Editör
Editör
16 Mayıs 2019 Perşembe 13:22
Binlerce yıllık yeni ayak izleri keşfedildi

Manisa’da bulunan ve UNESCO tescilli Kula volkanik jeopark alanı bilimsel araştırmaların gözdesi oldu. Ulusal ve uluslararası volkanolog, coğrafyacı ve jeokronologlar’dan oluşan grup, jeopark alanı ile Çakallar volkanında araştırma yaptı. Araştırmayı yapan grubun içerisinde yer alan Manisa Celal Bayar  Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Öğretim Üyesi Dr. Erdal Gümüş, önemli bilgiler açıkladı. Bronz çağında meydana gelen volkanik patlamalara şahit olan insanlara ait ayak izlerine yenilerinin eklendiğini duyuran Dr. Erdal Gümüş, “Kula volkanik jeoparkı içinde yer alan bu izler sadece bizim jeoparkımız için değil tüm insanlık tarihinin geçmişini anlamak bakımından çok kıymetli. Kula volkanlarının faal olduğu dönemlerde de çok düşük miktarda patlamalar gerçekleştirmiştir. O yüzden insanlar bu alanda kalabilmişler. Küçük küçük volkan konileri var, minyatür volkanlar diyarı. Kula volkanları püskürürken pek çok yapı oluşturmuş. Etrafındaki canlı yapıyı da tamamen ortadan kaldırmamış, bu bakımdan sıra dışı bir yer. Çakallar volkan konisi insanoğlunun Anadolu’da volkanik patlamalara şahit olduğu görülüyor. Yeni bir ayak izi sahası keşfettik. Yeni ayak izleri Çakallar volkan sahasında, ancak bilinen alanda değil. Çalışmalarına devam ediyoruz. Daha fazlası da sahada bulunacaktır. Ayak izlerinin bulunduğu alan modern insanların Anadolu’daki ilk dönemlerine tekabül ediyor. Bu açıdan çok kıymetli.

4 BİN 700 YILLIK İZLER

Sindel Mahallesi yakınlarındaki mevcut ayak izlerinin yaklaşık 4 bin 700 yıl öncesine ait olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Gümüş, “ Dünyanın en iyi ekibiyle çalıştık, tarihlendirme için iki farklı yöntem denendi. Kula volkanları Türkiye’nin en genç volkanlarıdır. Türkiye’de en son püsküren volkanlardır. Son püskürme esnasında kilometrelerce lav akıntısı meydana gelmiş. İnsanlar volkan püskürmesinden korkup kaçmamış, bunu normal karşılamış. Çakallar volkan konisinde yapmış olduğumuz bu çalışma sahanın ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koymak açısından önemli bir aşamadır. Yaşlandırmayla ilgili tereddütleri ortadan kaldırdık” dedi. 

İNSANLIK TARİHİYLE İLGİLİ MİHENK TAŞI

Kula volkanik sahasının eşsiz kılan özelliği açıklayan Gümüş,”Geçmiş dönemlerde yaşayan insanların bugüne kadar ulaşan özellikleri genellikle kafatası kemikleri olmuştur. İnsanın geçmişine ait kemikler vardır. Ama geçmiş insanların ayakları, elleri nasıldı? Doğrudan kanıtlar çok azdı. İnsanoğlunun geçmişteki görünüşüyle ilgili bilgilerimiz çok kısıtlı. Hem bizim kültürümüzde hem de başka kültürlerde insanların boyutlarıyla ilgili çok fazla yanıltıcı bilgiler ortaya çıktı. Bunların bir kısmı mitolojik, ancak insanların zihinlerinde yer etmiş. İnsanlığın geçmişinde var oluşuna dair doğrudan kanıtların olmayışı bunda etkili. Kula volkanik alanındaki ayak izleri bu doğrudan kanıtların en kıymetlilerinden bir tanesidir. Çünkü Bronz çağına ait bu insanlar Kula volkanları püskürürken küller üzerinde yürümüşler ve ayak izlerini bırakmışlar. Ayak izleri insanların sadece ayaklarıyla ilgili değil anatomik yapılarıyla ilgili çok kıymetli bilgiler veriyor. İnsanların bıraktıkları ayak izleri doğrudan bir delildir. Yürüme tarzlarıyla ilgili aslında günümüze ulaşmış çok nadir kanıtlardan bir tanesi. Kula’daki ayak izleri geçmiş dönemdeki insanlara ait bulunabilecek kemiklerden çok daha kıymetli. Bize yumuşak dokuyla ilgili bilgi veriyor. İnsanlık tarihi açısından bir mihenk taşıdır” diye konuştu. / Nermin UÇTU

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.