Sömürgecilikle ilgili bazı tespitleri bu yazımızda paylaşacağız. Keşifler çağında, her sene Lizbon’dan harp gemileri eşliğinde hareket eden Portekiz filosu, Güney Afrika’yı geçip, Mozambik’te durduktan sonra, müsâit muson rüzgârlarından faydalanarak, eylül ve ekimde sömürge imparatorluklarının merkezi olan Goa’ya varırdı. Hindistan’da fazla rağbet edilmeyen Avrupa emtiası ile Uzak Doğu’da makbul bir satın alma aracı olan gümüş parayı çıkartıp, yerine Hind’in biber, çivit, pamuklularıyla, Molük Adaları baharatı, Cava’nın hindistan cevizi, Çin yapımı vernikli eşyâ, kâfur, eczâ, ıtriyat, Seylan’ın kıymetli taşları, Arabistan kahvesi, Îran incisi ve ipeğini yükleyerek dönerdi.

     Sömürgecilik alanında bir zaman Portekiz’liler üstünlüğü ele geçirdiler, bir zaman sonra da İspanyollar onların gücüne son verdi. Sonra da Hollanda, Fransa ve İngiltere hâkimiyeti elinde tutmaya başladı.

     Avrupa, Rönesans ve Reform hareketleri ve sömürgecilik faâliyetleri ile birlikte, askerî, ekonomik ve teknolojik üstünlük sağlamış, nüfûsunu arttırmış, dünyânın çeşitli bölgelerinde koloniler kurmuş, onların kaynaklarını sömürerek üstün bir refah seviyesi yakalamıştı.

     Sömürgecilik, “Sanâyi Devrimi”nden önce kolonileşme,  bir yabancı toprağın işgali, o toprağa yerleşme, işleme ve göçmenlerin yerleştirilmesi şeklinde ortaya çıkmıştı. Sanâyileşmeden sonra şekil değiştirdi. Toprağı ele geçirmeden, iskân etmeden de sömürme özelliklerini içinde barındıran bir faâliyet oluşturdu. Bunun adına emperyalizm denildi. Sömürgecilik, medenileştirmek, kültürünü ve dilini hâkim kılmak, yayılmak şeklinde vukū buldu. Bu ikinci sömürgeleştirme ülkelerin bünyesi üzerinde derin değişikler yarattı. Bu durum bayraksız sömürgecilik olarak da ifâde edildi. J. Cham-berlain 1895 yılında parlamentoda yaptığı konuşmada, kendi ırkını üstün görüyür, “Bu ırka inanıyorum” diyerek, İngilizlerin zaferi için emperyalist bir nutuk atıyordu.  Onların omuzlarında taşıdığı yük dünyâyı uygarlaştırmaktı. Onların inandıkları değerler, diğerlerinin aşağı bir kültürün temsilcisi olduğu anlamına geliyordu. Artık beyaz ırkın “öncü gücü” olan İngilizler mesâfeyi koruyarak onları eğitecek ve uygarlaştıracaklardı. Zâten kendilerini bilimin ve tekniğin de temsilcileri olarak görüyorlardı.

Bu anlattıklarımızdan başka, geniş ve çok yönlü bir durum olan sömürgecilik ve ötesinin hakkında daha söylenecek çok sözler bulunmaktadır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.