Ömürler hatıralarla doludur, gün gelir onlar sizin yakanızı bırakmaz. Kimi nasihat der, kimisi sohbet. Çıkıp gelir size misafir olur. Hani ya insanlar olmadık işlerin peşinden koşarlar, gayretle coşarlar, lakin olmaz işler vardır bunu fark etmezler. Veyahut da hani tutuversen elinden olacak işler, ne yapsan da olmaz, Çünkü halin-işin adamı değillerdir. İş onlara yakışmaz, ibret almasını bilmez, iş bilmez fakat yine de ne “ alamet-i farika”dır onlar, onlarsız olmaz. İşte Babamın sözleri kulaklarımda bunları düşündürür.” Kırk yıl kaynattım kaynamadı”.
Sen miydin...
Kırk yıl kaynattım kaynamadı
Attın da sen mi vurdun hedefi
Olmadı pek kolaydı, olmadı
Getirdim evvelki dertleri
Hadi uğraş, durmadan çabala
Yeniden söylense şarkısı
olmadı sevdan yar olmadı
versen sırtındaki deve yükünü
Artar mı eksilmez mi.. neydi bu kargaşa
**
Hayret ki sen miydin?
Bu ben miydim… Nedir ki ismin bilemedim
Bir sırra kadem bastı insan,
sen varsan pek güzeldi zaman
Kereminle mutad kıl beni
**
Annenin peşinden giden
Umursamaz yavru kediler
arınmış bir keyifteler…
varmış yokmuş bir masaldı
ömrün büyüdükçe izinde kalan…