Üretimi teşvik etmek ve önündeki engelleri kaldırmak toplumların iyi ve varlıklı yaşamasına yardımcı olur. Üretime ağırlık veren toplumların gelir ve refah durumları tarih boyunca olumlu olmuştur.  

     Tağşiş yani paranın saflığını bozma küçültme ve değerini düşürme işlemi, fiyat artışları, kamunun büyük giderleri,  o toplumun hem siyasi hem iktisadi zayıflamasına sebep olmaktadır. “Kısa vadede fiyatları etkileyen pek çok neden vardı. Güçlü hasatlar fiyatların düşmesine, zayıf üretim ve hasat veya savaşlar fiyatların yükselmesine neden oluyordu. Fiyatlar dünya ölçeğindeki enflasyon eğilimlerinden de etkileniyordu. Ancak uzun vadede fiyat artışlarının en önemli nedeni değerini düşürmelerdi. Osmanlı devletinin vergi gelirleri düşük kalıyordu. Paranın değerini düşürme işlemi ile devlet, ek gelir sağlamak amacıyla, para biriminin gümüş içeriğini azaltarak gümüş içeriği daha düşük sikkeleri piyasaya sürmekteydi. Bu yüzyıllarda Avrupa ülkelerinde de enflasyonun en önemli nedeni değer düşürmelerdi. Ancak vergi gelirleri yüksek olan devletler tağşişlere çok sık başvurmuyordu.” Osmanlı döneminde de enflasyonun en önemli kaynağı harcamaların, özellikle de kamu harcamalarının bütçe gelirlerinin üzerine çıkmasıydı. Ancak özellikle başkent İstanbul’da tağşişlere ve onların yarattığı fiyat artışlarına karşı hatırı sayılır bir toplumsal muhalefet oluştuğu için, barış dönemlerinde devlet harcamalarını denetim altına almaya çalışmış, tağşişleri daha çok savaşlar sırasında kullanmıştır.”*

      Devletin güç ve kuvvetinin zirvede olduğu düşünülen Kanuni Süleyman devrinde de iktisadi olarak güçten düşmeye başlanmıştı, üretimin olmadığı halkın ekip biçmediği zamanda,  memleketi bir yangın gibi saran Celali isyanları bu devirde kendini göstermiş ve uzun süre devam etmişti.

     Osmanlı para değer düşürmelerinin Avrupa tağşişleriyle karşılaştırılmasında öne çıkan önemli bir fark, tağşişin siyasi arka planıdır. Avrupa’da sabit kira geliri sağlayan toprak sahipleri ve belirli bir ölçüye kadar tüccarlar değer düşürmelere direnmiş göstermekteydi. Bu muhalefet parlamentolarda merkezi yönetimle yapılan pazarlıklarda paranın saflığını bozmaya karşı direnerek ve gerektiğinde tağşişe başvurmama karşılığında ek vergi ödemeyi kabul ederek parasal istikrarın sağlanmasında önemli rol oynadı. Osmanlı’da bu tür bir direnç gösterecek organize bir toprak sahipleri veya tüccar sınıfı yoktu. Değer düşürmeye en büyük direnç, maaşlı devlet çalışanlarından ve özellikle başkentteki yeniçerilerden geliyordu, fakat bu direnç, savaş ve mali kriz dönemlerinde yeterli olmuyordu. Bu dönemlerde devletin büyük miktarlarda borçlanmaya başvuramaması da değer düşürmeyi kaçınılmaz kılmaktaydı.**

     Üretmemek, üretimin ve gelişmenin önünü açmamak, tarihte olduğu gibi her zaman halkın refahını olumsuz etkilemiştir. Üretmek, kendine yetmek ise gelişmenin anahtarı olmuştur.

* Şevket Pamuk Osmanlı İmparatorluğunda Paranın Tarihi İşbank Yayını 2018

**Kıvanç Karaman Osmanlı Devleti ve Avrupa Devletlerinde Tağşişler ve Nedenleri (1326-1844) ODTÜ Gelişme Dergisi, 43 (Nisan), 2016 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.