Lider, kendisini hor gördürecek ya da nefretle andıracak her şeyden kaçınmalıdır, bunu yaptığı takdirde başka yerden doğacak kötü şöhret tehlikesine karşı korunmuş olur. Halkının mülk ve ırzına karşı saygısız davranmak kadar hiçbir hareket bir lideri nefret edilen bir adam haline getirmez. Malına ve ırzına dokunulmayan halk, daima hükümdarını sever, bu durumda geriye onun mücadele edeceği tek şey olarak bir avuç çıkarcının istekleri kalır ki onların hakkından kolayca gelir.

       Verdiği karardan ve sözden dönen, kararsız, hafif ve kadınsı liderler hor görülür. Verdiği karardan dönmemeli ve fikirlerinden asla taviz vermemeli i kimse onu aldatmayı kafasına koymaya teşebbüs edemesin. Böylece her çeşit fesat ve saldırıyı önlemiş olur. İç düşmanlar, iyi dostlar ve şahsi kuvvetle yok edilir, dış düşmanlar ise halkın çalışması ve kuvveti ile püskürtülür. Siyasi fesatlar, ortadan kalkması gereken ve ölümü hoşa gidecek liderlere hazırlanır, yoksa kimse böyle kararların peşinden sürüklediği  tehlikeleri göze almaz. Tarih devlete karşı fesatlarla doludur ama çok azı başarıya ulaşmıştır. Bu iş yalnız yapılmaz ve teşebbüsün tehlikelerini ancak hoşnut olmayanlar paylaşırlar; bunlar da çoğu zaman menfaat karşılığında arkadaşlarını ele verirler ve planlarını suya düşürürler.

       Yıkıcı faaliyetlere zorla karıştırılanlar, kazanç hevesi ile korku arasında bulunurlar. Emanet edilen sırrı saklamak için olağanüstü bir dost veya liderin can düşmanı olmak gerekir.  Korku, kıskançlık ve şüphe fesatçılardan yana, hükümetin kuvveti, kanunlar, alışkanlıklar ve özel dostluklar ile halkın sevgisi liderlerden yana olursa hiçbir kimse fesat hazırlayacak kadar cesur olamaz. Halk kendisine bağlı olunca, liderin pek korkacak bir şeyi olmaz ama bu destekten yoksun olduğu zaman da dayanacağı hiçbir şeyi kalmaz.  Halkı memnun etmek ve devlet büyüklerini de çileden çıkarmamak yöneticilerin düsturu olmalıdır.

         Liderler, görevlerin ve lütufların dağıtımını kendine ayırmayı, ceza vermek ve organize işini daha çok üst kademeye bırakmayı öğrenmelidir. Halkın hıncını üzerine çekmeden soylu ileri gelenlere itibar göstermelidir. İnsan kötülük yapmakla olduğu kadar iyilik yapmakla da hınç uyandırır. Bu sebeple, tutunmak isteyen liderler, çoğu zaman zalim ve kötü olmaya mecburdur.

       Liderler, engelleri alt etmek suretiyle büyürler, yeni bir lideri yükseltmek için talihin sunacağı en iyi imkan ona düşmanlar yaratmak dehasını harekete getirecek ve cesaretini göstertecek güçlükler çıkarmak, kudretli hale gelebilmesi için bunların her birinden adeta basamak gibi faydalanmaktır. Liderlerin, düşman kazanması, onu uyuşukluktan kurtarır, tecrübe kazandırır, bunun yanında halkının hayranlığına mazhar olur. Liderler, kendisine karşı olan bazı kişileri kullanabilir ve hatta iyi bir taktik ile bunları sadık bir insan haline getirebilir. Şayet halkın desteği ile iktidara gelmiş ise bu iyiliğin nedenini ve etkenlerini araştırmalıdır. 

       Yabancılardan çok kendi halkından korkan liderler, kuvvetlerini takviye etmelidir. Fakat şu bir gerçektir ki halkın sevgisinden daha sağlam bir kale olamaz, çünkü halkı kendisine düşman olan bir lider, halkı silaha sarılınca dış düşmanlarının onlara yardım edeceğini bilmelidir. Halkının sevgi ve itimadını kazanmayan liderlerin mücadelesini kaybedeceği bir gerçektir. Hakka, halka ve hakikate inanmayan ve dayanmayan liderler er veya geç başarısız olmaya mahkumdurlar. Zira bu üç unsun liderin kaderini ve geleceğini olumsuz yönde etkilerler.  Adalet duygusu ise devletin temel taşıdır, temel taşı yerinde oynarsa adalet binası er veya geç çökecektir.