“Sâkiyâ mey sun ki bir gün lâlezâr elden gider
Erişir fasl-ı hazan bâg ü bahâr elden gider”*

     Sakiya mey sun ki, bir daha bir daha sun ki kadehi, sarhoşluğumuz artsın, sevdikçe sevelim, daha ne edelim, haydi istedikçe isteyelim,  Hocaya nispet yapalım, biraz da biz ölelim,” Fırsat bulsam yâre varsam biraz derdim ona yansam,” gönlümü şöylece avutsam… diyelim

     Şükür ne güzeldir… Dünya hali bu belli olmaz, bakarsın bize kalmaz. Ver Allah’ım ver ki, sonrasında çok şükür diyelim. “Eğer Firavunun eline verilen fırsat sana da verilmiş olsa idi ondan daha zalim olurdun”

“Bizim de cismani, bedeni yapımıza ikram ettiğimiz ölçüsüz hazların ve çeşit çeşit nefsani istekli beslemenin de bizi azdırmaması nasıl mümkün olabilir?”**

Aklım ele verir, gönlüm dile gelir: 

“Aşk ile viran iden gönlini mamûr istemez
Hâtırın mahzûn iden bir lahza mesrur istemez

Aşk nakdi bir hazînedür ana yokdur zeval

Hoş gören âkil fena tavrını şöhret gözlemez”*

     Bu lafları pek de kolay söyleriz, gideriz gideriz ömrü heder eyleriz, bundan kolay ne vardır, söyledikçe söyleriz: “İşitmedin mi gönül aşkın müşkül olduğunu Sana bu müşkil işi kim dedi ki inşâ et”***

*Avni

**S.Ayverdi

***Fuzuli

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.