Çünkü, Türk Milleti, planlı bir kültür emperyalizminin bilinçli saldırısı altında, Türk Milli Kültüründen adım adım uzaklaştırılmaktadır.
Türkiye de, İslam kullanılarak, mukaddes dinimiz ile ilgisi olmayan hurafeler, egemen hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Mana kullanılarak maddeleştirilen topluma giderek aşırı lüks, israf, tüketim, aşırı borçlanma alışkanlığı kazandırılmaktadır.
Erkek adamdır, yapar. Ben görmedim, çocuklarım görsün. Borç yiğidin kamçısıdır gibi deyişler, üretmeden tüketen, kazanmadan harcayan, örf, adet, anane ve töreyi hiçe sayan doyumsuz, saygısız, tatminsiz fertlerin artışında önemli etken olmuştur.
Alkol ve narkotik maddelerin kullanımı, gençliği giderek artan şekilde tehdit etmektedir.
Kadın, bir süs, reklam malzemesi, kullanılan bir mal haline getirilmek istenmektedir.
Oysa, biz Türkler de kadın, Bilge Kağan'ın, Orhun Kitabelerinde yazdırttığı gibi, “Tanrı Türk milliyeti yok olmasın diye babam İl – Teriş Kağan ile anam İl – Bilge Hatun’u yükseltti” diyerek kadını önümüzde arkamızda değil eşdeğerde yanımızda gören bir milletiz...
Evet, her gün, kadına karşı şiddet, tecavüz, vahşice katledilen kadınlarımız kızlarımız, gündemde!...
Cezalar, suçlar ile orantılı değil. Türk Ceza Kanunu, adeta bir etkin pişmanlık kanunu. Zina suç olmaktan çıkarılmış. Fuhuş ile mücadele mi? Adeta teşvik ediliyor.
Oysa Türk milleti, milletimiz necip, güzel bir millet. Güzel, engin gönüllü, merhametli, kendisinden başkasının sevinç ve dertleri ile hemhal, fedakar insanlar topluluğu.
Görülüyor ki, dünyadaki bütün insanların ve bu kapsam da bizim insanımızın da öncelikle barışa ve sevgiye ihtiyacı var.
Nefsimizle olan kavgamız da içimizdeki bütün güzellikleri ortaya çıkarmaya mecburuz.
Toplumumuzun önderliğine soyunanlar, iktidar sahipleri ve iktidara talip olanlar; ötekileştirici, aşağılayıcı, hakaret ve nefret ihtiva eden söylemlerden vazgeçin.
Manayı daha fazla madde için kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Maddeye bağlandıkça. gözlerimiz körleşiyor, kulaklarımız sağırlaşıyor.
Çocuklarımız, bilişim teknolojilerinin bağımlısı oldular. Oyunlarına bakın. Şiddet, şiddet, şiddet.....
Televizyon dizileri, çarpık ilişkiler, ihanet, yalan, lüks hayat, seks, şiddet.....
Toplumun, mutlu bir azınlık hariç ekseriyeti yokluk içinde.
Yalan, yolsuzluk, yoksulluk iç içe.
Üretemeyen, tüketen, uçurumun eşiğinde bir toplum.
Anlayanlara.....
Selam ve Dua ile!