Ne güzel hasletlerimiz vardı.
Bırakın Ramazan’ları, sair günlerde dahi sokakta, bir şeyi göstere göstere yemekten utanırdı insanımız.
Açı var toku var, hastası var, hamilesi var derdi.
Fakiri var, yoksulu var derdi.
Biri Fatih Parkında, biri bir bakkalda iki olaya şahit oldum.
Fatih Parkında bir baba yanında ki oğluna elinde ki simidi aleni bir şekilde yiyen oğlunu uyarıyordu. “Oğlum alan var alamayan var, evde yersin” diyordu.
Bakkalda bir orta yaşlı hanım aldığı yiyecekleri şeffaf torbaya koyan esnaftan aldıklarını önce bir kâğıda sarmasını rica ediyordu. “Görünmesin” dedi. Şaşkın gözlerle bakan adama “alan var, alamayan var” diye izahatta bulunuyordu.
İşte bizim insanımız.
Olması gereken, olmamız gereken hâl.
Bu hassasiyette ki insanları bulmak zor dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Peki, o zaman böyle durumlarda biz nasıl davranıyoruz?
Sözüm meclisten içeri!