Orduya yapılan 12 Haziran 2007’deki Ergenekon ve 30 Ocak 2010’daki Balyoz darbe örgütlenmesi suçlamaları ile 2007 Mart’ındaki Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve 2008 Temmuz’undaki darbeye hazırlık suçlamaları bazı gerçeklikleri olsa da ABD uşağı FETÖ’nün ihanet kumpaslarıydı. FETÖ’cüler,  birçok masum insanı yıllarca cezaevlerinde yatırdılar. Binlerce ocağı söndürdüler. Amaç, şerefli ordu mensuplarını tasfiye edip kendi haşhaşilerine yer açıp ordudaki güçlerini tahkim etmekti. Türk ordusuna yapılan bu kumpaslar süreç içinde bozuldu; ancak insanların mağduriyetlerine mani olunamadı maalesef.

İsimsiz gelen “Bülent Arınç’a suikast düzenlenecek.” ihbarıyla açılan dava bahane edilerek 19 Aralık 2009’da devletin askeri savunma sırlarının saklandığı “Kozmik Oda”ya girildi ve buradan gizli bilgiler alındı. İlerleyen süreçte bu kumpası kuran hâkimin ve kozmik odaya giren görevlilerin FETÖ adına çalıştıkları ortaya çıktı. Devletin en sır bilgilerini çalıp efendilerine ulaştıran ihanet şebekesi FETÖ’ydü.

Devletin bütün kurumlarında örgütlenen Evanjelist-Siyonist uşağı FETÖ, 2011’deki referandumla yargıda daha da güçlenince 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı yine kendisinin sızdırdığı MİT’e ait ses kayıtlarıyla ilgili ifade vermesi için mahkemeye davet etti. Amaç Fidan’ın tutuklanmasıydı. Zamanın başbakanı Erdoğan’ın duruma müdahalesiyle FETÖ’nün bu yargı operasyonu akim bırakıldı.

Taksim Meydanı’na yapılacak Taksim Topçu Kışlası için beş ağacın taşınmasına karşı çıkan çevrecilerin samimi eylemlerini, emniyette örgütlenen FETÖ’cüler provoke ettiler; çünkü FETÖ’yü kullanan “üst akıl” böyle emretmişti. 27 Mayıs 2013’te başlayan ve iki ay süren Taksim Gezi Parkı eylemleri, ülkenin yönetilemez hâle getirilmesi projesiydi. Eylemciler tarafından seçimle işbaşına gelen hükümetin istifasının ve üçüncü havaalanı, Yavuz Sultan Selim köprüsü, Kanal İstanbul ve HES’ler gibi büyük yatırımların iptalinin istenmesi eylemlerin amacını ele veriyordu. Bu eylemlerde ondan fazla insanımız hayatını kaybetti ve ülke yangın yerine çevrilerek milyarlarca lira maddi zarara uğratıldı. Hükümetin dik durmasıyla bu saldırı da püskürtüldü.

Yargıyı ve emniyeti ahtapot gibi saran FETÖ, 17-25 Aralık 2013’te yeni bir kumpasa imza attı. İçlerinde bakan çocuklarının ve işadamlarının olduğu yüze yakın kişi yolsuzluk operasyonu adıyla gözaltına alınarak yirmi altı kişi tutuklandı ve mal varlıklarına el koyuldu. Amaç, yolsuzluk soruşturmalarıyla meşru iktidarın görevden uzaklaştırılmasıydı. Hükümet bu kumpasa da geçit vermedi.

PKK, 10 Ağustos 2015’te Güneydoğu Anadolu’nun bazı şehirlerinde özyönetim ilan etti. Güvenlik güçlerimiz bir yıl süren operasyonlarda dört yüze yakın şehit vererek bu hainleri şehirlerden temizledi. Bu süreçte PKK’nin şehirleri yakıp yıkmasıyla ülkemiz milyarlarca lira zarara uğradı ve iki yüz bin insanımız evlerinden göç etmek zorunda kaldılar. Bu operasyonlarda ortaya çıktı ki çözüm süreci denilen rezalette ordu ve emniyette çöreklenmiş hain FETÖ, söz konusu şehirlere PKK’nin tonlarca mühimmat yığmasına göz yummuş, özyönetim ilanı için yapılan hazırlıkları görmezden gelmiş.

FETÖ bu suikastlarla, cinayetlerle, kumpaslarla ve 17-25 Aralık 2013 yargı operasyonlarıyla ülkeye diz çöktüremeyince 15 Temmuz 2016’da ordu ve emniyet içindeki teröristlerini bir kez daha sahneye sürdü. Milletin üzerine otomatik silahlarla, tanklarla, uçaklarla saldırdılar. Emsali görülmemiş bu ihanet şebekesi, iki yüz kırk dokuz insanımızı şehit etti ve iki binden fazla insanımızı da yaraladı. 15 Temmuz 2016’daki ABD-Siyonist-Evanjelist uşağı FETÖ’nün bu kalkışması ülkemizin işgali girişimidir. Millet, canı pahasına vatanını ve demokrasiyi korudu. 

Bütün bu yaşananlarla istediğini alamayan ABD, taşeronu FETÖ’nün başarısız darbe girişiminden sonra, ülkesine ihanet edip kaçan FETÖ’cülerle işbirliği içersinde saldırılarını yeni bir boyuta taşıdı. ABD, FETÖ’nün 17-25 Aralık 2013’te ülkemizde gerçekleştirdiği başarısız yargı operasyonlarına FETÖ’nün ülkeden kaçırdığı sahte belgelerle New York’ta devam etti. ABD’nin bu yargı operasyonuyla ve daha sonra muhtemel yargı kumpaslarıyla uluslararası ekonomik ve siyasi baskılarları, yaptırımları hayata geçirip Türkiye’yi yıldırma ve diz çöktürme peşine düştüğü ortadadır.

Eyvallah! 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.