Manisa’nın eski çarşısında, Büyükşehir Belediyesinin öncülüğünde yapılan ve Şehzadeler Belediyesince de desteklenen tadilat ve yenilenme çalışmalarının, yeni bir aşaması yapılıyor.  Böylece, tarihi çarşının tarihinin korunup, cazibe merkezi olması hedefliyor.

Bizler bu sebeple, medeniyetlere misafirlik etmiş ve Türk’ün güzide şehrinin geçmişini ve yaşayanları düşünmemize sebep oldu. Bu güzel ve tarihi şehir neler görmedi ki; Üç buçuk yıl süren Yunan İşgalinden sonra 1922 yılında Yunan geri çekilirken, Batı Anadolu’da birçok şehri yakmış, Manisa da bundan nasibini almıştı. Şehirde, On bin civarındaki ev ile eski çarşıdaki üç bine yakın dükkânı yakmıştı. Bu sayılar Manisa’nın ne kadar mühim bir şehir olduğunun işaretidir.

Cumhuriyet kurulduktan sonra imar faaliyetlerine girişilmiş, eski çarşı beş altı sene sonra yeniden inşa edilmişti. 1899 doğumlu olan dedem önce yeni Handa mesçilik yapmış sonra halk arasında Tacir denilen kundura malzemesi satış işini, önce yukarıda caddede, daha sonra 1963 yılında hala işlettiğimiz çarşı mahallesindeki 16 numaralı dükkânda devam etmiş ve babam Hakkı Altınbilek ile beraber çalışmaya başlamışlardı.

Biz, Manisa çarşısı hakkında duyduğumuz gördüğümüz bazı şeylerin bir kısmını ve bilhassa bulunduğumuz 3. Sokaktaki Taşçılar Mescidinin de bulunduğu sokağı anlatacağız. Çarşıdaki bazı dut ağaçlarını Manisa Tarzanı dikmiş ve sulamış. Manisa’nın efsanevi aşçısı Dede Niyazi bu çarşıda faaliyette bulunmuş. Anne dedem Ramazan Menteş, çok maharetli ustaymış, tarım makinaları dahi tamir edermiş, çilingirlik yapmış,  ondan mesleği İbrahim Menteş almış, onun oğulları İsmail ve Hakan, hala mesleklerini devam etmektedirler, Yine diğer bir anahtarcı Ahmet Baydar sonra, mahdumları işlerine devam etmektedir. Tenekeci Mehmet Amca çarşının en renkli simalarındandır, tatlı tatlı yüksek sesle konuşur, pek çok hikayeler anlatır, mekanına ne bulursa istif eder, dükkânına girmek mümkün olmazdı. Tenekeci İlyas Amca işinde çok usta, efendi hatırnaz biriydi. Yine Bisikletçi Mehmet Başa çarşının şen şakrak kimselerindendi, herkese laf atıp, etrafla uğraşmayı sever, işinde sanatkâr kimseydi. Kanarya beslemiş, dernek başkanlığı yapmıştı. Oğlu Nevzat, onun mesleğini uzun yıllar devam ettirmişti. Bıçakçı Osman Kaleli, sessiz sakin güler yüzlü biriydi. Zamanın Belediye Bandosunda trambet çalmıştı. Karşındaki dükkânda Bakkal Sabri Cömert, hayat dolu, sabırlı biriydi, küçükken benim yaramazlıklarıma da katlanmıştı. Yanında, çivici Mehmet Ali Özuşaklı sessiz sakin işini yapan, kimseye karışmayan biriydi, oğlu Erdem de bir müddet onun işine devam etmişti. Bu mekânın yanında bulunan kalaycı Cemal Adalılar devamlı körük çeker bizden de yardım isterdi. Köşede tık tık diye çekiç ve az biraz tekene sesleri, Yılmaz Ödeker’den gelirdi, mesleğine aşkla tutkuluydu. Oğlu Erdinç Ödeker işini devam ettirmektedir. Yine Karşımızda, mesleğinde namlı olan Hasan Bey’den devralan tornacı Reyhan Usta vardı. Çaycımız Salih Ustayı unutmamız mümkün değildi. Üst köşede demir Çimento Ticareti yapan Ekrem oğlu Hüsnü Altun vardı, oğulları Ekrem ve Engin mesleğini devam ettirmektedirler. Alt köşede Akü imalatı ve satışı yapan As Akü Rifat Amca sonra oğulları Ahmet ve Reşit kardeşler bulunmaktaydı. Yanında mandıracı Hasan, karşısında bakkal Kumbaracılar çalışmaktaydı. Arka tarafta çivici Sel Ticaret ve Tenekeci sobacı Niyazi Çınar bulunurdu. Yanında Halis Helvacımız vardı. Bıçakçı Bıçakçı  İzzet Uygunbaş oğlu İrfan ve oğlu Oğuzhan.Yine Bıçakçı İbrahim Özceylan ve oğulları Selahattin, Hüsamettin ve Ahmet Özceylan idi. Halen torun İbrahim mesleğe devam etmektedir. Tulumba satış ve tamiri yapan Dursun ve faaliyete devam eden Doğan Özmen. Bir dönem Taciriye işi yapan Güngör Bozyaka vardı. Altta tuhafiye işi yapan Ahmet Divrik vardı ve oğlu Necdet Divrik faaliyetine devam etmektedir. Alt Köşede unutulmaz isim devrin süpermarketi Küçük Hülusi Can Hüseyin Abi ve eşini unutmamak lazım. Yanındaki dükkanda Sadık Tosluk berberlik yapardı.

Ayakkabı imalatı daha ziyade Yeni Handa yapılırdı, Çarşı’da İslam Açıkdil,  sonra oğlu Zeki Açıkdil çalışmıştı. Zeki Açıkdil ile Cemil Altınbilek üç yıl kadar birlikte ayakkabı imalatı yaptılar. Kavaflardan, Üçkardeşlerden İbrahim Ökçeci ve oğulları, Memduh Amca, İbrahim Kemerli, Mahzar Amanlar ve dahi niceleri vardı. Sokağın arkasında küçük bir gariban oteli olan Çınar Otelini Ethem Amca işletirdi.

Bu saydıklarımız orada faaliyette bulunanların bir kısmı çoğu rahmetli oldu. Daha anlatılacak veya unuttuğumuz kimseler de bulunmaktadır.

Çarşının üstünde, Rum Mehmet Paşa Bedestenin üstünde en eski bir Oto garaj bulunurdu. Yetmişli yılların ortalarına kadar çalıştı. Yanında, Perşembe Pazarı çarşıya canlılık verirdi, burası iki binli yılların başına kadar faaliyette bulundu. Tarihi çarşı sit alanı durumundadır. Maalesef insanoğlunun aç gözlülüğü sebebiyle, içinde çok yüksek ve ucube binalar da mevcuttur.

Bu yapılan çalışmalar, tarihi aksettirecek hem de şehre katkı sağlayacaktır. Çalışmalara destek veren herkese teşekkür ederiz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.