Nerede bir satır bulsa alır öpüp başına koyar ve bilgilerden azami derecede faydalanmaya çalışırdı dedem. Tabiî ki okuma yazması olmadığından onun gözünde okuma yazma bilen ben “âlim olacak” çocuktum. 

Dedem hele hele “eski yazı” dediği Osmanlı Türkçesi ile yazılmış bir yazı bulsa benim de okuyamayacağımı düşündüğü için olacak ki bana da vermez ve öper, besmele çeker ya yakar ya da bir duvar kovuğuna sıkıştırırdı!  

Köyde eski yazı bilen bir tek Yüzbaşı Hafız Ahmet varmış bir zamanlar. Medrese okumuş. Milli Mücadelede bulunmuş, İstiklal madalyalı, kılıç sahibi birisi sizin anlayacağınız. İnsanlar ona danışır ve ona okuturlarmış tüm yazılarını. Benim çocukluğumda ölmüş dedemin anlattığı kadarıyla. “Artık eski yazıyı da okuyabilen kalmadı buralarda” der yakınırdı dedem!

Anam da dedemin alışkanlığını sürdürürdü. Nerede bir yazı ve Osmanlı Türkçesi veya Arapça yazılmış bir şey bulsa ya yakar ya da besmele çekerek bir duvar kovuğuna sokuşturur. 

Bu memleketin taşı toprağı kayıt altına alınmalı derim de başka bir şey demem! Çünkü bu memleket dünyanın hiçbir coğrafyası ve hiçbir milletinin görmediği şeyleri gördü, yaşadı ve hala yaşamakta. 

Uzun zamandır “Şehzade Şehri- Manisa” ile yatıyor ve onun rüyalarını görerek uyanıyorum. Dedemden, anamdan bana geçtiğini düşündüğüm büyük bir iştiyakla nerede bir satır yazı bulsam Saruhan Sancağına dair alıp okumak ve kana kana içip susuzluğumu gidermeye çalışıyorum. Hele bir de bir de bu şehre dair hatıralar yumağı ise ve şehrimin sosyal dokusu, insan manzaraları, düne dair bir şeylerden bahsediyorsa o satırlardan ayrılmam mümkün olmuyor.

Yıllar önce okuduğum ancak ayrımına varamayacak dünyalarda dolaştığım çağlarda okumuş olmaklığımdan olsa gerek önemini kavrayamadığım Nihal Yeğinobalı’nın “Cumhuriyet Çocugu”1 kitabını içer gibi yeniden okuyor ve onunla birlikte 1919 Yunan işgali, Manisa yangını, insanların değer yargıları ve işgal yıllarında yaşanan acı, işkence ve zulümlerini yaşıyorum!

Hele hele Ayni Ali Camii imamının kızlarına yapılan işkence ve tecavüzlerin beynimde yarattığı tahribatı yılların acı tecrübelerinin yekûnu yapamamıştı!

Ayni Ali Camisini cemaatiyle birlikte kilitleyerek camiyi ataşe veren Yunanlıların giderken cami imamının kızlarını da alarak gitmelerini nasıl anlatmalı, nasıl kayıt altına almalı?

“Köy, kasaba, ilçe demeden yazılmalı bir bir kayıt altına alınmalı derin hazinelerin” derim de başka bir şey demem gelecek adına.

Geçmişten getirdiğimiz hatıraları geleceğe taşımaktan daha önemli ve daha elzem bir konu varsa birileri söylesin.

Asım Mollanın Konağının Yunanlılar tarafından yakılması, Yunan işgali sırasında ‘Zito Venizelos’ diyen Manisalı Rumların 8 Eylül 1922 sabahı şehrin Türk kontrolüne geçmesi ile bu sefer ‘Zito Kemal’ diye bağırmaları!

Fransız rahibelerinin kendilerine sığınan Müslüman Manisalıları nasıl korudukları…

Kubilay Olayının Manisa’da nasıl algılandığı…

Mustafa Kemal’in Manisa’ya gelişlinin coşkusu…

Yeğinobalı’nın 30’lu yılların başındaki Manisa’yı, o günlerin öğrenme ve okul tutkusunu, Cumhuriyet’e duyulan inancı büyük bir hazla anlattığı kitapta Kurtuluş Savaşı günlerine bir çocuğun gözünden o yılların Manisa’sı, çarşısı, hatta şerbetçisi, kasabı, peynircisi bile ayrıntılarla zenginleşerek okuyucuya aktarılıyor.

“Cumhuriyet Çocuğu”, Yeğinobalı’nın romancı kişiliğinin izlerini bulabileceğiniz, Türkiye’nin bu geçiş dönemine tanık olabileceğiniz, o günlerin insanlarına dair sıcak portrelerle karşılaşabileceğiniz önemli bir çalışma.

Yokluğun, yoksulluğun güzel ve insanca bir hayat sürmeye engel olamadığı zamanların hikâyesi. Gazi’nin mavi gözlerinde gökkuşağını yakalayan bir Cumhuriyet çocuğunun İstanbul’a uzanan hikâyesi…

Şehrimize dair ne varsa getirin, birlik olalım, konuşalım, okuyalım, yazalım derim başka şey demem!

Peki, Manisa’ya dair bilgilenme, okuma, yazma susuzluğumuz bitti mi derseniz ne gezer. Aksine daha da arttı derim. Hem de ne artış iki yıldır fisebilillah karınca kararınca devam ettirmeye çalıştığımız “Manisa Kültür Sohbetler” program kayıtları, şehrin kültür sesi olacak bir yayın organı ve kısmet olursa kitaplar var sırada!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.