İnançlar sosyal alışkanlıkları değiştirir. Bazı toplumların bünyesinde manevi taraf ve duygular hâkimdir. Genelde doğu diye adlandırdığımız toplumlarda duygu ve inanç daha ağırlıklıdır. Batıda ise akıl ve mantık ön plana çıkar.

     Bu millet, büyük devlet olmanın, büyük kültüre sahip olmanın farkındalığı ile ince bir hayat tarzı ve yaşayışını yakalamış ve şifahi kültürü de geniş topraklara yaymıştı. Bunun belirtileri, insana saygıda, kültürde, sanatta, yaşayışında kendini göstermişti. Güçten düşme, kendine olan güveni kaybetme ise daha bir değişime, şaşkınlığa ve arayışa yol açmıştı. 

     Alışkanlıkların, önceliklerin zaman içinde aşınması kendi doğal akışı ve şartları içinde olduğu gibi, üstün kültürün zorlaması ile de değişikliklere uğraması da mümkündü. Ayrıca teknolojinin gücü yeni yeni durumlar ortaya çıkardı, öncelikler değişti. Hayatın akışı farklılaştı çok şey kolay elde edildi, kolay tüketildi. Uzaklar yakın oldu, çoklar yetmedi, az oldu.

     İnsanlara daha kolay ulaşılınca, onlar daha çabuk ve kolay ikna edilebilip ve yönlendirilebilir oldu. Fakat bu değişime ve yenileşmeye ayak uyduramayanlar hep vardı. Özellikle inançları istismar edenler ortaya çıktı. İnancın saf halini kendilerinin temsil ettiğini savundular. Bunlar kendi toplumundan,  başka her şeye benziyorlardı. Kılık kıyafet ile şekilcilik ve gösteriş ile doğru yolda olduklarını sanıyorlardı, en büyük özellikleri ise aklın yolunu bir türlü bulamamışlardı, basit ve derinliği olmayan kavramlarla iletişim kurdular. Düşünceleri kimseye müsamaha göstermeyip, yalnızca kendi doğrularının olduğunu savunmaktı ve en tehlikelisi, kendinden olmayan için her türlü dışlamayı yapmak ve şiddeti uygun göstermekti. Yunus gelip geçici dünyada insanları anlatır:

Bu dünyanın meseli benzer bir değirmene

Gaflet onun sepeti bu halk onda öğüne                                                                                                        

Bu bizim asırlar boyunca sahip olduğumuz incelik ve hoş görüyle taban tabana zıt idi. Öyle ki insanların birbirinin zorluklara karşı yardımlaşması ve birliktelik hayatın sevincidir, derler.

Gelin tanış olalım işi kolay kılalım

Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz

Ne ki, İnsanın kıymetli olduğuna, sevmenin en büyük fazilet olduğuna ulaşmak, herkesi farlılıklarıyla kabul etmek gerekir, hayatın güzelliği de bunu bilmekle mümkündür…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.