Mevlânâ’nın izinde müesseseleşerek, mensuplarına İslâm dînini, ilâhi bir mûsıkînin refâkatinde, semâ ederek yaşatan.  Birkaç metrekarelik çilehânelerinde tefekkür ve ibâdet ile terbiye eden.  Mutfaklarındaki edep ve erkân ile yoğuran.  Şiir ve mûsıkî ile bulundukları yerlerde, zamânın güzel sanatlar akademileri misâli, kültür hayâtına da yön veren ocaklar olan Mevlevihaneler, 13. Asırdan, 1925 yılındaki tekke, dergâh ve zâviyelerin kapatılmasına kadar, bu faâliyetlerini sürdürmüşlerdir. 

1925 yılından îtibâren diğer dergâhlar gibi, târihî misyonları sona eren mevlevîhânelerden, Mevlânâ’nın zaman ve mekânları aşan sevgi ve aşk anlayışı; onu sevenlerinin gönüllerine, sohbetlerine ve sanatlarına taşınmıştır. 

Hz. Mevlânâ’da tekemmül esastır. O; “Nebatsan-hayvan, hayvansan-insan, insansan, insân ı kâmil oluncaya kadar tekemmül devam edecektir” diyor.  Hattâ Mevlânâ’nın “Hamdım, piştim, yandım” ifadesi de aynı minval üzeredir.

Mevlânâ’nın, “Hz. İbrâhim’in inşâ ettiği Kâbe’ye Allah gelip bir gün oturmadı, ama benim gönül Kâbemden bir gün bile çıkmadı.” dediği gibi, bugün Mevlânâ da sevenlerinin gönlünde yaşamakta, sevgi ve aşk öğretisi ise takipçilerinden, akademik toplantı ve merkezlere kadar terennüm edilmektedir. Hatta dünyâ’da Mevlânâ, kültür ve hoşgörü âbidesi olarak çeşitli platformlarda da anılmaktadır. 

Mevlânâ çok yönlü ve zengin bir bilgi ve kültür birikimine sâhip olup, her mizaç ve meşrebe hitap etmektedir. Bu hâlini Mevlânâ, “Bir ayağım sâbit, diğer ayağımla 72 milleti dolaşırım” sözü ile açıklamaktadır. Hattâ zamânının Hint’de, Çin’de bile anlatılmakta olan binlerce hikâyeyi Mesnevî’sinde anlatıp, arkasından hikmetli netîceler çıkarmasını, kurt-kuş hikâyeleri anlatıyor diye kendisini eleştirenlere şu dörtlük ile cevap vermiştir.

Ben Kur’an’ın bendesiyim, Hazreti Muhammed’in yolunun tozuyum. Eğer biri, benden bunlardan başka bir şey naklederse, ondan şikâyetçiyim.” diyen Hazreti Mevlânâ; 25.000 beyti aşan Mesnevî’-sinin ilk 18 beytini bizzat kendisi kaleme almış, gerisini de yıllar süren bir berâberlik içinde, O söylemiş, kâtibi Hüsamettin Çelebi yazmıştır.

Dinle neyden, duy, hikâyet eyliyor,

Ayrılıklardan şikâyet eyliyor.

Bir garip düşmüşse yurdundan cüdâ,

Yurduna dönmek ister dâimâ.

Aşka düştü, yandı hep tutuştu ney,

Aşka düştü, aşk yüzünden coştu mey.

Yardan ayrılmışa ney sırdaş olur,

Perdeler yırtar, visâle yol bulur.

Mesnevinin İlk beyitleri içinde bulunan yukarıdaki mısrâlarda görüldüğü üzere, kamışlıktan kesilerek, toprağından ayrılmış, üzerine delikler açıldığından, parçalanmış, üflenmekten kurumuş, yanmış, yakılmış “Ney” sembol olarak kullanılır. Yaratılış ile Tanrı’dan aldığı nefesi tasarruf eden insanın, asıl vatanı olan Yaratanın mülküne dönme arzu ve iştiyâkına “Ney” tercümandır. Neyin kendi sesi yoktur. Üfleyenin nefesi sedâ olur. Bu hâliyle Mesnevî; Hz. Mevlânâ’nın iç yüzünü aksettiren bir ayna, dinlenen “Ney” de Mevlânâ’nın ta kendisi veya aşk ile “piştim” diyen İnsan-ı Kâmil’den başkası değildir. Ya da Hazreti Muhammed’e gelen vahyin, O’nun vücûdu dilinden insanlığa tebliğ edilmesi gibi, Kur’ân-ı Kerim’in asırlar ötesine şerh edilmesidir. Bu yönü ile de Mesnevî bir din kitabı, içinde kültür de barındıran bir din öğretisidir. Hem de zamanları, mekânları aşan Kur’an misâlidir. O’nu kuvveden fiile, sözden örneğe, hayâtın içine katar. Anlattığı binlerce kurt-kuş-aslan hikâyesinden, hikmetli netîceler çıkarır. Dîni doğru yorumlayan ve gösteren emsalleri tespit eder. Bunu yaparken malzemesi de vahdet-birlik görüşü içinde; hoşgörü, sevgi ve aşktır. Çünkü Mevlânâ’nın mayasında bu hasletler vardır ve bu hasletlerle birlikte kemal bulmuştur. Zâten Mevlânâ da Mesnevi’sinin içinde şöyle diyor; “Bizim Mesnevimiz birlik dükkânıdır. Onda birden başka ne görürseniz, puttur, onu kırınız.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.