Dr. Agop KOTOĞYAN’nın  ailesi 1938 yılında Yozgat’tan İstanbul’a göç eder,  Samatya  Semtine yerleşirler, çok yoksul bir ailenin ilk çocuğu olan Agop, 1939 yılında İ.Ü. Tıp Fakültesi Cerrahpaşa hastanesinde dünyaya gelmiştir.  Babası Kirkor, annesi ise Makruhi hanımdır.  Agop, ilkokulda okurken yaz tatilinde Tahtakale’de işportacılık yapar, çırak olarak çalışır ve ailesinin bütçesini katkıda bulunur.  12 yaşında yaz tatilinde bir matbaada çıraklık yaparken sağ kolunu pres makinesine kaptırır ve sağ kolu omuz hizasından kopar, Cerrahpaşa hastanesinde ameliyat ile iyileştirilir.  Evde Ortaokula kayıt yaptırdığı halde başkalarının acımasına tahammül edemeyeceğini düşünerek okula devam etmez ve evde kitaplar okuyarak kendini geliştirir ve okumaktan başka çaresinin olmadığına karar vererek Kumkapı  Bezciyan ortaokuluna devam eder.

       Galata Getronogan Lisesini bitirdikten sonra 1957 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesine girer, “ Beni bir zamanlar bu hastane kurtardı, şimdi nöbet sırası bende”  diyerek 1963 yılında mezun olmuş, 1964 yılında Asistan, 1973’te Doçent ve 1979’da profesör olmuştur. Dermatoloji alanında dünya çapında bir Tıp adamı olmuştur, Almanca, Fransızca ve İngilizce öğrenir, ihtisasını Almanya’da yapar.  Çeşitli deri ve bilhassa uçuk tedavisi hakkında kendini yetiştirir, dünyanın sayılı tıp adamlarından biri olmuştur.

       Almanya, Fransa ve A.B.D. ülkelerinden teklifler gelir, “ Burada kal, kürsünün başına geç, Ermeni olduğun için dedeni, fukara olduğun için kolunu kaybettin. O ülkede ne işin var?” demişler, yapılan teklifleri ve sunulan tüm imkanları kabul etmez ve şöyle cevap verir: “ Evet, doğrudur, ülkemde çok acı çektim, sefaletin dibinde yaşadım, doğrudur, dedemi, çocukluğumu ve kolumu kaybettim ama yolumu kaybetmedim. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan hiçbir zaman farklı olmadığımı düşündüm. Bu topraklarda yaşayan tüm insanları kardeşim olarak benimsedim. Bir ülkeyi sevmek demek, bu topraklarda geçirdiğin güzel ve iyi günleri sevmek demek değildir. İyi günde ve kötü günde burada olmak, vatanın yanında kalmak demektir, Yurt Sevgisi. Boş başak dik, dolu başak ise eğiktir derler. 

       Ben hep eğik gezdim, şu dünyada kibirden nefret ettim, boş başaklar gibi diklenmedim, caka satmadım, her şeyi biliyorum demedim. Burnumun dikine gitmedim, bilginin ve bilimin ipine sarıldım, işimi şansa bırakmadım. Çünkü çok çalıştım ve boşluk bırakmadım.”  Kolsuz Profesör Agop KOTOĞYAN, ilginç bir rastlantıdır ki Cerrahpaşa Hastanesinde dünyaya gelmiştir, bu Fakültede okumuştur ve yine bu Fakültede 41 yıl 3 ay doktorluk yaptıktan sonra emekliye ayrılmıştır. 2018 yılında yine bu hastanede vefat etmiştir.  Profesör Dr. Agop KOTOĞYAN, bu ülkeyi çok seven ve Türk Milletine hizmet eden, hastalarına şifa ve öğrencilerine de ilim öğreten bir hocamız ve vatansever bir yurttaşımızdır. 

       Agop KOTOĞYAN’ın dedesi,  24 Nisan 1915 tarihinde çıkarılan Tehcir Kanunu gereği Yozgat’tan tehcir edilirken hayatını kaybetmiştir. Ermeni diasporası, bu olayı Dr. Agop Bey’i etkilemek için kullanmaya kalkışmışlar ama O bunlara ve çok geniş maddi ve manevi imkanlar sunmalarına rağmen doğup büyüdüğü ülkesine ve kendisini okutan, her türlü imkanları sağlayan Türk devletine ve Türk milletine ihanet etmemiştir. Çok yoksul bir ailenin çocuğu ve ayın zamanda sağ kolu olmadığı halde azmiyle bütün zorlukları yenebilmiş, dünyanın gıpta ettiği bir İlim Adamı, Tıp Adamı olmuştur.   

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.