İstanbul Boğazda Çengelköy’de tarihi Vâni Efendi Camisinin yanması herkesi üzüntüye boğdu. Bu yangın Tarihi değerlerimizin korumaması keyfiyetini tekrar gündeme taşıdı, hatta yapılan yanlışlıklarla ilgili olarak çeşitli fikirler öne sürüldü. Üç yüz elli sene sonra ki bu olay bize geçmişi Vâni Mehmet Efendi’yi ve tarihi rolünü hatırlattı.

   Vâni Efendi bazılarınca İslam âlimi olarak üstün bir yere konur, O, Osmanlı tarihinde Kadızadeler hareketini başlatan ilk önemli üç kişisinin sonuncusudur.

    Mehmet Birgivi, Kadızadeler hareketinin kurucusu olarak bilinir, Devrin kötü gidişatını, bozulmaları görüp, ikbalde bulunmasına rağmen, kendi arzusuyla Birgi’ye müderris olmuştur, talebeleri ise ikbal için yarışmışlardır. O’nun görüşleri Kadızadelere temel oluşturacaktır. Birgivi’nin ve Kadızadelerin fikir temelleri, Teymiye’ye kadar uzanmaktadır, Eskiyi taklit eden, Teymiye, saadet ve kurtuluşu ancak nakil yoluyla olacağını,  akıl ile mümkün olamayacağını belirterek, aklı inkâr eder. 

    Kadızadeliğin asıl kurucusu Kadızade Mehmet (ö.s1635) Balıkesir doğumludur, Birgivi’nin talebelerinden dersler almıştır. Güçlü bir hitabete, ikna gücüne sahiptir. III Murad şehzadeliğinde Manisa’dan tanıdığı Kadızade’yi İstanbul’a getirtir. Ayasofya Camisinde vaizlik yapar, ülkedeki bozukluklardan dem vurur. Asıl sorunlu tarafı tasavvuf ehline yapılan fetvalar ve kışkırtmalardır. O zamana kadar memlekette hoca-sufi dengesi korunmuş iken artık çatışmalar ve ayrılıklar fiili bir durum oluşturmuştur.

    Kadızadelerin ikincisi Üstüvani Mehmed’in baskın özelliği, yine kendini iyi ifade etmesi ve hitabet sanatıdır,  sarayda has odaya alınır, dersler verir, sonrasında Ayasofya’da vaizlik yapar. Derinliği ve bilgi hazinesi dar olan bu zatın, daha sonra hedefinde hep yükselmek ve menfaatlenmek olacaktır. Fazla ileri gidince Köprülü Mehmet tarafından tasfiye edilip, sürülmüştür.

    Vaizlerden diğeri, Kadızadeler mektebine mensup olan, taassup timsali Vâni Efendi(ö.1685) padişah 4. Mehmed tarafından sevilmiş, saygı gösterilmiştir. İktidarı çoğaldıkça çoğalmış her dediğini yaptıracak kudrete erişmiştir. İnanç birliğinin arasına ayrılık sokmuş, çocuklarına ve yakınlarına büyük menfaatler temin etmiştir. Padişah’ın Gümrük ve cizye gelirlerinden 200 akçe tahsis edilmiş, Bursa civarında birçok köy kullanımına verilmiş, daha sonra ismiyle anılacak olan Vâni Köy ona bağışlanmış, 1635 de ismiyle anılan camii yaptırmıştır. Her söylediği yapılan Vâni Efendi, II Viyana seferini teşvik etmiş ve bozgun neticesi Bursa’ya sürgüne gönderilmiş ve orada ölmüştür.

    Bu anlattığımız zamanlarda memleket zor durumdadır, ehil olmayanlar mevki almakta, savaşlarda başarılı olunmamakta, ilimde ileri gidilememekte, halkın gelir seviyesi kötüleşmekte, huzur ve emniyeti bulunmamaktadır. Fakat Avrupa ilim ve akılla durmadan kendini geliştirmektedir. Bizde söz sahibi vaizler, birlik ve beraberliği sağlıyacağı yerde, halkın arasına nifak sokmuş, dini- inanç birliğini zedelemiş, asırlar sürecek nakli geleneğin temellerini atmışlardır ve halen akli ve nakli ilimler çekişmesi devam etmektedir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.