Bütün Dünyanın, bitti, tükendi dediği Türk, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğin de, Milli Hareketin ne olduğunu cümle aleme, Milli Kurtuluş Savaşı sonunda kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ ile ispat etmiştir.

Vahşi Emperyalizmin temsilcisi batı ile Çarlık Rusya'sının devamı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve bu gün ki Rusya, Orta Doğu üzerindeki emperyalist emellerinden asla vazgeçmemişler ve Türkiye üzerindeki arzularını gerçekleştirmek için sistemli bir şekilde saldırılarını her alanda sürdürmüşlerdir.

1980 den önce, Türkiye'de, sol-sağ ve Sünni-Alevi kavgaları ile milleti bölme çalışmaları Türk Milletinin sağ duyusu ve Türk Milliyetçilerinin canları pahasına gösterdikleri direnç ve mücadele neticesi önlenmiştir.

Terör ve Organize suç örgütü PKK-ML, Türkiye, İran, Kuzey Irak ve Suriye den alınacak topraklara sahip bir Kürt Devleti kurmak amacı ile oluşturulmuş, silahlı ve politik birimleri vasıtası ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne saldırtılmıştır.

PKK-ML, önce Güney Doğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde, bu bölgeler ve oralardan kaçarak batı bölgelerine sığınan her cins ve yaştan on binlerce insanımızı, katletmiş, binlerce güvenlik görevlimiz bunlara karşı verilen mücadele de şehit olmuşlardır.

Türk Milleti, bir Türk-Kürt kavgası içine sürüklenmemiş, Devlet, hukuk devleti olmanın sorumluluğunda, terörist, terörizm ve finans kaynaklarına karşı mücadelesini can ve ekonomik kayıplar pahasına sürdürmektedir.

Öte yandan 1990'lı yıllardan itibaren, öngörüden uzak bir kısım, bürokrat ve siyasi iradenin temsilcilerinin, bütün ikazlara rağmen, göremediği, kabul etmemekte direndiği FETO/PYD yapılanması, ABD desteği ile devlet içinde yerleşerek güçlenmiş ve bunların çalışmaları ile Türkiye izlediği yanlış dış politikalar sonucunda dünyada yalnızlaşmış, Dış borçlar, üretmeden ithalata dayalı israf, mananın kullanılarak toplumun bir kesiminin maddeleştirilmesi, Cumhuriyetimizin temeli Milli Kültürden her gün biraz daha uzaklaşma, ülkemizi ağır bir sosyo ekonomik ve sosyo kültürel krizin içine çekmiştir.

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük tehdidi ile karşı karşıya olduğu bir dönem yaşanmaktadır.

Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatı, Halep ve Bayır-Bucak’ta Orta Doğu Türkmenleri, Doğu Türkistan da Uygur ve Kazaklar yaşama savaşı vermektedirler.

Türkiye’nin varlığı ve birliğini her şeyin üzerinde gören, Türk Milliyetçileri, Atatürk ve arkadaşlarının kurucu iradesini esas alarak Türk Siyasi hayatına dahil oldukları günden itibaren, milli duruşu ile Türk Vatanının ve Türk Milletinin, bölünmez bütünlüğünün en önemli siyasi koruyucusu olmuşlardır. Bu gün, istisnalar dışın da siyasi partiler için de ve dışında faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Türkiye'nin, her alanda, içinde bulunduğu ağır, tehdit ve tehlikelerden kurtulabilmesi, içeride huzurlu, laik ,demokrat, hoş görülü, hukukun üstünlüğüne inanmış ve uygulayıcı, dışarıda itibarlı olabilmesi ancak SÖZ KONUSU VATAN İSE GERİSİ TEFERRUATTIR anlayışına sahip olanlar ile mümkündür.

Bu gün, altı siyasi parti yöneticilerince oluşturulan Millet ittifakına karşı kullanılan, ağır dil adeta ötekileştirmeyi, Allah korusun, bölünmeyi çağrıştırmaktadır.

Milliyetçilik, temelde topluma ve toplumu temsil eden devlete karşı görevleri en iyi şekilde yapmaktır. Burada Türk Milliyetçiliği Ülküsüne yürekten inanmış her birey siyasi mülahazaların ötesin de, ayrıştırmak yerine, hoş görüyü, birleştirmeyi esas alan bir ortak alan, oluşturmaya çalıştırmalıdır diye düşünüyorum.

Selam ve Dua İle !..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.