Nice güzel atasözlerimiz ve masallarımız vardır. Onlar, âdete dünya düzeninin hatırlatıcısıdırlar.  Bunlardan biri atın önüne et, itin önüne ot atmadır. Elbette dünya belirli sistem içinde hareket eder. Bazı sözler bize gereklilikleri hatırlatıp hayatımızı kolaylaştırmayı sağlar.

     Delikanlının biri muradına ermek, bahtlı bir kızın bahçesinden bir dalı koparmak için kızın yoluna düşer. Başı boynuzlu, ayağı mahmuzlu bir Dev Anasına denk gelir. O, Bir ayağını bir dağa, diğer ayağını bir dağa uzatmış, soluğu kara yel gibi çıkar, tozu dumana katar. Dokuz arşın kolları vardır. Bin adımlık yerden delikanlıyı görünce alır yanına kor. Oğlan da yolunu anlatırken, Dev Anası, Cengicane’den bahseder ve nasihat eder,  der ki: sen şimdi buradan filan yere gidersin, önüne biri açık biri kapalı iki kapı çıkar. Açık kapıyı kapar kapalı kapı açarsın, biraz gittikten sonra önüne yine bir kapı çıkar. Kapının önünde bir aslanla koyun vardır. Arslan’ın önünde ot, koyunun önünde et olduğunu görürsün. Otu koyunun önüne, eti arslan’ın önüne koyduktan sonra geçersin, en dipte bir kapı daha vardır. Bu kapının önünde biri yanık biri sönük iki fırın görürsün. Yanığı söndür, sönük olanı yak.  Kapıdan içeri gir, bahçeyi görürsün. O bahçeden istediğin ağacın dalını kopar, al. Sakın arkana bakma. O sana dalı koparırken bağırır. Sen hiç ses etmeden çık kurtulursun. Diye öğretir.

     Oğlan gider, öyle yapar. Bahçedeki ağaçlardan dalı koparırken Çengicane üç kere bağırır. Oğlan hiç ses çıkarmadan en evvel fırınlı kapıya gelir. Çengicane, delikanlıyı yolundan çevirmek için, yanık fırın tut diye bağırır. Yanık fırın: “Tutmam” ben bunca zamandır yanıyordum, beni bu soğuttu der. Sönük fırın tut der. “Tutmam” ben bunca zaman ben sönmüş idim, beni bu ısıttı der. Koyun da: “Tutmam” bunca zamandır benim önümde et vardı, bu geldi ot verdi der. Arslan da, “Tutmam” bunca zamandır ot yiyordum bana et verdi, der. Oğlan birinci kapıya gelince, Cengicane yine seslenir, açık kapı onu tut der. Kapı: “Tutmam” ne kadar vakittir açık duruyordum, şimdi geldi beni kapadı, der. Kapalı kapı da “Tutman” ben ne vakittir kapalı idim, beni açtı, der. Oğlan kurtulup muradına erer.

    Babam Hakkı Altınbilek ’de sık sık hatırlatırdı, her şey vazifesini yapmalıdır.  Hayatın formülü, huzur içinde olmak bazen basit kurallara uymakla, işin hakkını ve layığını vermekle olmaktadır. Fakat bu sade işlerin söylenmesi kolaysa da, yapması bize ne zor gelir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.