27 Mayıs 1960 günü sabahın erken saatlerinde MBK üyesi Albay Alpaslan Türkeş radyolardan askeri darbenin bildirisini okudu…Bildiri şöyle başlıyordu…”Bu gün demokrasinin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek için Türk Silahlı Kuvvetleri  memleketin idaresine ele almıştır…Bütün ittifaklarımıza ve taahhütlerimize sadığız…NATO ve CENTO’ya inanıyoruz ve bağlıyız”

Nato’ya bağlılık önemliydi…Çünkü  Nato demek Amerika Birleşik Devletleri demekti…Nato’ya bağlılık  demek başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere Türkiye ordusunun , siyasetinin, ekonomisinin ve maliyesiyle ABD vesayeti altında yaşamayı kabullenmesi demekti…

Darbecilerin devirdiği Demokrat Parti İktidarı da ABD’nin sıcak bir yandaşıydı…Öyleyse askeri darbeyle ne değişmiş oluyordu?

Tam bağımsızlık yanlısı Türk halkı Alpaslan Türkeş’in NATO’ya bağlılık vurgusunu kuşkuyla karşılamakta haklıydılar…Bunun geçici bir taktik olduğuna inanmak istiyorlardı…Tam bağımsızlık yanlısı Türk Halkını düş kırıklığı bekliyordu…

27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren başlayan tutum ve uygulamalar, ihtilal yapıp iktidara el koymuş komutanların NATO’ya gerçekten bağlı olduklarını NATO’nun emirlerine uyduklarını, ABD’nin yörüngesi dışına çıkmadıkları göstermiştir…

Hatıralarında Alpaslan Türkeş şunları anlatır…”….27 mayıstan sonra bakanlıkları dolaşmaya başladım..İçişlerine bakanlığına gittiğimde orada ayrı bir odada bir ayrı büroda Amerika’lıları gördüm…Bizim yetkililere “Nedir bu? “ diye sordum…Cevap şu oldu…” Biz komünizmle mücadele için Amerika ile işbirliği yapıyoruz…Buradaki Amerikalılar da onlarla bizim aramızdaki işbirliğinin koordinasyonunu yapıyorlar…Ama işi biraz daha inceleyince gördüm ki  İçişleri Bakanlığına gelen şifre,telgraflar ile bakanlıktan çıkan tüm evraklar oradan geçiyor..Yani onlar bunları görüyor ve kontrol ediyorlar…” Bunu öğrenen Türkeş Amerikalıların odadan çıkarılmasını ister…Amerikan yardım binasına gitmelerini ve orada çalışmalarını söyler…” Ben bu talimatı verdikten sonra CIA’nın Ankara’daki Başkanı olan zat bana geldi … Çankaya’da oturuyordu…Hatta bir iki defa yemek yemiştik..Oradaki Amerika’lıların kalması rica etti..Ben israr ettim ve dedim ki, “Biz sizinle dostuz Amerika ile dostluğumuzu sürdürmek kararındayız..komünizmle mücadelede sizinle işbirliği yapacağız..” fakat onlar orada kalmadı ….Amerikan büyükelçisi geldi…. Ayni talebi ileri sürdü…İsrar ediyorlar ,üzülüyorlardı…Ona da aynı şeyi söyledim..Bununla yetinmeyip ardından daha sonra bir mektup yazdı…”Orası küçük bir odadır önemli değildir, orada kalmalarına müsaade edin….

Bu arada ABD’nin Ankara büyükelçiliği birinci sekreteri William H.Doyle 25 Temmuz 1960 tarihinde Başbakanlık müşteşarı Albay Alpaslan Türkeş’e bir mektup yazarak ”  İçişleri Bakanlığındaki odanın CIA ofisi olduğunu söyler” Peki bu olay nasıl sonuçlandı? İçişleri Bakanlığındaki ofis hakkında sonradan soruşturma oldumu?

İşte Türkeş’in cevabı; Hayır olmadı…..

Şu işe bakın Ordu ihtilal yapıyor DP iktidarını alaşağı ediyor..Sonra Türkeş Bakanlıkları dolaşıyor…İçişleri Bakanlığında Amerikalıların yuvalanmış olduğunu görüyor….Önce tepki koyuyor …Ama ABD büyükelçisinin  ve CIA’nin baskıları karşılarında dayanamıyor ve karşı çıkamıyor…ABD ve CIA daha önce olduğu gibi devletin bakanlıklarında istediği gibi at koşturuyor…Yabancı devlet ajanlarının devletin içinde yuvalanmış olduğunu gördükten sonra onları oradan söküp atamayacak kişilere siz nasıl ihtilalci derseniz?

Kaynak:Yılmaz Dikbaş… Atatürkçüler Yenildi….

Not…Geçen hafta hakkın rahmetine kavuşan eski belediye başkanı ADİL AYGÜL’e Allah’tan rahmet dilerim…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.