Manisa'da Gündem
2021-06-20 18:18:05

FRANSIZ+ ERMENİ ZULMÜ- KAÇ KAÇ OLAYI

Seyhan Çağlar Emen

20 Haziran 2021, 18:18

30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros mütarekesi üzerine Fransızlar Çukurova bölgesini işgal etmişlerdi, işgal kuvvetlerinin önemli bir kısmı Ermeni çeteleri idi, Ermeni Şişmanyan kuvvetlerine en büyük silah ve maddi desteği Fransız kuvvetleri vermiştir. Taşnak ve Hınçak komitacıları Fransız asker üniforması giymişler ve Ermeni gönüllü alayını oluşturmuşlardır. 1 Haziran 1920 günü Türk ve Fransız murahhasları arasında 20 günlük bir mütareke imzalanmış ama Fransızlar anlaşma şartlarına uymamış ve Kozan’dan 15 bin Ermeni’yi Adana’ya nakletmişlerdir. Fransız üniforması taşıyan Ermeni Çeteleri 12 Haziran 1920 günü Kahyaoğlu İstasyonunda topladıklar 70-80 ı sivil Türk’ü katletmişlerdir, 15 Haziren 1920 günü ise Camili ve Dedepınarı köylerinde 225’ten fazla Türk’ün katledilmesine Fransızlar göz yummuşlardır. 

Türkler savunmasızdır, Kuvva- Milliye’ye katılan Türklerin aileleri tehdit altındadır, 10 Temmuz 1920 günü binlerce silahlı Fransız, Ermeni, Rum ve Hıristiyan azınlıklar ellerinde silahlar ve yabancı bayraklar ile Türk mahallelerine saldırıya geçmişlerdir. Başlarında Ermeni, Asuri ve Rum papazları ile Ermeni ileri gelenleri “ Yaşasın büyük Ermenistan” nidaları ile silahlarını boşaltıyorlar. Sokaklarda Türk avı başlatıyorlar, yakaladıkları sivil Türkleri kiliselerine ve kendi askeri binalarına dolduruyorlar ve sokaklarda “ daha ne duruyorsunuz? Büyük devletler burayı bize verdiler, Fransızlar yakında gidiyorlar. Burası büyük Ermenistan oldu, biz de o günün bayramını yapıyoruz.” diyorlar. Ermeni çeteleri, Fransız askerlerinin gözü önünde Türklere ait ev, dükkan ve ne bulurlarsa yakıp yıkıyorlar, çaresiz ve savunmazsız kalan Türkler yanına alabildiği basit eşyalarla yalın ayak, bağlara ve dağlara doğru kaçmaya başlıyorlar Fransız ordusunda bulunan Tunuslu ve Cezayirli Müslüman sömürge askerleri ise müsamaha gösteriyorlar. Bu olaya Çukurova’da KAÇ KAÇ OLAYI denilmektedir. 

Türkler, olayların bu dereceye geleceğinin düşünememişler, Fransızlar ise destekleri ve şımarttıkları Ermenilerin yaptıkları katliamlar ve insanlık dışı davranışları karşısında sessiz kalmışlardır. Kaç Kaç olayı esnasında aileler çocuklarını, yaşlılarını kaybetmişler, sokaklarda yatan cesetlerini bile bırakarak dağlara doğru koşarak gitmişlerdir. Olayı haber alan Milli Kuvvetlerimiz vatandaşlarımıza yardım için canını ortaya koyarak yollara düşmüşler ve kurtarabildikleri kişileri kontrolünde bulunan köylere götürmüşlerdir. Türk mahallelerinde bulunan evler yağma edilmiş, yakılmış ve yıkılmıştır, kaçamayan yaşlılar, hastalar, kadın ve çocuklar vahşice katledilmişlerdir. Camilere hayvan bağlanmış minarelere kendi gibi köpekler çıkarılarak havlattırılmıştır.

Adana’nın ileri gelen ailelerinin gençleri tutuklanarak Ali Dede Mahallesinde bulunan Fabrika’ya götürülerek işkencelerle şehit edilmişlerdir, 25 civarındaki gençlerin cesetleri günler sonra bulunmuştur,Kanlı Fabrika adı verilen bu fabrikayı 1975 yılında arayıp bulmuştum. Küçük Dikili Köyünde ikamet eden erkekler katledilmiş ve meydana atılmıştır. Olaylara şahit olan şair Yahya Nusret Bey yazdığı uzun şiirinde şunları söylüyor: “ 10 Temmuz geçen yıl ne kara gündü/ Obalar göç etti, ocaklar söndü/ yurdumuz bir yangın yerine döndü/ O günler ruhlarda bir sızı vardı.”

Bizlere medeniyet, demokrasi, cumhuriyet ve insan hakları dersi vermeye çalışan Fransızlar önce kendi tarihlerine baksınlar, bizler sizleri Çukurova’dan, Güney ve Güney doğu Anadolu’dan, Azerbaycan’dan Dağlık Karabağ’dan, Cezayir’den ve Ruanda’dan tanıyoruz. Ermeniler, tarihleri boyunca hep yabancı devletler tarafından yönetilmiş ve yönlendirilmişlerdir, kukla olmaktan kurtulamamışlardır. Geçmişte ne iseler bu gün de aynılardır. Enik büyür it olur. Yavşak büyür bit olur.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.