Dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarında;”Türkiye’nin  altın rezervlerinin 450 tonunun İngiltere merkez bankası Bank Of England’da emanette olduğunu açıklamıştı…Bu açıklama Türkiye’nin karmaşık günlerinde yeterince anlaşılamamıştı…Hiçbir bağımsız devlet, geleceğinin güvencesi olan birikmiş servetini başka bir devlete borç vermezdi…Emanetine koymazdı, rehin bırakmazdı…Türkiye’de askeri harcamalar artıp dış ödeme sınırını aşarken ve ekonomik bunalım derinleşirken hazine 450 ton altını neden ve ne karşılığı yabancılara teslim etmek zorunda kalmıştı…? Libya’nın 200 milyar dolarına el koyan Batı’ya nasıl güven duyulacaktı? Elde kalan son devlet varlıklarını, “varlık fonu” adı altında elden çıkarılmasının, altın olayıyla bir ilişkisi var mıydı?

Tarihi biraz geriye alacak olursak;Osmanlı Devleti ilk dış borcu 1854 yılında almış ve kendini yıkıma götürecek borç sarmalına yakalanmıştı…Yüksek faizle alınan borçlar, saray yapımı gibi gibi tüketim harcamaları ya da askeri giderler için kullanmıştı…Üretimsizliğe bağlı gelir yoksunluğu nedeniyle alınan her borç yeni bir borcu gerekli kılmış ve Osmanlı devleti, 1875 yılında iflasını ilan etmek zorunda kalmıştı…Alacaklılar 1881 yılında toplanmış üst yönetimi Avrupalıların oluşturduğu ve devlet gelirlerini alacaklılar yararına yönetmek üzere Duyun-u Umumiye İdaresi kurulmuştu…Padişah 2.Abdülhamid döneminde yapılan bu anlaşma Muharrem Kararnamesi olarak anılmıştı…Osmanlı Hükümeti, Muharrem Kararnamesi’nin 8.Maddesi gereği tahsil edilmesi kolay devlet gelirlerini “mutlak ve değişmez” bir biçimde borç ödemelerine ayırmıştı…Bu gelirler şunlardı…tütün ve tömbeki (nargile tütünü) rüsumatı (vergileri), ipek öşürü (ondalık vergisi) pul ve ispirto resimleri (harçlar) , tütün ve tuz inhisarları (tekelleri), İstanbul ve civarı balık avı vergisi, gümrük resimlerinde ve gelir vergisinde oluşacak gelir artıkları…Türkiye Kurtuluş Savaşından sonra yapılan Lozan konferansıyla Duyunu Umumiye rejimine son vermiş ve yeni devletin üzerine düşen borçlardan ülke kurtarılmıştı…Böylece siyasi bağımsızlık yanında mali bağımsızlığımız yanında mali bağımsızlığımızda sağlanmıştı…Türkiye’nin 2002 de 130 milyar dolar olan brüt dış borcu 2016’nın ilk yarısı itibarıyla 421.4 milyar dolara çıkmıştır…Bu çok hızlı ve yüksek bir artıştı…Türkiye’nin yaşadığı cari açık nedeniyle ödenebilirlik boyutunu çoktan aşmıştı…Türkiye AKP elinde maalesef Osmanlı’da olduğu gibi borç alarak borç ödeyen bir ülke haline gelmişti…

İşte hazine altınları, borç miktarının arttığı ve ödeme güçlüğü çekildiği bir aşamada İngiltere’ye gönderilmişti…Gönderimin nedeni ve amacı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştı…Türkiye altın rezervinin tümüne yakını (yüzde 92) emanet adı altında rehin bırakmıştır…Ve İngiltere bu tür rehinlerin hiç birisini geri ödemeye yanaşmamıştı…Merkez bankasındaki rezervin önemli bölümü özel şirketler ya da kişilerin tahvil senedi ve karşılığı alınan paralardan oluşmaktadır…hazinenin kendi parası değildir…Yeterli rezerv bulunamazsa, günü geldiğinde tahvillerin ödemesi yapılamayacaktır…İngiltere’nin Türkiye ile kurduğu ticari ilişkiler konusunda kirlidir…Birinci dünya savaşı öncesinde, Osmanlı Devletinin parsını peşin ödeyerek yaptırdığı gemileri bile savaşı gerekçe yaparak teslim etmemiştir…Bizim rehin diye verdiğimiz altınları da bir gerekçe ile geri vermemesi de muhtemel…Belki de bu altınlar borca karşı rehin bırakılmıştır…Dış borcumuzun önemli bölümü devletin kefaletinde özel şirketlere ait borçlardır…Özel şirketler ekonomik durgunluk ve dolardaki artış nedeniyle güç durumdadır, dışarıya olan borçlarını ödeyememe olasılığı vardır…Bu durumda devlet kendi borcuyla birlikte özel şirket borçlarını da ödemek zorundadır…Oysa Türkiye borç  alarak borç öder duruma düşülmüş durumdadır…Gelir düzeyi düşük ve ürettiğinden çok tüketen bir ülke haline gelen Türkiye, süreklilik arz eden cari açıkla borç ödemek bir yana, günlük yaşamını bile borç alarak yürütmeye çalışmaktır…Bu nedenle, eğer 450 ton altınımız borca karşılık rehin bırakıldılarsa, altınların geri verilmemesinde bir olasılıktır….

FAYDANALINAN  ESER: İNGİLİZ DERİN DEVLETİ…ŞEYTANIN SATRANÇ TAHTASI….200 YILDIR SÜREN KANLI OYUN…Kariyer yayınları…Temmuz 2017  ALİ KUZU

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.