Mahatma Gandhi, zengin bir Hindu ailenin oğludur, 1869 yılında dünyaya gelmiştir, 18 yaşında iken İngiltere’ye gitmiş, Oxford Üniversitesinde Hukuk okumuş, doktora çalışmasını tamamlamıştır. Sonra Hindistan’a dönen Mahatma Gandhi avukatlık mesleğine atılmış, Batılılıkla uyuşan kibar çevrelerin bir üyesi olmuştur. 1893 yılında Güney Afrika’ya gitmiş, Asya’dan buraya göç eden işçilerin ve tacirlerin önemli hukuki davalarını almış, gerek Hintli ve gerekse yerli halkın sefaletini yakından görmüştür.

       İnsan haklarını pervasızca çiğneyen yerli ve Batılı emperyalist ülkelerin yöneticilerine karşı sefil kitlelerin yanında yer alıp onları savunmak gereğini duyan avukat Mahatma  Gandhi , ister istemez politikaya atılmış, bu yolda karşılaştığı maceralar içinde haksızlığa karşı koymada etkin ilkeler keşfetmiştir. Bir yandan birleştirmeye ve haklarını korumaya çalıştığı zencilerin ve yoksul Hintli işçilerin kendisine karşı duydukları büyük sempati, diğer taraftan da yerli hükümetin tertipleri ile beyaz halktan gelen eylemli saldırılar, Mahatma Gandhi’nin siyasal hayatında, kişisel ve toplumsal durumlarında çok önemli değişiklikler meydana getirmiştir. 

       Çeşitli ve seri olaylar sonunda Mahatma Gandhi, itina ile giydiği pahalı ve lüks elbiselerini çıkarıp atmış ve dikilmemiş adi bir kumaşa bürünerek, ömrünün sonuna kadar hiçbir lüks taşıta binmemeyi, lüks ve konfordan faydalanmamayı denemeye koyulmuştur.   1914 yılında ülkesi Hindistan’a geri dönmüş ve servetinin tümünü yoksul halkına dağıtıp, avukatlık mesleğini de bırakarak kendini halkının hizmetine adamıştır.  Mahatma Gandhi, giriştiği sade yaşama denemesini ömrü boyunca 1948 yılında iki bağnaz tarafından öldürüldüğü güne kadar sürdürmüş ve bir parya’nın ilkel yaşantısını yaşamıştır.   Gandhi’nin temel prensipleri şunlardır: Çalışma olmadan servet, vicdan ve bilinç olmadan haz, karakter olmadan bilgi, ahlak olmadan ticaret, insanlık olmadan bilim, özveri olmadan din, ilke olmadan siyasetin insanı günaha götüren unsurlar olduğuna inanmış ve bunlardan uzak durulması gerektiğini savunmuştur.

       Gandhi’nin ilkeleri şunlardır: Doğruluk: her şeyin başı sayılacaktır, ömrünü hakikat ve doğruyu bulmaya adayan Gandhi, kendi hatalarından yola çıkarak doğruyu bulmaya çalışmış ve deneyimlerinden faydalanmıştır. Pasif direniş, mücadelede kan dökmeden, kırıp parçalamadan, kimseye ve devlete zarar vermeden siyaset yapmış ve ilk uygulamayı başlatmıştır. Et yemezlik, Gandhi, hayatı boyunca inancı gereği et yememiş hem sağlığını korumuş ve hem de yoksul halkının yaşantısına ortak olmuştur. Brahmaçarya; duygularını, düşüncelerini söz ve eylemle kontrolünü sağlamıştır, ihtiraslarından uzak durmuştur.

       Sadelik; sade yaşamayı teşvik etmiş, gösterişten uzak yaşamış, kendi çamaşırlarını kendisi yıkamış, halkın kıyafetini kendisinin dikmesini, gereksiz giderlerden uzak kalınmasını tesviye etmiştir. İnanç; Gandhi, Hinduizm’e mensup olduğu  halde ülkesinde yaşayan Hindu, Müslüman, Hristiyan gibi değişik inançtaki insanlar arasında ayırım yapmamıştır. Pasif direniş, ülke çapına yayılınca İngiliz yönetimi geniş tutuklamalara başlamıştır. 12 mart 1930 tarihinde İngiliz Genel Valisi yoksul insanlar üzerine ağır Tuz Vergisi yükleyince ülke çapında pasif direniş başlayınca Hükümet Tuz Vergisinin uygulamasından vazgeçmiştir.      

       Mahatma Gandhi, yalnız Hindistan’ın lideri değil son yüz yılda yaşamış ve çok önemli işler başarmış  örnek bir liderdir.   

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.