Nafiz TÜRKER Bey, Tarsus Öğretmenler Mahallesinde ikamet ederdi, Özbek Türk'ü idi, lisede öğrenci iken ağabeyimin vasıtasıyla tanımıştım, çekik gözlü, iri yarı uzun boylu bir büyüğümüzdü. Ara sıra arkadaşlarımızla ziyaretine gider ve sohbetini dinlerdik. Nafiz amcamızın yakın askeri tarihimizin çok önemli bir şahidi olduğunu bilmiyorduk, kendileri de bizlere bir şey anlatmazdı ancak vefatından sonra hatıraları yayınlanınca O'nun çok önemli bir şahsiyet olduğunu öğrenmiştim. 

Nafiz TÜRKER Bey, 1892 yılında Buhara'nın Cilligöl Kasabıasında dünyaya gelmiştir, Pirnefes Buhara Mektebinde modern usulde öğrenim görür. Gençlik yıllarında buhara ve cıvarı Ruslar tarafından işgal edilince dayısı Abdülhakim Bey ile birlikte Basmacı adı verilen bir teşkilat kurarak, silahlı mücadeleye başlarlar. Enver paşa, Türkistan'a gelince yanında yer alırlar. Nafiz TÜRKER bey, Arapça, Farsça, Rusça ve Urduca bildiği için Enver Paşa, O'nu Hususi Muhaberat ( Özel Haberleşme) Müdürü olarak görevlendirir., yazışmaları yapar, belge ve günlükleri düzenler.  

22 kasım 1921- 4 Ağustos 1922 tarihleri arasında Enver Paşa'nın mahiyetinde yer alır, 4 Ağustos 1922 günü Rus saldırısı başlayınca Enver Paşa, elinde kılıcı ile mitralyöze karşı hücum eder ve kendisi, Devletmend bey ve Osmanlı Ordusu subayı Osman Beyler şehit olurlar. nafiz Bey, Enver Paşa'nın kanlı elbisesi çıkarır, cesedinin Çeğen tepesinde defnine refakat eder. Daha sonra komutayı ele alan Hacı Sami KUŞÇUBAŞI ile beraber mücadeleye devam ederler lakin Ruslar Türkistan'ı tamamen işgal edince  21 mayıs 1923 günü, eşini ve bir çocuğunu orada bırakarak 30 Karargah mensubu ile birlikte Afganistan'a, oradan da İran yolu ile Türkiye'ye iltica ederler.  Gelirken yanında önemli tarihi belge, günlükler ve krokileri de yanında getirir. 

Yozgat'a yerleşir D.D.Y.'nda  amele olarak çalışır, burada 2. evliliğini yarar ve 5 çocuğu dünyaya gelir. Eşi vefat edince Pozantı'ya tayin olur, burada da 3. evliliğini yapar, bu evliliğinden Yıldız (1938) ve Yıldırım( 1941) dünyaya gelir. hemşehrisi Zeki Velidi TOĞAN'a yazdığı bir mektup yüzünden 3 Mayıs 1944 olaylarında tutuklanır, 6 ay hapis yattıktan sonra beraat eder. Gaziantepte inşaat işiyle uğraştıktan sonra 1950 yılında Tarsus'a gelerek D.S.İ. Kurumuna şef olarak atanır.  

Hatıralarının bir kısmını Mahalli Gazetede yayınlar, emekli olunca Tarsus'a yerleşir, 1975 yılında vefat edince  Tarsus'ta Eshab-ı Kehf kabristanında eşinin mezarı yanına toprağa verilir. Vefatından önce hatıralarını, elindeki yazılı belgeleri Adana'da gazeteci ve yazar Ali BADEMCİ Bey'e teslim eder, kitabın 1. cildi yayınlanır ancak 2. cildinin basılmasını görmeye ömrü vefa etmez.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.