İYİ Parti Yunusemre İlçe Başkanlığı 4. Olağan Genel Kurul Toplantısı Esnaf kefalet Sosyal tesislerinde gerçekleştirildi.
Genel kurul toplantısına İYİ Parti Genel Başkan yardımcısı Cenk Özatıcı, İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri Hasan Eryılmaz ve Selçuk Kılıçaslan, İYİ Parti İl Başkanı Ali Zafer İksir, İyi Parti Şehzadeler İlçe Başkanı Gözde Aytaç, Anahtar Parti Manisa İl Başkanı Şakir Dinç ile esnaf odalarının temsilcileri ile delegeler ve partililer katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ardından, Genel kurul zeybek halk oyunları ekibini gösterisi ile başladı.
Divan başkanlığına İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Selçuk Kılıçaslan ve divan üyeliklerini İYİ Parti GİK Üyesi Hasan Eryılmaz, İYİ Parti Belediye Meclis Üyesi Umut Erpolat yaptı.
“Hiçbir hükümetin Türk milli kimliğini Anayasadan çıkarmaya kuvvetli yetmez.”
Genel kurulda konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı, yapılacak Anayasa değişikliğine yönelik eleştirerek, “Bir kez daha aday olabilmek, ölene kadar yönetebilmek için bir anayasa değişikliği programı var. Bunun için yapıyorlar. Anayasayı değiştirmek istiyorlar. Ve bunu emin olun ki 360 vekille referanduma götürerek değil, size sorarak değil, 400 vekili yakalayalım DEM’in desteğini alalım. Mecliste değiştirelim, anayasayı hiç millete sormayalım. Çünkü millete soramazsın. Millete soramaz. Sayın Başkan söyledi. Millete nasıl soracak? Bu AKP, MHP seçimden önce size geldiğinde, vatandaşa gittiğinde demediniz mi bu muhalefet iktidara gelirse Öcalan ile pazarlık yapar, onu serbest bırakır, böyle söylemediler mi? Böyle oy almadılar mı? Böyle resmileştirmediler mi? İmralı'dan Kandil'e varanlar, şimdi Öcalan'ın kurucu örnek ilan edenler, şimdi biz her bir gün bir teröristi davulla, zurnayla serbest bırakanlar, siz Türk milletinin iradesine ve tezgahına sormadan, onun terazisine koymadan nasıl Anayasayı değiştireceksiniz. Diyorlar ki efendim 42. Maddeyi, 66. maddeyi değiştireceğiz. Türk Milli kimliğini Anayasadan çıkaracağız. Bak, biz de bir şey söylüyoruz. Değil 400 500 milletvekilini toplasanız, hatta 600 vekili de toplasanız yine de Türklüğü Anayasa'dan çıkarmaya kuvvetiniz yetmez. Çünkü Türk milli kimliği oraya Atatürk siyasetinde Türk süngüsüyle yazılmıştır. Hiçbir hükümetin Türk milli kimliğini Anayasadan çıkarmaya kuvvetli yetmez.” Dedi.
Faaliyet raporu okunması ardından söz alan Yunusemre İlçe Başkanı Banu Elbirler, “Bizler, İyi ve cesur insan olabilmeyi insanlık tarihine armağan etmiş büyük Türk milletinin fertleri olarak biliyoruz ki, bilinen tarih boyunca, Doğu da gün doğumundan , Batı da gün batımına, Kuzeyde gün ortasından, Güneyde gün yarısına olan coğrafya da, üç kıtada; binlerce yıl var olduk. Kılıçla zapt ettiğimiz yerleri, adalet, hoş görü, saygı ve sevgi ile fethettik. Mete Han, Bilge Kağan, Atilla, Osman Gazi, Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet, yok olunduğu sanılan bir anda, yıkılan bir imparatorluğun külleri arasından destansı bir istiklal mücadelesi vererek Türk devletini ebediyete taşıyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Hoca Ahmet Yesevi, Mevlâna, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre bu milletin içinde yetiştiler. Onlar İyiliğin peşinden koştular. Bizler bu inancı benimseyerek bir araya geldik, yola çıktık. İnancımız odur ki, İyi ve cesur insanlar iyi bir Türkiye için bir araya gelecek ve “Türkiye İYİ olacak” dedik, diyoruz. Aziz milletimizin desteği ve beğenisi ile, milletimizin sesi olacağız demiştik. Olduk mu? Olduk. Öyle bir olduk ki; siyasetin, alışılmış düzenini bozduk! Siyaset esnaflarının rahatlarını bozduk! Milletin iradesine göre değil, kendi keyiflerine göre siyasete yön vermeye heveslenen, siyaset Tüccarlarının düzenlerinki bozduk. Bizler bu yola koltuk sahibi olmak için, zengin olmak, kısacası şahsi çıkarlarımız için çıkmadık. Biz bugünlere, aziz ve necip milletimiz için hırslarımıza esir olmadan, kalplerimizi karartmadan, makam sarhoşluğuna kapılmadan İyi Partinin kuruluş felsefesine kalpten inanan, iyi ve cesur dostlarımızın inançları ve çalışmaları ile geldik.
Bizler, siyasetimizi; şikâyet üzerine değil, cesaret üzerine şekillendiriyoruz. Ne kazanmanın sarhoşluğuna kapılırız ne de kaybetmenin üzüntüsünde kayboluruz. Sadece sözle değil, samimiyetle, inanarak; İnsanımızı, sandık geldiğinde, işaret edilen yere mecburen oy veren, marabalar olarak gören ucube bir siyaset anlayışını, Millet iradesini de işine geldiğinde kutsayıp gelmediğinde aşağılayan, adeta kurumsallaşan ikiyüzlülüğü, siyasetten temizlemek zorundayız.Şüphesiz ki; hakiki yenilik, daima öze dönerek başlar. Bu yüzden bizler, özümüze, en büyük gücümüze yani milletimize kulak vereceğiz. Konuşan, gören, duyan bir Türkiye için, üreteni yaşatan, mutlu bir Türkiye ve Türk milleti için, meydanlarda, sokaklarda, salonlarda, tarlalarda, köylerde, ilçelerde, şehirlerde, her daim, her yerde olmaya devam edeceğiz. Birinci önceliğimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti ve sonra parti aidiyetidir. ‘Bizim medyamız var mı ? Yok. Muhalif medya bizim midir? Hayır. Medya da bize hakaret edilmekte, bize insafsızlık edilmekte midir? Evet. Bize yanlış yapana yaptırım var mıdır? Hayır. Bizi yapayalnız bırakmaya ve de yapayalnız göstermeye çalışıyorlar mı? Evet. Peki, biz yapayalnız mıyız? Hayır. Çünkü bizler, sadece milletiyle el sıkışmış, milletinin dışında, yanında yöresinde hiç kimsenin bulunmadığı; Türkiye’de, Türk tarih şuuruna sahip, kanla, irfanla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerini özümsemiş, iyi ve cesurların partisiyiz.
Durduğumuz yeri; başkalarına göre değil; milletimizin, beklentilerine göre belirliyoruz. Bu nedenle; Milletin ayağına gideceğine milleti küçümseyen, Seçim kazanmayı, koltuk kazanmaya indirgeyen, Milletin dertlerine, çözüm üreteceğine, sanal ve yapay gerçeklikler üreten, ‘Ceketimi assam seçilirim’ diyen buyurgan siyaseti, İnsanımızı iki yumruk arasına sıkıştırıp nefretten beslenen, İnsanımızı, hür değil, makbul vatandaş olmaya zorlayan dayatmacı siyasete ‘Hayır’ diyoruz. ‘Yolu doğru olanın, yükü de ağır olurmuş’ derler. Biz yükü Yunus'un heybesine koyup sırtlamışız. Bizler Türk İstiklal savaşında giydiğimiz bu ateşten gömleği hiç çıkarmadık!
Siyaseti, kendimiz için, bir ikbal kaynağı görmediğimiz için inandığımız yolda, milletimizin yolunda dimdik yürümek bize onur verir. Bizi, bu yoldan döndürmek isteyenler, Dün vardılar. Bugün de varlar. Yarın da olacaklar! Biliriz ki, onların rüzgârı, ne kadar sert eserse essin bizden alıp götüreceği, sadece tozdur! Biz kendimize, 19 Mayıs 1919 da Samsundan doğan güneşi örnek almışız. Batmaktan korkmayız! Doğmaktan bıkmayız! Asla sönmeyiz, asla tükenmeyiz! Şimdiye kadar, birilerinin İYİ Parti olarak bizi; bir yerlere konumlandırmasına, bize istikamet çizmesine, bize rol biçmesine, izin vermedik. Bugünden sonra da, vermeyeceğiz. Çünkü bizim yönümüz de, yolumuz da bellidir. İYİ Parti’nin pusulası, her daim millettir. İYİ Parti, milletin talebi, hakkı, haklı itirazıdır. İYİ Parti, sadece ve sadece, milletin olduğu yerde durur. Memleket sevdamız, bulunduğumuz yeri, bir çekim merkezine, dönüştürecek kadar güçlüdür, derindir, sağlamdır. Büyük Türk Milleti’nin, birer ferdi olarak söz verdik: İçimiz de şahsi ikballerini ön plana alarak bulunup, amaçlarına ulaşamayınca gidenlerin izleri olmayacak! İçimizde millete tepeden bakanlara, yer olmayacak! İçimizde her şartta, kendini düşünenlere, yer olmayacak! Söylediğimiz söz, milletin sözü olacak! Sözlerimiz de; yalana bulanmış, kin iftira, ihtiras sözcükleri olmayacak! Türk Milleti’nin bizlere verdiği vazifeyi dün aldık kabul ettik, bugünden yarınlara, bıkmadan, usanmadan aidiyet duygumuzu yitirmekten öte pekiştirerek, daha iyiye daha iyiye diyerek devam edeceğiz. Kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, Türk olmanın gurur ve şuuru ile yükselmek ve ileri gitmek ülkümüzden şaşmadan çalışacağız ve başaracağız. Türkiye TÜRK’tür,TÜRK kalacaktır. Ne mutlu Türküm diyene!” diye konuştu.
Konuşmaların ardından İYİ Parti Yunusemre İlçe Başkanlığı’na yeniden aday olan Banu Elbirler dışında aday çıkmayınca seçime tek liste halinde gidildi.
Yapılan seçimde, delegelerin oyunu alarak güven tazeleyen Banu Elbirler yeniden Yunusemre İlçe Başkanı olarak seçildi. (Turgay Duyar)
