Her medeniyetin biri manevi diğeri de maddi olmak üzere iki yüzü vardır, dinimiz hem maneviyatı ve hem de çalışmayı teşvik ederek maddi kalkınmayı da esas almıştır. Dinimiz asalak yaşamayı men etmiştir, her Peygamberin bir mesleğinin olması ve bedenen çalışması insanlığa iyi bir örnektir. Osmanlı padişahlarının bazıları da meslek sahibi idi. Milletlerin ekonomik yapısını meslekler oluşturur, iş hayatının her aşaması sıkı kurallara bağlıdır, sağlıklı üretim ve kaliteli mal veya hizmet üretmek, belirli kurallara uymak ve vicdani davranışları gerektirir ki buna AHİLİK diyoruz. Ahi, Arapça kardeş demektir.

Kaşgarlı Mahmut'a göre Ahilik, eli açık ve cömert demektir. bazı düşünürlere göre de Ahilik: " yiğitlik mertebesine ulaşmış, ayrıca bir sanat öğrenmiş, Allah'ın varlığına ve birliğine inanmış, Hz. Muhammed'in 'S.A.S.) elçiliğini kabul etmiş ve sünnetlerine uymuş, din ehliyle sohbet ve muhabbete yönelmiş kişilerdir." Selçuklu ve Osmanlı Devletleri dönemlerinde Ahilik Teşkilatı ekonomik hayatı düzenlemiş, bir meslek kuruluşu olmasının yanında Fetihlere de katılmıştır. 

Ahilik Teşkilatının kurucusu ve piri Ahi Evran'dır, asıl adı Muhammed Nureddin olup 1236 yılında doğmuştur. Ailesi Kösedağ Savaşından sonra Moğolların baskısıyla Anadolu'ya göç ederek Kırşehir'e yerleşmiştir. Önce dericilikle uğraşın Debbağların daha sonra da tüm mesleklerin piri haline gelmiştir. Sanatkarların denetlenmesine önem vermiştir, iş yerlerini dolaşır, yapılan işin ve üretilen malın sağlamlığını ve temizliğini bizzat kontrol eder. Bir ayakkabı ustasının beğenmediği ayakkabısını dama atınca " PAPUCU DAMA ATILDI." sözü günümüze kadar gelmiştir. 

13. yüzyılda Anadolu'da Ahilik teşkilatının gelişmesiyle onun ilkelerini benimseyen " AHİ FÜTUVVETNAMELERİ" ortaya çıkmıştır. " hakk ile sabır dileyip bize gelen bizdendir, ilim, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir." sözlerini söyleyen Ahi Evran, Osmanlı Devletinin kuruluşunda büyük hizmetler görmüştür, 1329 yılında Hakka yürümüş ve kabri Kırşehir'dedir. 

Ahiler hem dünyayı ve hem de ahreti düşünmüşler, mesleki ahlaka önem vermişlerdir. " Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahret için çalışın." ve " Veren el, alan elden hayırlıdır." Hadislerini rehber edinmişlerdir. Ahilik Teşkilatı 1926 yılında lağvedilmiş, yerine kurulan meslek Odaları hiç bir zaman O'nun yerini tutamamış ve fonksiyonlarını yerine getirememiştir. Zira meslek Odalarının etkisi ve yetkisi sınırlıdır, Ahilik Teşkilatının lağvedilmesi Mesleki Eğitimi, Mesleki Terbiye ve iş ahlakının zayıflamasına sebep olmuştur. Tüm esnaflarımızın Ahilik haftasını kutluyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.