Tunus!ta başlayan isyanlar, Mısır’a da uğradığında bu sürece liberallerinde çok hoşuna gidecek bir elbise biçildi ve giydirildi…Bunun adı Arap baharı oldu…1848’ ler de ortaya çıkan “Halkların Baharı” deyimiyle hemen özdeşleştirildi ve dünya kamuoyuna sunuldu…Orta Doğu’ya yönelik yüzyılın en kanlı emperyalist müdahalesi gerçekleşiyor ve dünya kamuoyu medya dezenformasyonu sayesinde hala süreci objektif okuyabilmiş değildir..Emperyalist yağma kıskacındaki Suriye’de olan “Bahar’mı, devrim ”mi ? Suriye halkının üç yılda yaşadığı vahşeti “devrim” ya da “özgürlük” olarak tanımlayan olanlara diyoruz ki Bu olanlara Suriyeli gözüyle akın yeter…Üniversite’de öğretim üyesi olan Rima Z’ye kulak verelim… 

-Bize diyorlar ki yolsuzluk, fesat ve zulüm içinde yaşıyorduk şimdi özgürlüğümüzü istedik…

 -Biz de diyoruz ki, Zulümden kurtuldunuz, iyi yaşayın özgürlüğünüzü…

-40 Yıldır zulüm vardı, ama ne bir kilise ne bir cami yıkıldı…

-40 Yıldır zulüm vardı, ama Suriye’nin en ücra noktasına kadar elektrik gitti, oysa şimdi karanlıkta…

-40 Yıldır zulüm vardı, ama bir file ekmek 15 liraydı…

-40 yıldır zulüm vardı, ama Üniversiteler ve hastaneler ücretsizdi..

-40 yıldır zulüm vardı,ama dolar sabitti…

-40 yıldır zulüm vardı, ama güven içindeydik ve bir gecede her şey değişti, korkunç bir kabus gibi üzerimize çöktü…

-40 yıldır zulüm vardı, ama ne bir imam ne bir papaz katledildi…

-40 yıldır zulüm vardı, ama Suriye dünya gözünde bütün Arapların medeniyet beşiğiydi…

Peki ya özgürlük günleri? Yalnızca iki yıl özgürlük, bizi yüz yıl geriye götürdü…Dünya’nın en fazla göç eden, savrulan halkı olduk,,,Tarlalar, parklar mezarlık oldu…Şimdi söyleyin bana bu ne güzellik özgürlük böyle..

İşte Suriye’de olan, Suriye halkının ne yediğiyle, nasıl yaşadığıyla zerrece ilgisi olmayan küresel güçlerin salt kendi ihtiyaçları için ülkeye benzin döküp tutuşturmalarından başka bir şey değildir..Bu saldırının arkasındaki hesaplar çok karmaşık da olsa, sadeleştirildiğinde, arkasından bölgeye nüfuz etme yarışı,petrol ve doğalgaz savaşları var…

ABD ile Rusya arasındaki bölgeye ve Avrupa’ya nüfuz etme savaşının yol haritasını çiziyor…Bu nüfuz etme savaşı doğalgaz boru hattının geçiş yolları üzerine kuruludur…Çünkü küresel ısınmaya karşı önlem almak için Kyoto anlaşmasının imzalanmasıyla birlikte 1994 yılından bu yana gelecekte petrol savaşlarının yerini doğalgaz savaşlarının alacağı kesinleşmiş oldu…Doğalgaz rezervlerini nerede olduğu bellidir..Lakin önemli olan doğalgazı taşımak ve dünya ülkelerine ulaştırmaktır…Doğalgaz boru hattı geçiş güzergahlarının Suriye ve Türkiye kritik önem taşıyor…Ne var ki Türkiye ABD için bir sorun teşkil etmiyor…Tersine ABD çıkarları için projenin önemli yürütücülerinden bir olarak devreye giriyor…Burada asıl sorun Suriye’dir…Suriye’ye müdahale kurgusundaki en önemli iki aktör Türkiye ve Katar’dır…Türkiye ve Katar’da gerçekleştirilen planlı darbe eş zamanlıdır…Katar emir’inin babasına, Recep Tayyip Erdoğan’ında hocası Necmettin Erbakan’a darbe yapmasını da bu proje dahilinde ABD tarafından iktidara taşınmıştır…Yazar sormada “Peki bu bahar neden savaşın baş aktörleri olan Türkiye’de ya da Katar’da değil?”

Faydalanılan eser;AKP’nin Suriye Savaşı …Hamide Yiğit…Tekin Yayınları 2014

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.