15 Eylül 1954 Pazartesi günü İlkokula başladım, sırası ile Tarsus Sadık Eliyeşil İlkokulu, Tarsus Lisesi orta ve lise kısmını bitirdikten sonra Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulundan mezun oldum. İlk görev yerim olan Kars Ticaret Lisesi, uzun dönem Askerlik Görevi, ardından Giresun- Görele Ticaret Lisesi, Aksaray Ticaret lisesi ve son durak olarak Manisa Merkez ticaret Meslek Lisesi ve İ.M.K.B. Kız Meslek Lisesinden 13 Eylül 2013 tarihinde  emekli oldum. 38 sene 4 ay görev yaptım, 10 seneden beri çeşitli kültürel faaliyetlere devam etmekteyim, öğretmenlik mesleğinde emeklilik yoktur.

Öğretmenler de Devlet Memurudur ama diğer memurlardan farklıdır, diğer memurlar sabahleyin evinden çıkarken: " İşime gidiyorum." derken bizler de: " Okuluma gidiyorum." diyorduk. 38 sene boyunca yaklaşık 20 bin öğrencim, 20 bin velimiz oldu, bine yakın öğretmen ile aynı okullarda görev yaptım. Her görev yaptığım il veya ilçede esnaf başta olmak üzere çok sayıda vatandaşımızla tanışma şansına sahip oldum, her birinden bir şeyler öğrendim. Bu dünya bir okuldur, ben o okulun devamsızlık yapmayan bir öğrencisiyim, herkesten bir şeyler öğrendim. Bilgimi ve kültürümü onlara borçluyum. 

Benim öğrencilerim üzerinde hakkım var ama onların da benim üzerimde çok hakları vardır, onların sayesinde Devletimden maaş ve ücret aldım, ailemin geçimini sağladım, onlar olmasa ben de olmazdım. Öğrencilerim benim sadece evladım değil aynı zamanda velinimetimdir. On binlerce hatıram oldu, iyi günlerimiz de oldu kötü günlerimiz de oldu. En çok da genç yaşında vefat eden öğrencilerimize üzülüyorum, onların acısını halen yüreğimde yaşıyorum.

Bazı meslektaşlarım ve amirlerim eğitim ve öğretimle ilgili hatıralarımı yazmamı ve bir kitap halinde yayınlamamı tavsiye ediyorlar. Çok güzel insanlar tanıdığım gibi çok çirkin davranışlı kişiliksiz kişileri de tanıdım ve onlarla beraber çalışmak zorunda kaldım. En çok üzüldüğüm ise kişiliğini makamından alan fakat makamı ile birlikte olmayan kişiliğini de kaybeden kişiliksiz kişilerin huzurunda ceketimin düğmelerini iliklediğime kahroluyorum. Gerçi bizler Devlet Terbiyesi gereği onların önünde, makamında ceket ilikledik.

38 senede neler gördüm neler? Çok değerli, bulunduklara makama şeref kazandıran çok şerefli Müdürlerimi tanıdım, onlarla gurur duyuyorum. Bizlere amirlik değil rehberlik yapan şeref ve haysiyet timsali İl Milli Eğitim Müdürlerimizi, Yardımcılarını ve Şube Müdürlerini, Bakanlık Müfettişlerimizi, dürüstlüğü, çalışkanlığı, bilgisi ve ilgisi ile bizlere iyi örnek olan Lise Müdürlerimizi, Müdür Yardımcılarımızı, öğrencilerine çok şey öğreten ve onları hayata hazırlayan fedakar öğretmen arkadaşlarımızı tanıdım. Onlara minnettarım, haklarını ödeyemem, vefat edenlere rahmetler diliyorum. Kars'ta Müdürümüz eline silah alır ve önümüze geçerek bizlere kendisini siper ederdi. O cesur Müdürümü unutmadım. 

Yüksek Makamların Alçak Müdürlerini de Yüce Makamların Cüce Amirlerini de tanıdım. Ayak takımı kasaba politikacılarının çocuklarına not dilenen, Türkçe konuşma, anlama ve zeka yoksunu politikacıların karşısında bir koltuk uğruna hakaretlerine katlanan, özel komisyonlar kurdurarak iktidar partisi il başkanının oğlunun Matematik sınavına muhasebe öğretmenini görevlendiren, namuslu, çalışkan ve Milliyetçi okul müdürlerini görevden alarak yandaşını getirmek için Milliyetçi Müdürlere P.K.K.lı iftirası atan şerefsiz İlçe Milli Eğitim Müdürlerini, velileri dolandıran, yalancı, riyakar, hırsız Okul müdürlerini de tanıdım. Irzı ve kafası kırık, haysiyet düşmanı amirleri de tanıdım. İlgisiz ve bilgisiz ne sorduğunu, ne yaptığını bilmeyen ilk öğretim müfettişlerini de tanıdım. Bu adamlar! bizleri çok üzdü, şimdi de onları üzmek bizim görevimizdir, bunları teşhir edeceğim. 

Bayrak şairimiz emekli Edebiyat öğretmeni rahmetli Arif Nihat ASYA Bey hocam, Mevlevi idi, içki içmezdi, bir gün rahmetli Fikret GÜRBÜZER ağabey, Ankara'da ziyaretine gider ve kızdırmak için  şakayla hocama: " Hocam, bir küçük Kulüp rakısı alıp ikimiz paylaşalım." deyince Arif Nihat Hocam: " Oğlum, ben içki içmiyorum." deyince Fikret ağabey: " Hocam niçin içki içmiyorsun?" deyince Arif Nihat Hocam cevabını yapıştırır: " Çevremde şerefine kadeh kaldıracak şerefli insan bulamadığım için içki içmiyorum." diyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.