Bugüne kadar siyasi hayatını “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben.” düsturuyla devam ettiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Nisan 2018 Salı günü TBMM Grup Toplantısı’ndaki “Hodri meydan!” diyerek erken seçim teklifiyle bu siyasi çizgisini bir defa daha teyit etmiş ve siyasi tarihimize kayıt düşmüştür. 

Bahçeli, son erken seçim teklifinden önce de siyasetin tıkandığı ülkenin zor zamanlarında inandığı ve yaşadığı bu düsturla birçok defa gidişata müdahale etmiş ve ülkenin önünü açmıştır. Bahçeli’nin siyasi tarihimizdeki bu hayati kararlarını ve müdahalelerini hatırlanması için sıralayalım: 

DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit başkanlığındaki 57. DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti ortağıyken Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 2001 yılında Başbakan Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlatmasıyla başlayan siyasi ve ekonomik krizin aşılması için erken seçim çağrısıyla ülkeyi 3 Kasım 2002 seçimlerine götürmesi.

AYM’nin 2007 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılacak oylamada TBMM’de 367 milletvekilinin bulunması şartını getirmesi üzerine MHP Grubu’nun TBMM Genel Kurulu’na katılma kararı alarak Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesini sağlaması.

7 Haziran 2015 seçimleri sonucu tek parti iktidarının son bulmasından sonra hiçbir partiyle koalisyon yapmayacağı açıklamasıyla ülkeyi 1 Kasım 2015’te erken seçimlere götürmesi.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden sonra oluşan fiili duruma hukuki boyut kazandırılması gerektiği açıklamasıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yolunu açan 16 Nisan 2017 referandumunun yapılmasını sağlaması.

8 Ocak 2018’de yaptığı açıklamayla 2019’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday göstermeyeceklerini ve Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklayarak “Cumhur İttifakı”nın temelini atması.

TBMM’nin 24 Haziran 2018’de yapılması kararıyla sonuçlanan Bahçeli’nin son erken seçim çağrısının temel gerekçeleri şöyledir:

Ülkemiz içinde ve dışında beklenmedik birtakım olumsuz gelişmelerin ortaya çıkma ihtimalinin olduğu ve bu ihtimale dair şimdiden bazı emarelerin yaşanmaya başlaması.

Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası ilişkileriyle bunların sosyal, siyasi ve askeri yansımalarının ortaya çıkardığı hususlar.

Ekonomik göstergeler ve hükümetin bu kapsamda alacağı tedbirler.

Siyasi dengeler ve bunlarla doğrudan ilişkili toplumsal dinamikler.

Uluslararası aktörler tarafından yönlendirilen denetimsiz göç trafiği ve sosyal bünyeyi zora sokacak nüfus hareketleri.

Bahçeli, bu temel gerekçeler dikkate alınarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bir an önce geçilmesi için erken seçim teklifinde bulunmuş ve belirsizliğin giderilmesini istemiştir. Bu hususun ülkemizin “milli beka” meselesi olduğunu dile getirmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yürürlüğe gireceği 2019 seçimleri yaklaştıkça birileri tarafından sokaklar hareketlendirilmeye çalışılıyor. FETÖ ile mücadelenin sulandırılması gayretleri var. FETÖ’nün sufle ettikleriyle bazı siyasi liderlerin tahammül edilemez manipülasyon ve provokasyonları sürüyor. FETÖ’cülere ABD’de ve AB’de ülkelerinde kol kanat gerildiği gün gibi aşikâr. İç ve dış mihraklarca ekonomik kriz oluşturmak isteniyor. Yunanistan üzerinden Türkiye sürekli tahrik ediliyor.  AB tarafından her fırsatta Türkiye düşmanlığı açıktan yapılıyor. ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’de PKK/PYD devleti kurma planlarının uygulanmaya çalışıldığı görülüyor. 

Ülkenin şeraiti böyleyken Bahçeli’nin  “belirsizliğin giderilmesi” ve “milli mecburiyet” olarak değerlendirdiği erken seçimin yapılarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bir an önce geçilmesinin ve taşların yerine oturtulması teklifinin Türkiye’nin bekası için ne kadar önemli olduğu gayet açıktır. 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve bazı çevreler, siyasi ahlaktan uzak bir tavır ve üslupla ülkede diktatörlük olduğunu ve referandumla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle de bu diktatörlüğün kurumsallaşacağını iddia ediyorlardı. Kılıçdaroğlu, sözde bu diktatörlüğü yıkabilmek için CHP Grup Toplantısı’nda erken seçim talebinde bulunurken 31.10.2017’de attığı tweette de “Eğer yüreğin yetiyorsa gel, erken seçim yapalım! İktidarınız altında can çekişen millet iradesinin, demokrasinin namusunu kurtaralım!” şeklinde bu isteğini dillendiriyordu.

İşte talep edilen erken seçim… Buyrun sandık başına! Tek hakem millettir. Söz ve karar cumhurundur. Herkes, çıkacak sonuca rıza göstersin ve milletin iradesine saygılı olsun.

Eyvallah!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.