Yazdığı gazel ve rubailer, ölümünden sonra yayınlanarak meşhur olan Yenişehirli Avni’nin değeri  yaşadığı zamanlar bilinememiştir. Asıl ismi Hüseyin olan Yenişehirli Avni 1826 yılında Yenişehir’de ( Bugün Yunanistan sınırları içinde yer alan Larissa) doğmuştur. Babası Kethüda Sıdkı  Ebubekir Paşa’dır.  Babası, Tırhala Mutasarrıfı Abdurrahman Sami Paşa’nın kethüdası iken,  Avni özel öğrenim görmüştür.  Tahsili sırasında Arapça, Farsça, Rumca ve Fransızca öğrenmiştir. 

       İstanbul’a gelerek çeşitli Devlet Dairelerinde memur olarak çalışmıştır, 12 yıl babasının ve Abdurrahman Sami Paşa’nın desteği ile Mesnevi’yi okumuş ve Mevlevilik tarikatına girmiştir.  Daha sonra Abdurrahman Paşa Vidin’e tayin edilince Onunla birlikte VİDİN’e giderek katip olarak görev yapmıştır.  1853 ve 1855 yılları arasında İstanbul’da Mevlevihaneye devam ederek Şeyh Nazif Dede’nin kızı  Emine Hanımla  evlenir. Evlendikten dokuz yıl sonra eşi vefat edince 16 yıl yalnız başına kalır ve yeniden evlenir.  1859 yılında Mustafa Nuri Paşa’nın Divan Katibi olarak Bağdat’a gitmiş, daha sonra İstanbul’a dönmüş ve memurluğu devam etmiştir.  Bir ara Gelibolu’da çalışır ve sonra tekrar İstanbul Bidayet mahkemesine aza olarak görevlendirilir. 

       İstanbul’da görev yaptığı yıllarda eşi ve oğlunu peş peşe yitirince hayatta yapyalnız kalır, maddi ve manevi yönlerden sıkıntılara düşer ve yokluk içinde 7 Ekim 1884 tarihinde vefat eder. Vasiyeti gereği cenazesi  Eyüp’te  ilk eşinin yanına defnedilir.  Sağ iken  aruz vezninde yazdığı gazeller ve rubailer yıllar sonra basılmış ve ölümünden sonra meşhur olmuştur.  

Son devrin divan şairlerinden biri olan  Yenişehirli Avni, “ Mir’at- Cünun” adlı eserinde deli tiplerini ele almaktadır.  Buna göre: “ Nizam-ı Alem delileri, kendilerini kurtaramadığı halde dünyayı kurtarmaya çalışırlar. Eğitimsiz tabipler, yanlış teşhis ve tedavi ile ölümlere sebep olurlar ama kendilerini akıllı sanırlar. Keramet delileri, bülbül olan elbet gülün kokusunu bilir ama O’nun gülün kokusundan dahi haberi yoktur. Haber delisi, ülke ve cihanda olup bitenleri anlatmakla görevli olduğunu sanır. 

       İnatçı deliler, kendi bildiğini okur, başkalarını dinlemez. Kıskanç deliler, kendisinden başka herkesi düşman gören delilerdir. Tembel delisi, çalışmaktan hoşlanmayan kişilerdir, miskinlerdir. Mal delisi, ölünceye kadar sadece mal biriktirmek için çalışır, servet hırsı son nefesine kadar devam eden kişilerdir. Süvari delisi, ihtirasa dönüşmüş bütün sevgilere sahip olan delilerdir. Nasihat delisi, kendi aklı kendine yetmediği halde herkese akıl vermeye çalışan kişilerdir. Evham delisi, korkaklığı nedeniyle kendisini insanlardan dışlayan ve her şeyden nem kapan delilerdir. Bunların yanında şöhret delileri, siyaset delileri, makam delileri, unvan delileri, gösteriş delileri, kibir duygusu delileri v.s. vardır.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.