin güçlenmesinde etkili olan gelişmeler içinde en dramatik olanı da acılardır. Milli acılar milleti kenetler ve birlik olmanın bilinci ve gücüyle hareket etmesini bilirler. İşte böyle durumlarda köy, kasaba, şehir, bölge ülkenin çektiği acılara son vermek amacıyla mahalli ve ulusal önderler çıkar.

Türk tarihinde mahalli ve ulusal liderlerin sayısı, kim olduklarının da çok önemi yoktur belki. Zira öncü kişiler kahraman olmak için değil işgal edilen vatanlarına musallat olanlara karşı bölgenin, ülkenin kurtuluşu için milletle birlikte “Hattı müdafaa yoktur, sattı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” anlayışıyla milletle birlikte mücadele etmiş ve milletin gönlünden silemediği milli karakterler haline gelmişlerdir. 

Bu kahramanların isimleri bölgeden bölgeye değişir. Bazen Gördesli Makbule, Müftü Âlim Efendi olur. Bazen Demirci Mehmet, Parti Pehlivan... Bazen Yüzbaşı Hafız Hakkı Ahmet,  Şahin Bey, Şahit Kamil, Kara Fatma olur. Bazen Kazım Karabekir, … Fevzi Çakmak olur. Yerel ve milli kahramanlar milletin vicdanında, zihninde, gönlünde Mustafa Kemal Atatürk olarak ete kemiğe bürünür; birleşir, milletleşir, devletleşir Türkiye olur.

Türklerin bağımsızlık savaşları ayrı ayrı ayrı birer destandır. Hangisinin sayfasını açsanız tarihten bir yaprak düşer ve Türkçe destanlaşır. Hoca Ahmet’le söylenir, Yunus’la gönüllere girer ve Türk milleti olarak hafızalarda yaşayarak nesilden nesile, bazen bir çeşmenin taşında, bazen bir mezarın kitabesinde bazen de abidevi bir yapının gözyaşında bugünlere kadar gelir.

Milli Mücadele yok oluşa karşı verilen destansı mücadelenin adıdır. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde ulusal mücadele haline gelen ve Türkiye Cumhuriyetiyle taçlanan yeniden ayağa kalkma mücadelesinin tarihini köy köy, mahalle mahalle, şehir şehir, bölge bölge yazmak nesillere aktarmak durumundayız. Milli karakterlerimizi, milli bağımsızlık ruhunun ne demek olduğunu nesillere aktaramazsak vatanlarının işgaline rağmen vatanlarını terk edenlerden farkımız kalmayacaktır. Bu bir devlet politikası haline getirilmeli ve her bölge öncelikle kendi milli direniş önderlerini daha sonra ulusal önderlerin insanüstü mücadelelerini nesillere aktarmalıdır. 

Üniversiteler, milli eğitim ve yerel yönetimlerin üstleneceği sorumluluk her geçen gün artmaktadır. Birçok şehir ve bölgede Milli Mücadele ve yerel direniş unsurları üzerine çok önemli çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır. 

Vakit geçirmeden Milli Eğitim, Ar-ge projeleri kapsamında ilk, orta ve lise seviyelerine uygun kitaplar hazırlanmalı ve müfredata haftada en az bir saat not kaygısı güdülmeden dersler eklenmelidir. Dersler Milli Mücadele mekânlarında işlenmeli, hatıralar, Milli Mücadele önderlerine ait müzelerin sayısı arttırılmalıdır. 

Bu çerçevede Milli Mücadelenin en yoğun olarak yaşandığı Batı Anadolu şehirleri arasında koordinasyon sağlanmalı ve öğrencilerin söz konusu mekânları görüp hissetmesi sağlanmalıdır.

‘Milli Mücadele Döneminde Manisa’ çalışması örnek alınabilecek önemli bir çalışmadır. Buna benzer çalışmaların sayısı arttırılmalıdır. Prof. Dr. Nurettin Gülmez ve Doç. Dr. Nejdet Bilgi’nin editörlüğünde gerçekleştirilen dört ciltlik çalışmaya birçok akademisyen, yerel, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki öğrenci emek vermiştir. Ayrıca Milli Mücadele dönemine dair merkez ve ilçelerle ilgili hatıralar derlenmiş birçok uzmanın görüşlerine başvurulmuştur. 

Bu anlamda geçmişten günümüze şehrin hafızasının devam ettirilmesi adına Büyükşehir Belediyesinin yayımladığı "Milli Mücadele Döneminde Manisa" çalışması çok önemli bir adımdır. Emeği geçen başta yayın yönetmeni Azmi Açıkdil, eserin ortaya çıkmasına öncülük eden Prof. Dr. Nurettin Gülmez, Doç. Dr. Nejdet Bilgi Beyler olmak üzere katkı sağlayan herkese teşekkür ederiz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.