Merhume annem Zarife EMEN, çocukluğumda her ezandan ve namazdan sonra ağlayarak iki elini Sema’ya açar: “ Bizleri Ezansız, Devletsiz, Vatansız, Bayraksız, Askersiz bırakma Allah’ım, ırzımızı, namusumuzu düşman eline bırakma Allah’ım, bizleri Gavur’un ayakları altında bırakma Allah’ım.” diye gözyaşları içinde dakikalarca dua ederdi.  Yolda bir asker görse ağlardı, kara trenle sevkiyata giden askerler için irmik helvası yapar, istasyona götürerek asker adaylarına dağıtır yine ağlayarak o tanımadığı gençleri askere yolcu ederdi. Anneme tanımadığı askerleri görünce ağlama sebebini sorduğumda “ Onlar bizim namusumuzun, vatanımızın bekçileridir.” diye cevap verirdi. Toprak evimizin toprak duvarlarında bez bir çanta içerisinde Kur’an- Kerim ile Atatürk, Mareşal Fevzi ÇAKMAK, İsmet İNÖNÜ ve Kasım GÜLEK’in fotoğrafları asılı idi.

       Aklım ermeye başlayınca annemin hayatını öğrenince O’nun duasının sebeplerini daha iyi kavramaya başladım,  yıllar sonra ailemizin soy ağacını ve tarihini araştırınca aile büyüklerimizin çektiği sıkıntıları, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi yıllarında yaşadığı acıları öğrenince annemin ağlayarak okuduğu duaların kutsallığını, önemini ve değerini daha iyi anladım,  şimdi aynı duaları bizler de tekrar ediyoruz.  1325(1909)yılında dünyaya gelen annemin, babası 1887doğumlu Ali Dedem, 1914 yılı Kasım ayında seferberlik ilan edilince askere alınır, askere alınan gençler Askerlik Şubesinde toplanırlar, annem babasını son defa görebilmek için ninesi Esma Hanım ile birlikte Şubeye giderler, ninesi damadına ismiyle hitap ederek, O’nun pencere demirlerinden kızını son defa görmesini ister, Ali Dedem pencere demirlerinden elini uzatarak ancak annemin parmak uçlarını öpebilir ve annem bir daha babasını göremez, Ali Dedem Yemen’e gidip de dönemeyen Mehmetçiklerden biridir,  hiçbir ümit kalmayınca nüfustan kaydını 1972 yılında sildirdik.

       1914 yılında 5 yaşında olan annem, Afgan Mahallesindeki toprak evlerinde ninesi ve annesi Emine Hanım ile baş başa kalırlar, evin geçimini kolla çalışan bir Singer dikiş makinesi sağlamaktadır ki bu makine halen ailemizde bulunmaktadır. Ali Dedemden bir daha haber alınamaz, 1893 doğumlu olan Emine ninem senelerce sokak kapısında ağıt yakarak eşinin Yemen’den gelmesini yaşlı gözlerle bekler. Evde kendilerini koruyacak erkekleri ve yiyecek ekmekleri yoktur. 1919 yılında şehrimizi Fransız ordusu işgal eder, şehrimizde 350 Ermeni aile bir mahallede yaşamaktadır,  eli kanlı Ermeni çeteleri Fransızlardan daha zalimdir, Türkleri kurşunlarlar, evleri ve köyleri yakıp yıkarlar, evleri basarak Türk kadın ve kızlarının namusunu kirletirler. Bu yüzden kız çocukları, evlerin altına yapılan gizli sığınaklarda saklanır, namusunun korunması için 1921 yılında 12 yaşında olan annem, 17 yaşında olan babama, hiç görmediği bir gence imam nikahı ile verilir, anneme kaput bezinden dikilmiş beyaz bir gömlek giydirilerek  at arabası ile gelin gönderilir.  Emine ninem, yıllarca dedemi ümitle bekler ve 1928 yılında 35 yaşında iken vefat eder, anneme ancak 1926 yılında nikah kıyılabilir, annem 1963 yılında 54 yaşında iken vefat etmiştir. Rahmetli Hocam Arif Nihat ASYA’nın Dua Şiiri sanki annem için yazılmıştır.  

       “Biz, kısık sesleriz minareleri/ Sen, ezansız bırakma, Allah’ım/ Müslümanlıkla yoğrulan yurdu/ Müslümansız bırakma, Allah’ım/ Bize güç ver, Cihad meydanını/ Pehlivansız bırakma Allah’ım/ Kahraman bekleyen yığınlarını/ Kahramansız bırakma Allah’ım/ Bilelim hasma, karşı koymasını:/ Bizi cansız bırakma Allah’ım/ Müslümanlıkla yoğrulan yurdu/ Müslümansız bırakma Allah’ım/ Yarının yollarında yılları da/ Ramazansız bırakma Allah’ım/ Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü/ Ya çobansız bırakma Allah’ım/ Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız/ Ve vatansız bırakma Allah’ım/ Müslümanlıkla yoğrulan yurdu/ Müslümansız bırakma Allah’ım./  Annem ve akranları tarihe tanıklık yaptılar.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.