Serf’lik tâbiri, Avrupa kıtasındaki derebeylik zamanlarıyla ilgilidir. Kısmi köleliğe benzer konumuyla ilgili yapması gereken bir angarya borcu yerine getiren, belirli şartlarda bir hizmet mecburiyeti bulunan kimse demektir.

    “Orta Çağ'da nüfusun yaklaşık %75'ini oluşturan Serfler, toprak sahibinin arazisinde çalışan özgür olmayan işçilerdi. Bu sistemde, serfler fiziki ve hukuki koruma ile kendi temel ihtiyaçları için ayrı bir arazi parçasını işleme hakkı karşılığında emeklerini sunarlardı. Serfler köle olmasalar da—zira sadece emekleri alınıp satılabilirdi, kendileri değil—yerel geleneklere göre hareket kısıtlamalarına ve çeşitli ücretlere tabiydiler.

      Orta Çağ kırsal topluluğunun merkezi ve serflerin varlık nedeni, malikâne veya şatoydu. Bu, toprak sahibinin özel ikametgâhı olmasının yanı sıra, idari ve hukuki meseleler için topluluk buluşma yeriydi. Köylülerin bu malikâneler ve beyleriyle olan ilişkisi manoryalizm olarak bilinmektedir.”* ( Mark Cartwright-Dünya Tarihi Ansiklopedisi)

     Dış müdahale, akınlar ve can güvenliği sebeplerinden dolayı derebeylerinin güvenli alanlarına sığınan serfler bunun karşılığında bazı söz konusu yükümlülükleri gerine getirdiler  

   “ Topraklar, Senyörlük toprağı ve haraçlı toprak olmak üzere ayrılmıştı. Derebeylerin ve Kilisenin adına iş yapan Kâhyanın kendi hesabına işlettiği toprakların, kiracıların elinde bulunan toprakların ve dahası bu kiracıların, onların karılarının ve çocuklarının da bilgileri kayıtlıydı.  Serflerin en önemli görevi, haftanın iki veya üç günü (hasat zamanı gibi yoğun dönemlerde daha da fazla) Lordlarına ait olan beylik topraklarında (Demesne-Manse) çalışmaktı. Bu topraklardan elde edilen tüm yiyecekler Lord’a giderdi. Bazen bir serfin, gücü yeten bir aile üyesinin, kendi yerine beylik topraklarındaki işi yapması da mümkündü.

  Derebeylerine veya manastırlara ait haraçlı topraklar Manse denilen, bir veya daha fazla ailenin yaşadığı birçok küçük çiftliğe bölünmüştü. Hizmet eden serf kadınların yaşadığı bir grup özel evler ve her tarafta ev ahalisinden olan serflerin yaşadığı ağaç evler de olurdu. Bu merkezi Manseye iliştirilmiş şekilde, tarlaları, çayırları, bağları, bostanları ve neredeyse bütün ağaçları ve ormanları kapsayan hatırı sayılır büyüklükte toprak vardı. Apaçık ki bu toprakları işlemek için büyük bir iş gücüne ihtiyaç duyulurdu. Söz konusu iş gücünün bir kısmı ana Manseye bağlı olan köle statüsündeki işçilerden karşılanıyordu. Yetişmeyenler ise 14 yy. itibaren para karşılığı da çalıştırılıyordu. Ayrıca küçük bağımlı Manseler de vardı. Bunlar farklı derecelerde hür olan erkekler ve kadınlardı

   Yapılacak işler, İlki tarla işiydi: Her yıl, her bir adam doğrudan lorda ait toprağın belli bir miktarını sürmek zorundaydı, "el işi" olarak bilinen. Binaların tadilatı, ağaçların kesimi veya meyvelerin toplanması, bira yapımı, yük taşınması, kısacası kâhyanın yapılmasını istediği her türlü işi kapsıyordu. Sadece hizmet etmek değil, aynı zamanda büyük eve kira da ödemek zorundaydılar. O günlerde devlet vergisi diye bir şey yoktu. Fakat herkes bir ordu resmi ödemek zorundaydı.  Vergi çeşiti olarak koyun, inek, tavuk veya muadili para olabilirdi: "Ev sahibine iki gümüş şiling öde," her bir hür adamın zorunlulukları listesinde ilk sırada getirdi. Ormandan alınacak ağaç ve otlaktan ot için karşılığının verilmesi gerekiyordu. Bir de kelle vergisi vardı. Bu özel icarlara ek olarak her çiftçi üretimden kaynaklanan diğer icarları da ödemek zorundaydı. Her yıl büyük eve üç tavuk, on beş yumurta ve evlerin tamiri için birçok kalas borçluydu. Eğer serf iseler çiftçilerin karıları bile çalışırdı. Bu kadınlar büyük ev için yün eğirmek ve bir elbise dikmek mecburiyetindeydiler. Bütün bunlar Mayor denilen kâhyalar tarafından tahsil edilirdi.

   Derebeylerinin ve Manastırın duvarları arasında en iyi zanaatkârlar yaşamaktaydı.  Fakat her bir mülkte birkaç zanaatkârlar vardır; kimi o büyük evlere bir serf olarak bağlıdır, kimi de kendi Manse’sinde yaşamaktadır. Ve aklı başında toprak sahipleri mümkün olduğu kadar çok zanaatkârı istihdam etmeye çalışmaktaydı.”**( Eileen Power-Ortaçağ İnsanları-İst 2019)

Velhasıl yeryüzünde yaşamak hiç kolay olmamış, hep bir mücadele ve hürriyet isteğine koşmuştur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.