Anadolu’yu Türklere vatan yapan, Çağrı Bey’in oğlu Mehmed Alparslan, Üçüncü Batı Seferinde, 50 bin Türk çerisi ile 200 bin kişilik Bizans ordusunu 26 Ağustos 1071 de Malazgirt’te yenerek, ilk defa Bizans Kayserini tutsak alan bir Türk - İslam Padişahı oldu. Anadolu'nun fethinde ve bir Türk vatanı haline gelişinde Malazgirt Meydan Muharebesi kat'i bir dönüm noktasıydı.  Malazgirt’te kazanılan zafer Türklerin ve Hıristiyanların istikbalini şekillendirecekti.

     “Bizans imparatoru Romanos Diogenes; Türklerin Anadolu’ya olan istila ve akınlarını önlemek ve Türkleri bir daha dönmemek üzere Anadolu’dan atmak için Azerbaycan’a bir sefer yapmayı planladı ve sayıları 200 bini bulan bir ordu tertip etti. Alp Arslan’ın Suriye’de olmasından istifade etmek üzere İran’a Selçuklu başkentine doğru ordusuyla yürüdü, yolu üzerindeki Malazgirt’i ele geçirdi. Eman dileyip teslim olan herkesi öldürttü. Ramonos kendi harekatını öğrenmiş olan Alp Arslan’ın İran’a geri döndüğünü duymuştu, Türk askeri karargahlarından olan Ahlat’ı ele geçirip Azerbaycan’a gitmeyi kararlaştırmıştı ki, ağustosun 24’ünde Sultan Alp Arslan’ın Ahlata geldiğini öğrenince, hayretler içinde kaldı ve buna inanamadı.

      Büyük komutanlarından birini oldukça mühim bir kuvvetle ileriye yolladı, fakat sultanın akıncı kuvvetlerine kumanda eden Emir Sanduk, bu kuvveti hezimete uğrattı. Ve hatta Bizans generali yaralanarak geri kaçmaya mecbur oldu. İmparator bunu işitince başka bir generali Basilas’ı mühim bir firka ile imdada gönderdi; fakat bu kuvvet de Türklerin taarruzuna mukavemet edemeden perişan oldu. Bizans imparatoru Malazgirt’e gelince, Alp Arslan’ın sahraya hâkim tepeleri tutmuş olduğunu gördü

     Geceleyin Türk atlıları Bizans karargâhı etrafında naralar atarak ve korkunç sesler çıkararak uçuşuyorlardı. Ertesi gün imparatorun ordusunda bulunan ~Rumeli Oğuzlarından bir kısmı reisleri ile birlikte sultanın ordusuna, yani kendi soydaşlarına katıldılar.

     Sultan Alp Arslan Doğu Roma imparatorunun İran' a girmesini menetmek için çabuk Suriye'den dönmüş ve ordusunun bir kısmını orada bırakmıştı. Bu acele dönüş esnasında atların mühim bir kısmı telef olmuş, erzak tedarik edilemediğinden dolayı askerlerin bir kısmı dağılmışlardı. Fakat Hepsi de donanımlı ve mükemmel süvari bulunan bu ordu Bizans ordusuna nazaran hakikatte çok az ise de manevi kıymet ve kudreti itibariyle ona kat kat üstün idi. Bu ordu pek az zaman içinde Asya'nın garp ülkelerini fethetmiş, birçok devletleri yıkmış ve daima zaferden zafere koşmuş bir ordu idi.” (1) 

     Sacdü'd-Devle Gevher Ayin ile Emir Porsuk, Tarank Oğlu, Sav Tekin, Süleyman Şah ve dahi nice seçkin serdarlar sultanın maiyyetinde bulunmuşlardı

     Alparslan Cuma günü konuşmasında, Düşmanı yenersek arzu ettiğimiz sonuç hâsıl olacaktır, yoksa şehit olarak cennete gideceğiz. Bugün burada ne emreden bir Sultan, ne de emir alan bir asker vardır. Ben de sizlerden biriyim ve sizinle birlikte savaşacağım, diyerek Alparslan, Kılıcını ele aldı, atının kuyruğunu bağladı. Atın kuyruğunu düğümlemek, Türklerde, ölünceye kadar savaşa adanmak işareti idi; çünkü ölenin atının kuyruğu kesilip düğümlenerek, tuğ şeklinde, mezarına dikilirdi.

     Malazgirt zaferiyle, o zamanki İslam âleminin en canlı ve taze bir kuvveti olarak dünya siyasetine karışan Türklerin, medeniyet alanında olduğu gibi, "küffara karşı" çatışmalarda başarılı olmuş, Asya ve Akdeniz’de Türk- İslam hâkimiyeti yerleşmiştir. 

1-Mükremin Halil Yinanç Dünya Tarihinin En Büyük İnsan ve Kumandanlarından Alp Arslan: Harpleri- Malazgirt Zaferi Makaleler TTK Ankara 2017

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.