Günümüzde insanların en büyük dertlerinden birisi kendilerini mutsuz hissetmeleridir. Gerek iş hayatlarındaki yoğunluktan gerekse de özel hayatlarındaki sıkıntılardan dolayı insanlar genel anlamda kendilerini mutsuz hissetmekte ve bu durumu sanki içinden çıkılamaz bir kısır döngü olarak görmektedirler. Peki, aslında bu durum hissedildiği gibi içerisinden çıkılamaz bir devinim durumu mudur?
Gerek danışanlarım arasında gerekse de topluma farklı insanlarla görüştüğüm zaman genel bir mutsuzluk hali bulunmaktadır. Bunun çok farklı sebepleri olsa dahi sağlık problemleri dışında en bu durumun en büyük sebebi maddi yetersizlik ve hayat pahalılığı olarak görülmektedir. Özellikle maddi anlamda yaşanan sıkıntılar ve stresler insanları huzursuz ve mutsuz etmekle kalmayıp daha ciddi sağlık problemlerine sebep olmaktadır. Tabi ki söz konusu maddi sıkıntılar olduğu takdirde huzursuz hissetmek günümüzde kaçınılmazdır, ancak bakış açımızdaki ufak değişiklerle olan durumu daha pozitif hale getirip, mutsuzluk halini daha ağır bir stres noktasına çevirmeden bünyemizde kısmi olarak tolere edebiliriz. Bunun ilk basamaklarından birisi hayat tarzımızda mutlak minimal Yaşam tarzına geçilmesi ve toplumun ya da sistemin bize gereksinim olarak gösterdiği lüks yaşam tarzının aslında ne kadar gereksiz ve insanı huzursuz eden bir çıkış noktası olduğunu anlamamız gerekmektedir. Bunun dışında temel ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra lüks tüketim alışkanlığına kaymaktansa, mümkün olduğu kadar kendimizi geliştirmek ve kendi mutluluğumuz için tüketim yapmayı alışkanlık haline getirmemiz gerekmektedir. Temel ekonomik sistemin ana prensibi olan kısıtlı ekonomik kaynaklarla sonsuz talepler noktasından bireylerin kısıtlı ekonomik kaynaklarla ulaşabilecekleri maksimum mutluluk seviyelerine ulaşmaya çalışmaları, insanları hem daha mutlu edecek hem de insanlar için bir konfor alanı oluşturacaktır. Esenlikler dilerim
