Bu günkü konumuz kadın cinayetleri üzerinde olacak. Bu konuda sınıfta kaldığımız muhakkak. Bu konu artık toplumsal bir sorun olmaya başladı. Toplumu yaralamaya ve öfkelendirmeye başladı, toplum yara aldı. Bu işe sebep olanların ise hala kanunlarda, yasalarda bir değişikliğe gitmemeleri ne acı. İlla başımız bir olay gelecek.  O  olaydan ders çıkarıyor muyuz ? Hayır. Olay soğuduktan sonra, o olayın ateşi söndükten sonra unutulmaya yüz tutuyor. Ne zamana kadar ? Ta ki yeni bir olay meydana gelene kadar. O olay da birkaç gün konuşuluyor, o konu üzerinde yine hamaset nutukları, birkaç beylik söz tamam…  Birkaç gün sonra yine unutulmaya yüz tutuyor. Bu kısır döngü son 15 yıldan bu yana katlanarak devam ediyor. Yani eski tas eski hamam. Gazete de manşet:  “Son on yılda 15 kişi, cezaevlerinden izinli çıkan canilerin kurbanı oldu. Kimi eski eşini, kimi sevgilisini, kimi de hiç tanımadığı kişileri öldürdü. “ 

Ceren Özdemir’in cinayeti açık cezaevlerindeki izin uygulamasını tartışmaya açtı. Talihsiz genç kızı, açık cezaevinden izin alıp firar eden bir mahkumun öldürmesi, “ Şu an sokakta kaç psikopat  katil var ? “ sorusunu beraberinde getirdi. Yapılan istatistiklere göre Türkiye’de son on yıldır işlenen on beş cinayet  açık cezaevlerinde kalan mahkumlar tarafından işlendi. İzinli çıktıktan sonra firar eden  bu kişiler, eşlerini, sevgililerini, akrabalarını ya da hiç tanımadıkları insanları katletti. İnsan düşünüyor. Hapishaneler de yatan iki yüz otuz bin civarında mahkum olursa yer sorunundan dolayı bazılarını hiçbir uygulamaya tabi tutmadan açık caza evine gönderiliyor. Kapalı cezaevlerinde yer açabilmek için. Açığa gönderilerin psikolojik durumu nasıl, halet-i ruhiyesi nasıl, hal hareket ve tutumları açık cezaevine geçmeye müsait mi diye yetkililer tarafından kontrol edilmeden naklediliyor.  Bir de çarşı izini vererek toplumun içine salıveriyoruz.  Kadın  kocasından, sevgilisinden, erkek arkadaşından tehdit edildiklerinde savcılıklara müracaatla koruma istiyor ama takan yok. Defalarca müracaat etse bile ne fayda. İlgilenen yok. Bundan cesaret alan katil ruhlu insanlar ise eylemi gerçekleştiriyor, kadını öldürüyor, ondan sonra feveran ediyoruz. 

Bu cinayetler artık o kadar sıradanlaştı ki : İnsanın havsalası bu cinayetlerin nasıl olabileceğinin sorgusunu düşünmeden edemiyor.  Canını senin vermediğin bir insanın canını almak nasıl bir duygu ? Elbette bu soruyu katillerden başkası cevaplayamaz. Toplumsal olarak nasıl bir ruh haline sahibiz bunu da anlamak mümkün değil. Duyumlarıma göre altmışa yakın hapishane de yapım halindeymiş.  Toplumu bu seviyeden kurtarmayıp doğru dürüst bir eğitim vermedikten sonra  yüzlerce hapishane yapsanız ne çıkar ? Hem de kitlesel bir eğitim gerekli bu topluma. Toplumda herkes kural tanımamak, kuralları hiçe saymak için yarışıyor adeta.  Türkiye son on yedi yılda o kadar çığrından çıktı ki toplumun civataları gevşedi.   Hiçbir şey düzenli değil, her şey kaos içinde. Ne baştakilerin halka saygısı var, ne de halkın yönetenlere. Elbette asıl sorumlu bu tedbirleri alması gereken yönetim. Kanunları çıkaracak olan meclis, uygulayacak olan ise hakimler. Fakat bu kimsenin umurunda değil ki kimse bir şeyler yapmak adına adım atmıyor.  Kadının biri 60 adet güvenlik birimlerine dilekçe veriyor, “ Hayatım tehlike de “ diye yalvarıyor fakat kimse harekete geçmiyor ve kadın öldürülüyor.  Bunun gibi yüzlercesi var. Olay olup bittikten sonra birkaç gün kamuda tartışılıyor daha sonra unutulup gidiyor.  Her şey yeniden eskiye dönüyor.  Hiçbir işte ciddiyet yok. Hiçbir şey de insan merkezli bir çalışma yok. İnsanlar hep ikinci plana atılıyorlar ve layık oldukları zemini bulamıyorlar.  Elbette bu anlattığımız sorunlardan bir tanesi ve en önemli sorunlardan birisi. Baştakiler toplumdan uzak olup sadece kendi çıkarlarını düşünürlerse elbette toplum için alınacak kararlar toplum yararına olmuyor ve devamlı erteleniyor. Birbirimize saygı ve sevgiyi unuttuk bu aralar. Sür’atle   artık bir şeylerin ayrımına varıp çarelerini bulmalıyız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.