16 Mayıs 1919 sabah, şafak vakti. Kaptan İsmail Hakkı Durusu’nun kullandığı 47,5 metre boyunda, yaşlı Bandırma vapuru demir alıyor, yolcuları ; Mustafa Kemal, Refet Bele, Kazım Dirik, Ayıcı Mehmet, Arif Bey, Hüsrev Gerede, Cevat Abbas, Refik Saydam, Muzaffer Kılıç, Hayati Bey, Katip Memduh, Mümtaz, İsmail Hakkı, Abdullah, Kemal Doğan, Ali Şevket, İbrahim Tali, Mustafa ve Hikmet Beyler.

Hepsi üzgün çünkü vatan toprağı işgal edilmekte, ordular dağıtılmış, tarih boyunca hür yaşanmış Türk Milletinin boynuna esaret zincirleri geçirilmekte.

Hepsi umutlu, umut kurtuluş, umut kurtuluş için mücadele.

Mustafa Kemal Paşa, 9.kolordu Müfettişi, görev belgesinde Miralay Refet Bey’in Sivas’ta bulunan 3.Kolordusu ile Kazım Karabekir’in Erzurum’da bulunan 15.Kolordusu üzerlerinde kesin yetkisi bulunduğu yazılı. Beyninde ise; Anadolu’yu adım adım gezmek, halkı bir araya toplamak, uyandırmak, milli duygularını körüklemek, Milli Mücadele için cesaret vermek için ne yapabileceği, nasıl yapabileceği düşünceleri var.

Karadeniz’in hırçın dalgaları, her an İngiliz savaş gemilerince yakalanıp batırılma tehdidi O’nu kamçılıyor ve ‘’Ya İstiklal, Ya Ölüm’’ diyerek yürüme düşüncesini pekiştiriyordu.

19 Mayıs 1919 Pazartesi sabahı güneş doğmak üzereyken, Samsun’un sisli kıyıları göründüğünde, Mustafa Kemal, yanında bulunan Cevat Abbas’a Samsun’u göstererek,

‘’Dağ başını duman almış/Gümüş dere durmaz akar…’’ marşını söylemeye başlar. Cevat Abasın iştirakiyle devam ederler. Gemideki herkes güverteye taşınır, aynı ideali paylaşmış kişiler, aynı heyecanla marşa iştirak ederler.Havuzlu İsmail’in kullandığı sandalla vapura gelen Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey, güvertede bulunan Mustafa Kemali ‘’Hoş geldiniz Paşam’’ diyerek selamlar ve karşılar.

Mustafa Kemal, Karakaş Mustafa’nın kullandığı kayık ile, kıyıya, Tütün İskelesinden çıkar. Mutasarrıf İbrahim Etem hasta olduğu gerekçesiyle karşılamaya gelmemiştir, Muhasebe Müdürü Osman bey başkanlığında bir heyet karşılamada hazır bulunurlar. Samsun dahil, sahil şeridi, ahalinin Rum nüfusunun çokluğu, Rum Pontus Cemiyeti, Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti gibi teşkilatlarının güdümündeki İngiliz destekli çetelerce kasıp kavruluyordu. Karargah’ı içeriye güvenli bir yere çekmek gerekiyordu. Samsun’a adım attığından beri yanından ayrılmayan Topal Osman Havza diyordu. Öyle yapıldı ve iki gün sonra Havzaya hareket edildi. Milli Mücadeleye ilk adım Samsun’a çıkarak atılmıştı ve artık durmak yoktu. Mustafa Kemal ve Arkadaşları arkalarına Türk Milletini alarak Kutlu Savaş yoluna çıkmışlardı. Bu kutsal savaş, işgal altındaki vatanı, esaret altına alınmak istenen Türk’ü kurtarmak, kişisel egemenlikten, Milli Egemenliğe geçiş savaşıydı. Türk Milletinin kaderinde esir olmak yoktu, Yüce Önder Atatürk’ün dediği gibi ;

‘’Temel ilke, Türk Milletinin onurlu ve şerefli bir Millet olarak yaşamasıdır. Bu ancak, tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet, uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan kendini kurtaramaz. Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir…. Türk’ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet, esir yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir….’’

Ya İstiklal Ya Ölüm parolası ile yola çıkan Türk Milleti, binlerce şehit ve gazinin kanları pahasına, amelesi ve köylüsü, memur ve esnafı ile, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı Destanını yazarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurdular.

Samsunlular bu kutsal savaşın Samsunda başladığının göstergesi olarak, 1926 yılından itibaren her yıl 19 Mayısta kutlama törenleri düzenlediler.

Daha önceleri, Devrin Maarif Nezareti Müfettişi, beden eğitimi öğretmeni, Selim Sırrı (Tarcan), şahsî teşebbüsüyle 12 Mayıs 1916 da, ilk defa bir "İdman Bayramı" kutlanmasına ön ayak olmuştu. Kadıköy'deki İttihad Spor Kulübü'nün çayırında gerçekleşen bu ilk İdman Bayramı'nda yeni bir zeybek oyunu da dahil olmak üzere çeşitli gösteriler düzenlenmişti. Avrupa ülkelerindeki cimnastik şenliklerinden esinlenen bu bayram için bir de marş yapılması gerektiğine kanaat getiren Selim Sırrı, İsveçli Felix Korling'in Tre Trallade Jantor adlı şarkısını, Gençlik Marşı adıyla uyarlayarak, "Dağ başını duman almış" söylenmeye başlamıştı.

İdman Bayramı'nın 1917'de ikincisi kutlanmış, araya savaş yıllarının girmesiyle 1928'e kadar bir daha yapılamamıştı. 10 Mayıs 1928'de Ankara'da, 11 Mayıs'ta İstanbul ve İzmir başta olmak üzere çeşitli şehirlerde kutlanan yeni adıyla "Cimnastik Şenlikleri"ne Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'de katılmış, 1937'ye kadar yine Cimnastik Şenlikleri adıyla ama bayram hüviyeti kazanmadan devam etmişti.

İsmet Bozdağ devrin Dahiliye Vekili, dostu Şükrü Kaya'dan naklen anlattığına göre:

"Yıl 1936. Günlerden 19 Mayıs. Atatürk Dolmabahçe'de, yanında Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan, Nuri Conker var, konuşuyorlar.

Birdenbire Atatürk soruyor: "Bugün günlerden ne?" Diyorlar "Salı, Çarşamba" neyse.

Ayın kaçı? 19'u.

Aylardan ne? Mayıs.

"Ne oldu bugün söyleyin bakalım?" diyor.

Düşünüyorlar, 19 Mayıs'ta ne oldu?"

düşünüyorlar ama bir türlü o tarihte M. Kemal'in Samsun'a çıktığı hatırlarına gelmiyor!? Çeşitli tahminlerde bulunuyorlar: İzmir'in işgalinin 3. günü, Ankara mitingi, İsmet Paşa'nın Lozan'dan Gazi'ye çektiği telgraf, Haliç Konferansı, İngilizlerle Irak meselesinin konuşulması, Terakkiperver Fırka'nın kapatılması... Atatürk'ün bu kadar yakınındaki zevatın bile 19 Mayıs'ı bilmemesi gerçekten de tuhaf. Aslında sözün gelimi tuhaf dedim, hiç de tuhaf değil. Çünkü o tarihe kadar 19 Mayıs'a Nutuk'ta geçen "1335 senesi Mayıs'ının 19. günü Samsun'a çıktım" ifadesi dışında herhangi bir özel anlam atfedilmiş değildir. Bozdağ'a göre bu garip tahminlerden sıkılan Atatürk sonunda,

'Bırakın yahu bunları' diyor. 'Öyle bir şeydir ki bu, ülkenin kurtuluşudur.' Yine bulamıyorlar. En sonra Şükrü Kaya hatırlıyor, 'Bu sizin İstanbul'dan ayrıldığınız gün mü?' deyince 'Yaklaştın' diyor, 'Samsun'a çıktığımız gün.' Sonra, 'Asıl yapacağınız bayram bu' diyor. Ertesi sene 19 Mayıs'ta Şükrü Kaya'nın tertibiyle 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak, sağlam fikirli ve sağlam bedenli Türk Gençlerinin yetiştirilmesi, Milli Mücadele Ruhunun yaşatılması amacı ile kutlanmaya başlıyor.

Selam ve Dua ile, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun izinden yürüyenlere.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.