Bilindiği gibi MHP Türkiye’nin en köklü partilerinden biri...Genellikle milliyetçi, ülkücü fikir akımlarını benimseyen bir parti...İlk kurulan CKMP'den sonra Türk siyasi tarihine Alpaslan Türkeş  tarafından sokulmuş ve 1980 ihtilalinde tüm siyasi partiler ile birlikte, siyasi hayatına son verilmiş ve yapılan referandum ile birlikte yeniden açılmış bir siyasi partidir...Günümüze kadar siyasi faaliyetlerini devam ettirmiştir...Hatta bazı kişiler tarafından da Türk siyasi hayatının ve meclisin sigortası kabul edilmiştir.....Peki bu güne kadar bu vasfı devam ettiren ve Türk milliyetçilerinin değişmez partisi olarak görülen MHP'de neler olmaktadır? Bu merak edilen bir konudur...

Bilindiği gibi rahmetli Türkeş gibi bir karizmatik lider ile istediği oyu alamasa da iktidar ortaklığı yapmış bir MHP başındaki güçlü lider ile Türk siyasi hayatına damgasını vurmuş bir partidir...MHP karizma bir lider ve "Dokuz Işık" gibi bir doktrine sahip olan bir parti ve etrafında ölümü bile göze almış büyük bir gençlik kitlesi le "gözü kara" bir parti olmuştur...Her dönem de Türk siyasi tarihine damgasını vurmuştur...Merhum Türkeş politikayı asla yozlaştırmamış ve politika için gereken ciddiyeti ve vakurluluğu her zaman göstermiştir...Türkeş'in verdiği her beyanat dikkate alınmış ve bu ciddiyetle vatan millet uğruna bir gençliğin ve bir kitlenin yetişmesinde bir öncü olmuştur...Bu gençlik ülkü ateşi yanıp tutuşmuş ve 1980 den önce de vatan müdafaasında göğsünü çelik bir kale olarak ortaya koymuş ve  ülke düşmanlarına geçit vermemiştir...Sol hariç her geçen sağ iktidarlar bu ülkücü gençliğin kadrolarından faydalanmışlardır...Beş bine yakın mensubu bu ülke için toprağa düşmüştür....Bu yetişen gençlik devlet kadrolarında çok güzel ve doğru işler yapmışlardır...Bakanları Türkiye'ye sokulan kaçak silahların girmesine set çekmiş ve bu uğurda şehit edilmişlerdir...Rahmetli Gün Sazak gibi...İlk toprak reformunu yapmışlardır...Fakat Türkeş Rahmete kavuştuktan sonra yapılan kongre de boşalan yere Bahçeli layık görülmüş ve hareketin başsına geçmiştir....Yapılan seçim neticesinde üçlü koalisyon ortağı olarak hükümette yerini almıştır...Çeşitli sebeplerle ve iki büyük kriz ve 1999 depremi ile sarsılan ekonomi neticesinde bu koalisyon dağılmış Bahçeli’nin de erken seçim istemesi ile seçim sonrası parlamento dışı kalmıştır...Parlamento dişi yıllarda iyi bir performans ile ilk yapılan seçimde 80 küsur milletvekili ile tekrar meclise dönmüş ve parlamento da güçlü yerini korumuştur....Ülkücüler her zaman Bahçelinin konuşmasını tarihe not düşmek olarak alırlardı...ve o'nun yaptığı konuşmaları değerlendirip hafızalarına nakşederlerdi....Yaptığı sert ve sağlam muhalefet ile MHP saflarını daha da sıklaştırmış ve ülkü heyecanını daha da yükseltmişti...Ta ki günümüze kadar...Fakat son seçimler de gördük ki uzlaşma tavrı, her şeyi baştan kestirip atması ...konuşma ve uzlaşmalara kapalı olması...nev-i şahsına münhasır bir lider tipi ortaya çıkardı....Seçimlere asılmaması baştan mağlubiyeti kabul eder bir hali,  toplumla

birebir ilişkiye  girmemesi, teşkilat yapılarını kendi fikrine göre belirlemesi, ama inatla koltuğunu bir başkasına bırakmaması, geriden gelenlerin önünü kapatması. Muhalifleri partiden ihraç etmesi ve her şeyi "ben bilirim" demesi iki lider arasındaki farkı ortaya çıkardı...

15 Temmuz darbesinden sonra tam AKP başkanlık sistemini rafa kaldırmasının ardından bir grup toplantısında..."...fiili durum gerçekleri yansıtmıyor ....fiili durumu anayasa'ya uydurmalıyız"  diyerek , AKP'ye yeşil ışık yakması ve yeni anayasa teklifinin AKP ve MHP tarafından hazırlanarak önce komisyondan ve sonrada meclis genel kurulundan geçerek referanduma hazır hale gelmesi neyin nesidir çoğu kimse anlayamadı...Elbette Anayasa'nın içeriğini tartışmak ayrı bir yazı konusu...Gelecek haftalar da bunu yazacağız...Sonraki günlerde bunu da tartışırız..

Fakat MHP tabanı ve ülkücü gençliğin çoğu Bahçelinin yaptığına karşı ...Bu güne kadar söylediklerinin hepsine tutum ve davranışlarının tamamının aykırı olması ne ile izah edilebilir bir anlam verilemiyor? Tabii bir siyasi parti olarak kendisini ilgilendirdiği gibi tüm Türk halkını da ilgilendiriyor...Gelecek olan sistem ya da rejim değişikliği ülkenin en az 25 - 30 yılını ilgilendirecek...Ama bu değişikliğe giden yolda toplumda zaten ayrık olan, gergin olan ayrışma daha da gün yüzüne çıktı...Bu ayrışma yine keskinleşti...giderek daha  da keskinleşecek...Her gece yapılan açık oturumlarda koca koca adamlar birbirleriyle çocuk gibi kavga etmekte....Tamam herkesin kendi görüşü ve inancı var ama .....Bu tartışmalar sükûnetle yapılması gerekirken söylenmedik laf bırakmıyorlar birbirlerine.....Zaten olmayan bir tartışma kültürümüz daha da yerlerde....

Sonuç olarak Türkiye’nin sigortası olan bir partiyi tek adam siyaseti ile önce ayrıştırmak küstürmek ve daha sonra da siyasi tarihimizden silecek olan bu karar hem Bahçeli'yi hem de MHP'yi istenilen noktadan çok uzağa götürecek...Belki de bitirecek...Bir an önce siyasi partiler kanunu değiştirilip partiler lider sultasından artık kurtulmalılar....Sonumuz hayrola.....