Çocukluğumdan beri aynı ilçede yaşadığım, aynı okullarda okuduğum ve aynı yurtta beraber kaldığım değerli kadim dostum, A.Ü. S.B.F. öğrencisi iken Ülkü Ocakları Birliği Kurucu Genel Başkanı olan Aytekin Yıldırım, gizli kalan bir hatırasını 45 yıl sonra açıkladı. 1969 yılında üniversitelerde ve sokaklarda sağ-sol kavgası adı altında kanlı olaylar körükleniyordu. Türkiye bir iç savaşa doğru sürükleniyordu, her iki grubun içinde de karanlık emeller besleyen provokatörler, kışkırtıcı görevliler bulunuyordu. 1970 yılı Ocak ayının 9 veya 10. Günü M.H.P. Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Ülkü Ocakları Birliği Başkanı  Aytekin Yıldırım’ı makamına çağırarak: “Türkiye bir felakete sürükleniyor, askerler bir darbe yapacak, öğrenci olaylarını kullanacaklar. Biz çekilelim kenara, Dev-Genç de çekilsin, ihtilal yapamasınlar. Dev-Genç Genel Başkanı Atilla Sarp ve C.H.P. Gençlik Kolları Başkanı Ali Dinçer ile toplantı yapacaksınız ve barışı sağlayacaksınız.”

Aytekin Yıldırım o konuşmayı şöyle anlatır: “1970 yılının 9 veya 10 Ocak günüydü, bir telefon geldi, Alparslan TÜRKEŞ, beni makamına çağırdı, gittim. Aramızda şu konuşma geçti:   

A. Türkeş: Türkiye, bir felakete sürükleniyor. Askerler bir darbe yapacak, öğrenci olaylarını kullanacaklar. Biz çekilelim kenara, Dev-Genç de çekilsin. İhtilal yapamasınlar. 

A. Yıldırım: Emriniz nedir, Efendim?

A. Türkeş: Dev-Genç Genel Başkanı(Atilla Sarp) ve C.H.P Gençlik Kolları Başkanı(Ali Dinçer)nı tanıyor musun?

A. Yıldırım: Tanıyorum Efendim.

A. Türkeş: Sana emrediyorum, bunlarla toplantı yapacaksın, bilhassa Atilla’yla, Dev-Genç’le.

A. Yıldırım: Ben nasıl bunlarla bir toplantıyı?

A. Türkeş: Ben anlamam, Ocak Başkanı olurken sen” bana verilen her emre uyacağım” diye söz vermedin mi?

A. Yıldırım: Verdim Efendim de….

A. Türkeş: O zaman sözünü yerine getir, üç gün süren var.

A. Yıldırım: Peki.

A. Türkeş: Niçin çekiniyorsun?

A. Yıldırım: Çekinmiyorum ama O beni vuracak, ben de O’nu vuracağım, inşallah görüşürüz!

Aytekin Yıldırım, aracılar üzerinden Dev-Genç Genel Başkanı Atilla Sarp’a haber gönderir, iki gün sonra telefon görüşmeleri sonunda her iki grubun liderleri 12 Ocak 1970 günü Ankara’nın Seyran Bağları semtinde bulunan Atilla Sarp’ın ablasının evinde akşam saat 19.00’da toplantı yapmaya karar verirler. 50’ye yakın Milliyetçi genç evin etrafına gönderilerek güvenlik tedbirleri alınır, bu gençlerin kimi satıcı, kimi şarapçı kılığına girerler ve çevre güvenliğini sağlarlar. Aytekin Yıldırım, hemşerimiz olan bizden dört yaş büyük rahmetli Hayri Çintemur ağabey ile birlikte örgüt evine giderler. Evin çevresinde en az 30 ve evin içinde de çok sayıda Dev-Gençli militan bulunmaktadır.  Tartışmalı geçen birkaç saatten sonra Aytekin Yıldırım ile Atilla Sarp ayrı bir odaya geçerler. Dev-Genç’in Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de eve gelirler. 

Aytekin Yıldırım: “Ben Türkeş’in emri ile geldim. O’nun talimatını uyguluyorum şu anda. Biz artık olaylara girmek istemiyoruz. Hepimiz fakir- fukara çocuğuyuz, biz barış yapmak istiyoruz.” diyor. Uzun tartışmalardan sonra sabaha karşı 05,30 sularında anlaşmaya varılıyor. Her iki taraf da sokaklardan çekilecek ve hatta ortak yürüyüş yapılacaktır.  Ancak anarşik olaylar durmuyor ve devam ediyor. Antlaşmadan iki ay sonra Aytekin Yıldırım, Atilla Sarp ile karşılaşıyor. Atilla Sarp: “Aytekin, sizinle anlaşmaya vardığım için beni Başkanlıktan attılar.” diyor.  Sağ ve sol aralarında antlaşma yapmıştı ama bir üst yapı kabul etmemişti. Atilla Sarp görevden alınarak yerine O.D.T.Ü. öğrencisi Ertuğrul Kürkçü Dev-Genç Genel Başkanlığına getirilmişti ve karşıt görüşlü öğrenciler üzerindeki siyasi baskılar arttırılmıştı. Sokaklarda ve üniversitelerde siyasi olaylar şiddetlendirildi, silahlı çatışmalar alevlendirildi, okul ve öğrenci yurtlarının işgalleri hızlandırıldı. 

1971 yılının Mart Ayına kadar siyasi cinayetler, kargaşalar, kışkırtmalar, bölücülük son sürat devam ediyordu. Sağda ve solda vuruşanların hiç birinin can güvenliği yoktu, aynı sokakta beraber büyüdüğümüz, aynı okulda ve aynı sınıfta okuduğumuz arkadaşlarımızla, hatta aynı soyadı taşıdığımız akrabalarımızla birbirimize düşman olmuştuk. Ankara’da okulumuza korkarak gidiyorduk, aynı korkuyu Dev-Genç mensupları da yaşıyordu.   O günlerde öyle bir duruma geldik ki 12 Mart 1971 Askeri Muhtırasını kurtarıcı olarak karşılamıştık. Milliyetçiler, olayların ardında K.G.B. yi, Devrimciler ise C.İ.A. yı arıyordu oysa yıllar sonra Türkiye’deki terör belasının ardında Batılı istihbarat örgütlerinin varlığı ortaya çıkmıştı. Aytekin Yıldırım ve Atilla Sarp halen hayattadırlar ve şu anda İstanbul’da  ikamet etmektedirler, her ikisi de aktif siyasetten uzak durmaktadırlar.          

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
İsmail Hakkı Civil 2019-10-08 11:40:48

Çok zor ve çok önemli görev ifa etti, Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun inşAllah.

Avatar
mustafa ayanlar 2019-10-08 18:08:01

cennetmekan Başbugumun cennetmekan Aytekin başkanıma verdiği emir kolay tahakkuk etmedi ilk görüşmede sayın Küpeli ve Mahir Çayanda vardı...Aytekin başkanımın taktiği ile gerçekleşti...tabiki bu olayda Cebeci deki kahvemizin de büyük önemi vardı..mekanları cennet olsun ülkücü hareketin başı sağolsun