Demokrasi’nin beşiği diye sunulan ABD ve Batı ülkelerinde seçimlere katılım oranları % 50’ye ulaşmazken ülkemizde yapılan 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Milletvekili Genel Seçimlerine milletin % 88 oranında teveccühü, Demokrasi’ye olan bağlılığımızın ve demokratik olgunluğumuzun önemli bir emaresidir. Bu durum, Batı ülkelerine Demokrasi dersi niteliğindedir.
24 Haziran 2018 seçimleri, iktidar ve muhalefet partilerince sonucu bilinen bir seçim sürecidir. Muhalefet partileri bu gerçeği samimiyetle dillendirmeseler de ideolojik körlükle ve parti fanatizmiyle malul olmayan herkes biliyordu ki Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar cumhurbaşkanı seçilecek, AK Parti de birinci parti olarak çıkacaktı seçimlerden; çünkü görünen köy kılavuz istemezdi. Merak edilen, cumhurbaşkanı adaylarının ve siyasi partilerin alacakları oy oranlarıydı; nitekim malumun ilamı gerçekleşti. Millet; Erdoğan’ı cumhurbaşkanı, AK Parti’yi de iktidar yaptı. Netice devletimize ve milletimize hayırlı olsun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yenilmezlik serisini sürdürdü ve on dördüncü defa da sandıktan galip çıktı. Seçmen, 10 Ağustos 2014 tarihinde % 51.79 oy oranıyla cumhurbaşkanı seçtiği Erdoğan’ı, bu kez desteğini artırarak % 52,5 oy oranıyla devlet başkanı yaptı; emperyalist küresel güçlerin ve uşaklarının “Erdoğansız Türkiye” projesini onaylamadı. Seçmen, bu seçimlerde Erdoğan’a sunduğu desteği aynı oranda AK Parti’ye vermedi. 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimi’nde % 49,5 oy alan AK Parti, bu seçimde % 42,5 oy alarak % 7’lik bir oy kaybına uğradı. Bu sonucun sebebi; AK Parti’deki atalet, rehavet ve gaflet içinde olan bazı il, ilçe teşkilatları; belediye başkanları, çıkar için partiye çökmüş menfaatperestler ve AKP’li memnuniyetsizlerdir.
Siyonist uşağı FETÖ’nün seçimlerden bir süre önce MHP’yi ele geçirme operasyonlarına ve saldırılarına büyük bir dirayetle karşı koyarak partisini dimdik ayakta tutmasını bilen, ismiyle müsemma devlet adamı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu seçimden de alnının akıyla çıktı. Medyadaki bütün olumsuz değerlendirmelere ve anketlerle oluşturulmaya çalışılan MHP’nin bittiği, baraj altında kalacağı gibi algı operasyonlarına rağmen MHP; Türkiye siyasetinin çok önemli bir partisi olduğunu bir defa daha ortaya koydu. Bütün badireleri atlatarak Bahçeli’nin ifadesiyle patiyi içerden çürütmeye çalışanlardan kurtulan MHP, seçimlerde barajı yıktı ve TBMM’nin kilit partisi olmayı da başardı. Seçimlerden önce Cumhur İttifakı’nın teşekkülünde AK Parti ile birlikte önemli bir vazife yapan MHP, devletin ve milletin bekası için bu ittifakın devam ettirileceğini beyan ederek de milli birliğimizin harcı ve teminatı olduğunu bir defa daha gösterdi.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İnce, çıktığı CHP Genel Başkanlığı yolculuğunda hedefe biraz daha yaklaştı. CHP’nin oylarını kırk yıl sonra % 30’un üzerine taşıdı. Her ne kadar adaylığını açıklamasından sonraki ilk işi tutuklu bulunan HDP Genel Başkanı Demirtaş’ı ziyaret etmesi ve Demirtaş’ın serbest bırakılması beyanatı olsa da bu durum, İnce’nin CHP Genel Başkanlığı’ndaki yolculuğuna mani olmayacaktır. Kürt vatandaşlarımızın % 6,7 oy oranıyla TBMM’ye göndermediği PKK/YPG’nin siyasi uzantısı HDP’yi, daha önceki seçimlerdeki gibi bu seçimde de her evden HDP’ye bir oy kampanyasıyla TBMM’ne taşıyan CHP için bu durum gam değildir. CHP’nin 1 Kasım 2015 seçimindeki % 25,5’lik oy oranı, bu seçimde % 22,5’e düşmüştür. Kayıp % 3 oranındaki oyun gittiği yer bellidir. CHP ile HDP’nin işbirliği her geçen gün kurumsallaşmaktadır. CHP, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diye slogan atan CHP’lilerin oylarıyla terörist başı Apo’nun siyasi temsilcisi HDP’ye desteğini sürdürmüştür.
PKK/PYD’nin siyasi uzantısı, Kandil’in kontrolündeki HDP’ye ve terör sevicilerine Türkiye Cumhuriyeti devleti, gerekli hukuki müdahaleyi yapmalı; terör ve terör destekçilerine karşı milleti rahatsız edecek her türlü tavizkâr tutumdan vazgeçmeli ve geçmişteki hataları tekrarlamamalıdır.
Seçilirse tutuklu FETÖ’cü polisleri serbest bırakacağı ve parlamenter sisteme geri döneceği vaatlerinde bulunan İP’in cumhurbaşkanı adayı Akşener’in ütopyaları gerçekleşmedi. Millet İP’i iplemedi. İP’in baraj altında kalması, millet için olmasa da İP için sükut-ı hayaldi. HDP’yi Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olarak niteleyen Akşener’in partisinden daha az oy almasının önümüzdeki günlerde siyasi sonuçları olacaktır.
“Millet İttifakı” içinde yer alan SP, CHP’ye sekiz milletvekili kazandırarak kendisine verilen görevi bihakkın yerine getirmiştir.
Eyvallah!
