Türk tarihi incelendiğinde Orta Asya’da yaşayan Türk kavimlerinin hakimiyet savaşları sonucunda çok sayıda Türk kardeş devletler tarafından kırıma uğramıştır. Kağanların ve Hakanların toprak ve hakimiyet kazanma uğrunda komşu Türk boylarını sürgün ettiklerini ve hatta katlettiklerini görmekteyiz.  Çinlilerle yapılan savaşlar yıllarca sürmüş ve çok sayıda Türk canını kaybetmiştir. En büyük Türk katliamı ise Arap ordularının 750 yılında Gürcan ve Takan civarında yüz binlerce Türk’ü   feci şekilde  ve insanlık dışı metotlarla yok etmişlerdir.  Türk boyları batıya doğru göç etmişler, Horasan’dan itibaren Anadolu ve Kafkasya bölgelerine doğru sel gibi akmışlardır. Anadolu’yu yurt edinen Türk boyları ise Moğol istilası esnasında da soy kırımına uğramışlardır. 

       Osmanlı İmparatorluğu döneminde ülke sınırları üç kıtaya uzanmıştır, önce duraklama ve ardından da gerileme devriyle birlikte çöküş başlamış, toprak kaybının yanında nüfus kaybımız da artmaya başlamıştır. 1800 yılında Anadolu, Balkanlar ve Güney Rusya bölgesinde yoğun bir Türk nüfusu bulunmaktaydı. Türkler bu toprakların sadece yönetici değildi, aynı zamanda halkın da çoğunluğunu sağlıyordu hatta bazı bölgelerde çoğunluğu sağlamasa bile nüfus oranları hayli fazla idi. 1923 yılına gelindiğinde Türk toprağı olarak Anadolu, Trakya ve Güney Kafkasya’nın belli bölgeleri kalmıştı.  Balkanlardaki Türkler ise göçe zorlanmış, katliamlara uğramış, Yunanistan, Bulgaristan ve eski Yugoslavya’nın bazı bölgelerinde kümeler halinde kalmışlardır.  1821-1922 yılları arasında 5 milyondan fazla Türk topraklarından sürülmüş, 5.5 milyon Türk öldürülmüş, bir kısmı savaşlarda can vermiş, bir kısmı da mülteci olarak açlık ve hastalıktan kırılmıştır. 1914 yılında Erivan’ın nüfusunun % 84’ü Türk iken bugün Ermenistan’da bir tane bile Türk yoktur, yüzlerce cami, mezarlık  v.s. tamamen ortadan kaldırılmıştır ve hiçbir Türk izi bırakılmamıştır. Balkan Savaşında Bulgar çeteciler tarafından 692 bin  sivil Türk öldürülmüştür.

        Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde kurulan devletlerde Türk nüfusu yok denecek kadar azdır hatta hiç Türk nüfus bulunmamaktadır. O topraklarda yaşayan Türkler ya ölüme ya da sürgüne gönderilmiştir.  Çerkezlerin sürgünü bir insanlık suçudur, milyonlarca Çerkez kökenli Müslüman başta Anadolu olmak üzere Ürdün, Suriye, Irak başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmışlardır. Keza Kafkasya’da yaşayan İbuh kabilesi tamamen imha edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonunda Stalin 30 milyon Türk ve diğer milletleri sürgüne göndermiş, Ahıska ve Kırım Türklerinin yarısı yollarda can vermiştir. Açlıktan ve hastalıktan ölenlerin cesetleri yollara atılmış, sağ kalanlar ise Sibirya, Özbekistan ve Türkmenistan gibi bölgelere sürgüne gönderilmiştir.       

       1950’li yıllarda Irak’ta özellikle Kerkük bölgesinde Baas Partisi tarafından planlı bir sürgün ve katliam politikası uygulanmış, Türkmen nüfusu yok edilmeye çalışılmıştır. Kerkük Katliamında ileri gelen ve çoğunluğu okumuş Türkmen liderleri idam edilmiş, kanlı olaylar meydana gelmiştir.  Aynı senaryolar Kıbrıs’ta Türklere karşı sahneye konulmuştur.  Günümüzde ise Çinliler tarafından Uygur Türklerine karşı insanlık dışı baskı ve soykırım uygulanmaktadır. Türk milleti tarih boyunca her zaman ister Müslim ve ister gayrimüslim olsun düşmanları tarafından daima düşman olarak görülmüş ve ezilmeye, yok edilmeye çalışılmıştır.  

       Amerikalı yazar Justin McCarthy tarafından yazılan Ölüm ve Sürgün Osmanlı Müslümanlarının Etnik kıyımı ( 1821- 1922) isimli kitapta bu güne kadar  milletimize karşı  yapılan soykırım ve sürgünlerde can kaybımızın yaklaşık yirmi milyon kişi olduğunu belgelerle ortaya koymaktadır.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.