Geçtiğimiz gün Muradiye sanayinde faaliyette olan bir geri dönüşüm fabrikasında yangın çıktı. Çıkan yangın nedeniyle Karaali Mahallesi’nde kimyasal maddelerin havaya karıştığı ve bu nedenle vatandaşların evden çıkmamaları gerektiği anonsu yapıldı.
İYİ Parti Yunusemre İlçe Başkanı Tufan Akan, gündemi belirleyecek çok önemli açıklamalarda bulundu.
“NE TESADÜF Kİ YİNE PAZAR GÜNÜ BİR YANGIN!”
Başkan Akan, “Karaali bölgesinde işçi zehirlenmeleri olmadan tam bir ay önce yetkilileri uyarmış ve göreve davet etmiştik. ‘Burada sulama kanallarına zehirli atıklar bırakılıyor, gereğini yapın’ demiştik. Yapmadılar, görmezden geldiler. 25 Haziran Pazar günü zehirlenmelerin olmasının ardından yine uyardık. ‘Burada sistematik bir çevre kirliliği var, siyanür var, sülfür var’ dedik. Görevini yerine getirmeyenlerle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduk. ‘Sorumlular hakkında gereğini yapın’ dedik. Sadece bir işletmeye ceza yazdılar, başka bir şey yapmadılar. Üzerinden bir hafta geçti. Tesadüf ki yine bir pazar günü 3 Temmuz’da Karaali bölgesinde bir fabrikada yangın çıktı. AFAD İzmir ekipleri bölgeye yoğun şekilde sülfür gazı yayıldığını belirtti. Havaya siyanür de karıştı. Tam 6 saat boyunca insanları dışarı çıkmamaları konusunda uyardılar” dedi.
“YANGIN ÇIKAN FABRİKA BÖLGESİNDEKİ GÜVENLİK KAMERALARI İNCELENDİ Mİ?”
İYİ Parti Yunusemre İlçe Başkanı Tufan Akan son olarak şu ifadeleri kullandı, “Şimdi bir kez daha soruyorum; 3 Temmuz’da kimyasallarını yakan işletme ile bir hafta önce ceza kesilerek faaliyetleri durdurulan firma arasında bir bağlantı var mıdır? Niçin çevre katliamına sebep olan firma isimleri devletin yetkili organları tarafından ifşa edilmiyor? Kolluk kuvvetleri olay yerinden güvenlik kameralarını inceleyerek yangının çıkış şeklini tespit etti mi ve yangın çıkan fabrikanın güvenlik kameraları incelendi mi? Neden fabrika yangınları hep haftasonu gerçekleşiyor? Soruşturmanın sağlıklı yürümesi adına; Bugüne kadar ilgili firmalardaki sorumlular hakkında yargı süreci başlatıldı mı? Yetkililerin bir an önce açıklama yapması gerekiyor. Bu konunun peşini bırakmayacağız. Manisa’nın havasının, suyunun, hayvanlarının, toprağının ve insanlarının göz göre göre zehirlenmesine asla göz yummayacağız. Yetkililerden, tüm bu soruları cevaplamalarını ve kamuoyuna karşı şeffaf olmalarını bekliyoruz.”
