Mareşal Fevzi ÇAKMAK Paşa, vefat etmeden önce can ve gönül dostu, kader arkadaşı Atatürk ile ilgili bazı düşüncelerini eşi  Fıtnat Hanım’a ve Çanakkale cephesinde şehit düşen kardeşi Üsteğmen Nazif ÇAKMAK’ın oğlu olan yeğeni Adnan ÇAKMAK’a anlatmış ve not aldırmıştır. Fevzi Paşa’nın anıları ölümünden sonra Murat SERTOĞLU tarafından yayınlanmıştır.

“Ben İzmir’e(9 Eylül 1922) Mustafa Kemal Paşa ile aynı otomobille girmiştim. Halkın bize karşı gösterdiği sevgi ve muhabbetin derecesini anlatabilmeme imkan yoktur. Mustafa Kemal Paşa yangına kadar İzmir’de kaldı. Sonra da müstakbel eşi latife Hanım’ın Göztepe’deki evlerinde misafir oldu. Bana hemen o günlerde Paşa’nın Latife Hanım’la evlenmek kararında olduğundan bahsettikleri vakit bir bakıma memnun kalmıştım. Ben hayatımda içki değil sigara bile içmiş bir kimse değildim. Canım kadar sevdiğim ve son derece takdir ettiğim Mustafa Kemal Paşa’nın ise öteden beri içki içtiğini biliyordum. Beni en çok üzen şey de buydu.

Mustafa Kemal Paşa bu memlekete çok lazımdı. O’nun ayarında kişiler dünyaya asırda bir bile gelmezlerdi. Parlak zekası ve sınırsız vatan sevgisi, yüksek bilgisi, yılmaz azmi, istikbali, uzağı görme kabiliyeti, teşkilatçılık kabiliyeti bu derece yüksek olan bir  insana  memleketin son derece ihtiyacı vardı. Ne kadar uzun süre yaşayacak olursa millet ve memleket ondan o derecede faydalanacaktı. Evet, savaşı kazanmıştık ama sadece enkaz halinde bir vatan devralmıştık.  Memleket  baştan başa yakılmış, yıkılmıştı. Yolumuz, fabrikamız, paramız hatta insanımız yoktu. Bu halde devir almış olduğumuz vatanı yeni baştan yapmak ve onu Avrupa medeni memleketlerinin seviyesine çıkarmak için O’nun gibi bir yol göstericiye ihtiyacımız büyüktü. 

Ne yazık ki bu büyük adam gençliğinden beri alışmış bulunduğu içkiyi bir türlü bırakamıyordu. Tabii bunda etrafını çeviren dalkavukların da çok büyük günahı vardı. İşte kendisini görüp tanıdıktan ve onunla konuştuktan sonra akıllı ve bilgili bir kimse olduğunu gördüğüm ve çok iyi bir ailenin gayet iyi yetiştirilmiş bir kızı olan Latife Hanım’ın Mustafa Kemal Paşa ile evlenmesinin bu bakımdan çok yerinde olacağını düşündüm. Belki de Mustafa Kemal Paşa O’nun sayesinde içkiyi bırakır, hiç olmazsa azaltırdı. Ne kadar üzgünüm ki bu ümitlerim tahakkuk etmedi. Latife Hanım, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın eşi olduktan sonra bütün gücü ile O’na hizmet etmeye koyulmuş,  onunla birlikte birçok memleket içi seyahatler yapmış, kendine özel sekreterlik vazifesi de görerek işlerini kolaylaştırmaya, O’na her bakımdan yardımcı olmaya gayret etmiştir. Ama ne yazık ki bu evlilik uzun sürmedi. Latife Hanım, köşkte çok geçmeden Mustafa Kemal Paşa’nın içki arkadaşları ile birlikte bir çeşit savaşa girişmek zorunda kaldı. Ve bu savaştan yenik çıktı. 

Hepsi  bu kadar.  Onların ayrıldıklarını öğrendiğim zaman ne kadar üzülmüştüm. Bunu asla anlatamam. Bununla beraber bence önemli olan bir noktayı bilhassa belirtmek istiyorum. Benim İstiklal Savaşı sırasında ve ondan sonra da Mustafa Kemal Paşa ile birçok temaslarım, konuşmalarım olmuştur. Ya herhangi bir mesele etrafında görüşmek üzere ben onun yanına giderdim, ya da O Genel Kurmay Başkanlığını şereflendirirdi. Beni köşke çağırdığı akşamlar ne içki sofrası kurulur ne de bu masanın müdavimlerinden herhangi biri davet edilirdi. Çok defalar baş başa kalır, saatlerce memleket ve ordu işlerinden bahsederdik. Böyle içkili olmadığı zamanlar Onunla konuşmak o tatlı Rumeli şivesiyle söylediklerini dinlemek ne kadar zevkli olurdu. Yazık oldu O büyük adama.  Evet her bakımdan çok yazık oldu. Memlekete en verimli olacağı bir çağda O’nu sırf içki yüzünden kaybettik.”  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.