Vefa borcu, sadece insanlarda değil birçok hayvanda da görülmektedir. İnsan, iyilik ve ilgi gördüğü kişilere karşı hayatı boyunca minnet duygusu beslemekte ve her fırsatta vefa borcunu ödemeye çalışmaktadır. Ancak bazı kişi ve kurumlara olan vefa borcumuzun ödenmesi  imkansızdır, yakın tarihimizin önemli şahsiyetlerinin hayat hikayelerini araştırırken, o neslin ne kadar vefalı insanlar olduğuna şahit oldum.  Mareşal  Fevzi Çakmak Paşa, kurmay yüzbaşı olarak 18. Fırka komutanı Şemsi Paşa’nın mahiyetinde bulunmuştur. Şemsi Paşa, alaydan yetişme okuma yazması olmayan ama devletine bağlı bir komutandır, gafleti canına mal olmuş, İttihat ve Terakki Cemiyetinin fedaisi Teğmen Atıf( KAMÇIL) tarafından öldürülmüştür.

Fevzi Paşa, yıllar sonra Genel kurmay Başkanı olunca eski komutanı olan Şemsi Paşa’nın sefil durumda olan çocuklarına sahip çıkarak Komutanına olan vefa borcunu ödemeye çalışıyor, Sorbonne  Üniversitesinden mezun olan oğlu Müfit’i bir kamu kurumuna, diğer oğlu Kenan’ı Beykoz  Kundura Fabrikasına ve kızı Nadide’yi de Ayasofya Müzesine memur olarak yerleştirerek Şemsi Paşa’nın çocuklarına sahip çıkıyor. 150’liklerden olan Çerkez Reşit Bey’in çocukları Atina’da bir manastırda Hıristiyan olmaları için baskı altına alınınca 15 yaşındaki kızı gizlice Atatürk’e mektup göndererek yardım isteyince konudan haberdar olan Atatürk. “ Reşit benim eski arkadaşımdır, Kurtuluş Savaşında yanımda yer almıştı.” diyerek çocuklarının kurtarılması için Atina büyük elçisine talimat vererek gizli bir operasyonla çocuklar Bandırma’ya getirilerek akrabalarına teslim ediliyor. Yine 150’liklerden olan Hamidiye Kahramanı Rauf ORBAY’ın sürgünde bulunduğu Paris’te sefalet içinde olduğunu öğrenince para göndererek kader arkadaşı ve eski dostu  Rauf Bey’e olan vefa borcunu ödemeye çalışıyor. 

Teşkilat- Mahsusa Reisi Kuşçubaşı Eşref Bey, İskenderiye’deki sürgün hayatından döndükten sonra Salihli’deki çiftliğine çekilir, hatıralarını tarihçi yazar Cemal KUTAY Bey’e yazdırır, ölmeden önce Teşkilat-ı  Mahsusa’da beraber çalıştığı eski arkadaşlarının ailelerini ve vefat edenlerden Cihangiroğlu İbrahim’in Kars’ta ve Sudan’lı Zenci Musa’nın Üsküdar Özbekler Tekkesinde  bulunan  kabirlerini ziyaret eder, hayatta olan komutanları ile helalleşir ve 1964 yılında Söke’de vefat eder. Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş olan büyüklerimiz vefa borcunu, namus borcu olarak kabul ediyorlardı. Çevremizde yaşayan büyüklerimiz, iyi ve kötü günlerinde dostlarının yanında yer almışlardır, bütün servetini kaybeden Yakup Ağa’nın çocuklarına iş adamı Kasım Ağa sahip çıkmıştı. Varlıkta ve yoklukta, sevinçte ve üzüntüde beraber olduğumuz çocukluk ve gençlik arkadaşlarımız 50 yıl önce verdiğimiz söz üzerine makam, rütbe, mansıp ve servet sahibi olduktan sonra geçmişteki kader, yol ve gönül arkadaşları olarak güçlerimizi birleştirdik, birbirimize destek olarak bürokraside bir yerlere  geldik  ve maddi imkanlara kavuştuk.  1960-1970’li yılların çok  zor günlerinde evini, ekmeğini, kalbini ve cüzdanını paylaşan bizler, aynı davranışlarını bugün de  devam ettirmekteyiz. Maalesef ki günümüzde bu dayanışma gençler  arasında  görülmemektedir.   

Tek parmak kolaylıkla kırılır ama sıkılan yumruk daima güçlüdür ve vurduğu yerden ses çıkarır. Unutmayalım ki aç kalan insanlar önce umudunu sonra da inancını yerler. Bir mahalle veya köyde aç yatan insanlar varsa bu ayıp o mahallede veya köyde tok yatan insanların ayıbıdır. Devletimize ve Milletimize karşı vefa borcumuzu ödemeye çalışmak her şeyden önce insanlık görevimizdir, sadakat bir insanlık vasfıdır, bizleri okullarında okutan, kurumlarında iş vererek iaşemizi karşılayan, ailemizin rızkını temin eden devletimize, milletimize ve hayırseverlere  karşı olan vefa borcumuzu hayatımız boyunca hizmet etsek yine de ödeyemeyiz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.